Hukuk Genel Kurulu 2016/399 E. , 2017/1414 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki “tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Zonguldak 1. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 13.03.2014 gün ve 2013/502 E.-2014/144 K. sayılı kararın temyizen incelenmesi davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 16.03.2015 gün ve 2014/9868 E., 2015/5401 K. sayılı kararı ile;
(...Dava, davacının ölen babasından maaş almaya hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 28/09/2007 tarihinde eşi ..."un vefatı ile eşi üzerinden 506 sayılı Yasa kapsamında ölüm aylığı almakta iken 12/07/1996 tarihinde vefat eden babası Osman ADAKOĞLU üzerinden de 06/08/2013 tarihli tahsis talebi ile 506 sayılı Yasa kapsamında yetim aylığı bağlanması isteminde bulunduğu, Kurum"un 09/09/2013 tarihli yazı cevabı ile “davacının eşinden ve babasından dolayı ölüm aylığına hak kazandığı ancak yapılan hesaplamada aylık miktarı daha yüksek olan dosyadan dolayı tarafına ölüm aylığı ödendiği” hususunun bildirilerek istemin reddedildiği anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasa"nın 68/I-C-a maddesi aylık bağlanma koşulları yönünden, "evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan kız çocuklarına” aylık bağlanması olanağı öngörürken; aynı maddenin (VI) numaralı bendi, kız çocuklarına bağlanan aylığın kesilme nedeni olarak “çalışma ve evlenme” halini kabul etmekteyken; 4958 sayılı Yasa"nın 06.08.2003 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 35. maddesiyle, söz konusu (VI) numaralı bende “buralardan gelir veya aylık almaya” ibaresi eklenerek böylelikle “Sosyal Sigortadan, Emekli Sandıklarından aylık veya gelir almaya başlama” olgusu, hak sahibi kız çocuklarına bağlanan aylığın kesilme nedeni olarak benimsenmiştir. 68. maddenin son cümlesi "evliliğinin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kimseye bu aylıklardan fazla olanı ödenir." hükmünü içermektedir. Benzer düzenleme 5510 sayılı Kanun"un 54. maddesinde de vardır.
Mahkeme"nin 506 sayılı Yasa"nın 68. (5510 sayılı Yasa"nın 54/5.) madde hükümlerini göz ardı ederek davanın reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurması isabetsiz olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum"un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, davacının 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı iken 28.09.2007 tarihinde vefat eden eşinden dolayı aldığı ölüm aylığının yanında ayrıca 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı iken 12.07.1996 tarihinde vefat eden babasından dolayı da ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece 506 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 91. madde gereği 06.08.2003 tarihinden önce ölen babasından dolayı hak sahibi olan davacının eşinden ölüm aylığı almakta olsa dahi evliliğinin ölüm sebebi ile son bulmasından sonra babasından da ölüm aylığı talep etme hakkına sahip olması nedeniyle 09/09/2013 tarih ve 1260607 sayılı kurum işleminin iptali ile davacıya ölen eşinden dolayı bağlanan gelirin yanı sıra babası Osman Adakoğlu"dan da yetim aylığı bağlanabileceğinin tespitine karar verilmiştir.
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin temyizi üzerine, karar Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile bozulmuştur.
Yerel mahkemece önceki gerekçeler tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme hükmünü temyize davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce, mahkemece verilen ilk kararda “…09/09/2013 tarih ve 1260607 sayılı kurum işleminin iptali ile davacıya ölen eşinden dolayı bağlanan gelirin yanı sıra babası Osman Adakoğlu"dan da yetim aylığı bağlanabileceğinin tespitine” şeklinde hüküm kurulduğu, direnmeye konu kararda ise “…davacının babasından dolayı 01/10/2008 tarihini takip eden ay başından itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine” şeklinde hüküm oluşturulduğu, bu suretle önceki kararın hüküm fıkrası ile direnme kararının hüküm fıkrası arasındaki uyumsuzluğun usulü bir sorun teşkil edip etmediği hususu ön sorun olarak tartışılıp, değerlendirilmiştir.
Direnme kararları yapıları gereği, kanunun hukuka uygunluk denetimi yapmakla görevli kıldığı Yargıtay dairesinin denetimi sonucunda hukuka aykırı bularak, gerekçesini açıklamak suretiyle bozduğu bir yerel mahkeme kararının aslında hukuka uygun bulunduğuna, dolayısıyla bozmanın yerinde olmadığına ilişkin iddiaları içerdiklerinden, o iddiayı yasal ve mantıksal gerekçeleriyle birlikte ortaya koymak zorunda olduğu gibi, direnilen ve uyulan kısımları da kalem kalem net ve birbirine uygun bir biçimde içermelidir.
Nitekim, aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.03.2008 gün ve 2008/15-278 Esas, 2008/254 Karar; 21.10.2009 gün ve 2009/9-397 Esas, 2009/453 Karar; 07.05.2014 gün ve 2013/4-1121 Esas, 2014/626 Karar sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Bu genel açıklamaların ışığında somut olaya gelince, yerel mahkemece verilen ilk kararda 09.09.2013 tarihli Kurum işleminin iptali ile davacıya ölen eşinden dolayı bağlanan gelirin yanı sıra babası Osman Adakoğlu"dan da yetim aylığı bağlanabileceğinin tespitine şeklinde hüküm kurulduktan sonra, direnmeye konu kararda davacıya bağlanan ölüm aylığı 01.10.2008 tarihine çekilip, değişiklik yapılarak hüküm kurulmuştur.
Hâl böyle olunca, bozulan ilk karar ile direnme kararı arasında farklılık bulunduğundan yerel mahkemece usulüne uygun direnme hükmü kurulması için işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmeksizin kararın usulden bozulması gerekmiştir.
S O N U Ç: Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle usulden BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22.11.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.