17. Hukuk Dairesi 2014/3888 E. , 2015/9028 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ..."un yolcu olarak bulunduğu motosikletin tek taraflı olarak yaptığı kazada malul kalacak şekilde yaralandığını, kazaya karışan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmadığından davalı ... Hesabına yapılan başvuru sonucunda davalı tarafından 48.759,00 TL ödeme yapıldığını, bu ödemenin müvekkilinin maluliyetinden kaynaklanan gerçek zararını karşılamadığını, bu nedenle müvekkili tarafından verilen ibranamenin de geçersiz olduğunu ileri sürerek müvekkilince imzalanan ibranamenin 2918 sayılı KTK.nun 111/2. maddesi uyarınca iptali ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın eksik ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı itirazında bulunmuş; müvekkili tarafından davacının maluliyet oranına göre yapılan ödemenin zararını karşılamaya yeterli olduğunu belirterek davanın esastan da reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacının trafik kazası sonucu maluliyetinden kaynaklanan zararının karşılanması talebiyle davalı kuruma başvurmuş olup davalı kurum tarafından hesaplanan tazminatın davacıya ödendiği, davacı tarafından da 19/10/2010 tarihinde ibraname imzalandığı, ibranamenin düzenlendiği tarihten itibaren 2918 sayılı KTK.nun 111. maddesinde öngörülen iki yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 19/02/2013 tarihinde
davanın açılmış olduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda; davacı, kazaya neden olan aracın kaza tarihi itibariyle geçerli bir zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmadığından, yaralanmasından kaynaklanan zararının karşılanması için dava tarihinden önce davalı ... Hesabına başvuruda bulunmuş; davacı tarafından imzalanan 19/10/2010 tarihli ibraname karşılığında davalı tarafından yapılan aktüerya hesabı doğrultusunda davacıya 25/10/2010 tarihinde 39.800,00 TL tutarında ödeme yapılmıştır. Davacı bahsi geçen ibranameyi imzalarken fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuştur. Daha sonra davacının maluliyetinin %42 oranında olduğunun anlaşılması üzerine davalı tarafından davacıya 01/03/2011 tarihinde ek olarak 8.959,00 TL tutarında bir ödeme daha yapılmış ve karşılığında davacıdan 26/02/2011 tarihli bir ibraname daha alınmıştır.
Bilindiği üzere, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 111. maddesinde "Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir." hükmü yer almaktadır.
Davacının, 19/10/2010 tarihli ilk ibranamede fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuş olup 01/03/2011 tarihinde yapılan ek ödemeye karşılık 26/02/2011 tarihli ikinci bir ibraname imzalamış olduğu ve davanın ikinci ibraname tarihinden itibaren iki yıllık süre geçmeden 06/02/2013 tarihinde açıldığı anlaşılmakla, somut olayda, 2918 sayılı KTK."nun 111/2. maddesinde öngörülen iki yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğundan söz edilemez. Bu durumda, mahkemece işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı
vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.