4. Ceza Dairesi Esas No: 2010/21496 Karar No: 2012/3354 Karar Tarihi: 21.02.2012
Tehdit - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2010/21496 Esas 2012/3354 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2010/21496 E. , 2012/3354 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tehdit HÜKÜM : Beraat
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede: Tehdit fiili kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli ve uygun olması yeterlidir. Ayrıca somut olayda muhatap üzerinde etkili olması gerekli değildir. Bu nedenle mağdurun korkup korkmadığı araştırılmaz.. Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi saikin de önemi yoktur. Kavga ve tartışma sırasında haksız fiilin meydana getirdiği şiddetli öfke elem ve gazap iradeyi etkileyerek kusur yeteneğinde oluşturduğu azalma sebebiyle koşulları varsa ancak yasal indirim nedeni olarak kabul edilebilir ise de, önceden ilke boyutunda kastı kaldıran ve sucun oluşumunu engelleyen bir husus olarak kabulü mümkün değildir. Bu açıklamaların ışığı altında, sanıkların mağdureyi ölümle tehdit ettiklerinin oluşa uygun kabulü karşısında korku yaratma açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli olan ölümle tehdidin muhataba iletilmekle suçun oluştuğu, ayrıca muhatap üzerinde etkili olmasının aranmadığı gözetilip, TCY 106/2 maddesiyle mahkumiyet kararları verilmesi gerekirken, "kavga sırasında söylenen sözler nedeniyle sanıkların tehdit kastıyla hareket etmedikleri,..." gerekçesiyle beraat kararları verilmesi, Bozmayı gerektirmiş ve O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamasından başlayarak sürdürülüp sonuçlandırmak üzere dosyanın esas?hüküm mahkemesine geri gönderilmesine 21.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.