11. Ceza Dairesi 2020/2732 E. , 2020/5782 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme, defter ve belge gizleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık ... hakkında 2008-2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile defter ve belge gizleme suçlarından kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın, sanık ... hakkında 2009-2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık müdafinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
1-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 18.11.2014 tarihli 2013/830 Esas ve 2014/502 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; CMK"nin 231/11. maddesine göre hükmün açıklanmasına dair kararda, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141/3, CMK"nin 34 ve 230. maddeleri uyarınca gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, bu delillere göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanıkların eylemlerinin ve yüklenen suçların unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiğinden; somut olayda sanıkların sabit kabul edilen fiillerinin ne olduğu belirtilip buna dayanak olan deliller gösterilip tartışılmadan gerekçesiz hükümler kurulması,
2-Sanık ... hakkında 2008-2009 takvim yılları sahte fatura düzenleme ile sanık ... hakkında 2009-2010 takvim yılları sahte fatura düzenleme suçlarından açılan kamu davalarında; sanık ...’ın tasfiye memuru olarak atandığından haberi olmadığını, yanında çalışan elemanlarının nüfus cüzdanını alarak vergi levhası çıkarttıklarını, diğer sanık ...’nin ise işe alma vaadiyle notere götürüldüğünü, yalnızca noterde bir takım evraklar imzaladığını, şirkete ortak olduğunu daha sonradan öğrendiğini, sahte fatura düzenlemediğini savunmaları karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından;
a-Sahte düzenlendiği iddia olunan faturaların sanıklara gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, kendilerine ait olmadığını başka bir kişiye ait olduğunu söylemeleri halinde; bu kişinin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespit edilmesi ve çekinme hakkı hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenilmesi, faturaların gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması,
b-İsmi bildirilen kişi de faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylediği takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara veya bu kişiye ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
c-Faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ya da bu kişiye ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
aa)Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediği ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
bb)Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açıldığının tespiti halinde, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya eklenmesi,
cc)Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanıları tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanıkların bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması, sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükümleri kurulması yasaya aykırı,
3-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve sanık ... müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 13.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.