
Esas No: 2019/38
Karar No: 2021/233
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/38 Esas 2021/233 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : 14. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 399-69
Katılan mağdure : ...
Sanık ... hakkında basit cinsel saldırı suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sırasında, Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesince 03.12.2013 tarih ve 409-1260 sayı ile sanığın eyleminin beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde basit cinsel saldırı suçunu oluşturabileceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın gönderildiği Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesince de 27.12.2013 tarih ve 490-461 sayı ile görevsizlik kararı verilmesi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesince 14.10.2014 tarih ve 6541-9734 sayı ile görevsizlik kararı kaldırılan Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesince 19.03.2015 tarih ve 399-69 sayı ile sanığın CMK"nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine ilişkin hükmün, Cumhuriyet savcısı ve katılan mağdure vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesince 02.10.2018 tarih ve 3400-5634 sayı ile katılan mağdure vekilinin süresinden sonraki temyiz talebinin reddiyle onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 26.10.2018 tarih ve 142889 sayı ile;
"...Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 06.03.2013 tarihli iddianamesi ile;
Olay yeri olan... Hastanesinde sanığın sağlık destek personeli olarak, katılanın da ameliyathanede hemşire olarak çalıştığı, suç tarih ve saatinde katılanın bir üroloji ameliyatından çıktıktan sonra ameliyat masasını tam olarak hazırlayamaması sebebiyle kendisine bu konuda yardımcı olması için konuşmak üzere hastanenin bahçe katında sigara içme alanında bulunan sanığın yanına gittiği, bilahare birlikte yürüyerek ameliyathane katına çıktıkları, sterilizasyon odasının önünde sanığın elleriyle katılanın yüzünü tutarak dudaklarından ve boynundan öpmeye başladığı, bu sırada sterilizasyon odasına girdikleri, burada da sanığın katılanın göğüslerini ve kalçasını okşayıp dudaklarından ve boynundan öpmeye devam ettiği, katılanın cinsel organını da okşadığı, sanığın elinden kurtulmak için katılanın "Beni bırak." diyerek kapıya doğru yöneldiği, dışarıdan ayak sesi gelmesi üzerine sanığın eylemine devam etmediği iddia edilerek, sanığın ruh sağlığını bozacak şekilde basit cinsel saldırı suçundan cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
Yerel Mahkeme yaptığı yargılama sonunda katılanın anlatımından başka delil bulunmadığı, katılanın iddialarının tanıklar ... ve ... tarafından desteklenmediği, katılanın bağırıp yardım istediğine dair tanık bulunmadığı, olay yeri çıkışını gösteren video kayıtlarında katılan yüzünde ve hareketlerinde korku, panik, utanç ve kızgınlık ifadelerinin bulunmadığından bahisle beraat kararı vermiştir.
İddianamede yazılı oluş şekli katılanın anlatımlarına dayalıdır ve katılan bu anlatımlarında ısrar etmiştir.
Sanık da savunmalarında ısrarlı ve istikrarlı bir şekilde inkar yoluna gitmiştir.
Olay yerinde güvenlik kamerası bulunmamakla birlikte olayın olduğu yere giriş ve çıkışları gören bir kamera kaydının bulunduğu ve dosya içinde CD"ye kayıtlı olarak yer aldığı anlaşılmakla Başsavcılığımızda kamera kayıtları üzerinde yapılan incelemede, olay yerine sanığın önde katılanın arkada olmak üzere girdikleri, 1 dakika 3 saniye sonra bu kez katılan önde sanık arkada olacak şekilde çıktıkları, görüntünün düşük çözünürlüklü olması nedeniyle katılanın yüz ifadesinin anlaşılamadığı, bu nedenle katılanın yüz ve hareketlerinde korku, panik, utanç ve kızgınlık ifadelerinin bulunmadığına dair bilirkişi raporunun bu hâliyle kabul edilebilir olmadığı görülmüştür.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesince düzenlenen 30.01.2015 tarihli rapora göre katılanın beden ve ruh sağlığında bozulma olmamıştır.
Olayın tanığı yoktur, oluşa ilişkin görüntü kaydı da bulunmamaktadır. Olay öncesi ve sonrasına ilişkin görüntü kayıtlarından katılan ve sanığın olayın geçtiği yere önlü arkalı girdikleri ve çıktıkları, içeride kalma sürelerinin bir dakika civarında olduğu sabittir ancak katılanın yüz ifadesinin bu görüntüden anlaşılması imkanı yoktur.
Olayın ortaya çıkış ve intikal şekline bakıldığında, katılanın olay sonrası nasıl bir tepki vereceğini bilemediği, olaydan bir gün sonra hastane yöneticisi ..."e olaydan bahsettiği ancak idarenin olay hakkında harekete geçmeyeceğini anlayınca çalıştığı hastaneden istifa ederek yine aynı gün sanık hakkında adli makamlara şikâyette bulunduğu, şikâyetini yargılama boyunca devam ettirdiği, beyanlarında ısrar ettiği anlaşılmıştır.
Sanık savunmalarına bakıldığında, katılanın sanığa suç atfında bulunmasını gerektiren bir husumet tarif edilmediği, hatta sanığın katılanın neden kendisi hakkında böyle ithamlarda bulunduğunu bilemediğine dair savunmasının bulunmadığı, keza katılanın sanık veya yakınlarından maddi menfaat teminine yönelik bir girişiminin de olmadığı anlaşılmaktadır.
Tüm bunlar birlikte değerlendirildiğinde, olayın ortaya çıkış ve intikal şekli, olayın resmi makamlara intikal süresi, katılanın ısrarlı ve istikrarlı beyanları, katılanın sanığa suç atfında bulunmasını gerektiren bir neden olmaması gözetilerek olayın ani ve kesik hareketlerle, cinsel tatmin sağlamaya yetmeyecek bir süre içinde gerçekleşmiş olmasına göre, sanığın TCK"nın 102/1. maddesinin 2. cümlesinde yazılı sarkıntılık suçunu işlediğinin kabulünde zorunluluk olduğu hâlde yetersiz bilirkişi raporuna ve olayı görmeyip biraz da kendilerini sorumluluktan kurtarma gayreti içinde ifade verdikleri anlaşılan tanıkların anlatımlarına üstünlük tanınarak sanığın beraatine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu," görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 14. Ceza Dairesince 04.12.2018 tarih, 9101-7238 sayı ve oy çokluğuyla itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire çoğunluğuyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eyleminin sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Katılan mağdure ...’nun suç tarihinde yirmi bir yaşında bulunduğu, hemşirelik yaptığı ve bekâr olduğu (Kararın devam eden kısımlarında katılan mağdure ..."dan "mağdure" olarak söz edilecektir.),
Suç tarihinde kırk sekiz yaşında ve evli olan sanık ...’un mağdureyle aynı hastanede sağlık destek personeli olarak görev yaptığı,
Mağdurenin 01.03.2013 tarihinde polis merkezine müracaat ederek sanık hakkında şikâyetçi olduğunu bildirmesi üzerine olayla ilgili soruşturma başlatıldığı,
Mağdurenin 02.03.2013 havale tarihli dilekçesinde; 28.02.2013 tarihinde Özel... Hastanesinde ameliyathane teknisyeni olarak görev yapan sanıkla iş stresi, çalışma koşulları hakkında sohbet ederken sanığın kendisini sterilizasyon ünitesine götürerek birdenbire dudaklarından öpmeye başladığını, elleriyle vücudunun her yerini sıktığını, olayın şokunu atlatmaya çalışırken "Şenol Bey ne yapıyorsun? Kendinde misin? Sen benim babam yaşındasın! Şuradan biri görse ne der? Burası bir hastane! Şu hâle bak! Bırak beni!" diyerek debelenmesi sonucu sanıktan uzaklaşmayı başardığını, açmak için kapıya doğru yönelirken gelen ayak sesleriyle irkilen sanığa "Çık şuradan!" diyerek öfkeyle odadan ayrıldığını, o gün orada duramayacağını anlayınca ameliyathane sorumlusu ... ile görüşerek özel sebeplerle yarım gün izin aldığını, 01.03.2013 tarihinde özel sebeplerle istifa ettiğini bildirir dilekçe verdiğini ve yine aynı gün akşam saatlerinde karakola başvurarak şikâyetçi olduğunu, varsa hastanedeki kamera kayıtlarının incelenmesini talep ettiğini belirttiği,
23.10.2013 tarihinde Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesince mağdure hakkında düzenlenen sağlık kurulu raporunda; anksiyete bozukluğu tanısıyla mağdurenin olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğu tıbbi kanaatine varıldığının ifade edildiği,
30.01.2015 tarihinde Hacettepe Üniversitesi Hastanesince mağdure hakkında düzenlenen raporda; mağdurenin maruz kaldığı iddia edilen olay sonrasında beden ve ruh sağlığının bozulmadığının bildirildiği,
25.12.2014 tarihli bilirkişi raporuna göre; Özel... Hastanesi ameliyathane giriş kapısını gösteren "-2" isimli kameraya ait 28.02.2013 tarihinde saat 13.00-13.59 arasındaki kaydın incelenmesinde; sanıkla mağdurenin saat 13.41.45’te ameliyathaneye girdikleri, saat 13.42.48’de ameliyathaneden çıktıkları, içeride yaklaşık 1 dakika 3 saniye kaldıkları, ameliyathaneden ilk önce mağdurenin hemen peşinden sanığın çıktığı, çıkış esnasında mağdurenin yüzünde ve hareketlerinde korku, panik, utanç, kızgınlık vb. ifadelerin bulunmadığı kanaatine varıldığı,
Anlaşılmaktadır.
Katılan mağdure ... Kollukta; yaklaşık üç aydır Meşrutiyet Caddesinde faaliyet gösteren Özel...Hastanesinde hemşire olarak çalışmakta olduğunu, işi gereği hastanedeki ameliyatlara hemşire olarak katıldığını, 28.02.2013 tarihinde saat 15.00 sıralarında ameliyat masasını tam olarak hazırlayamadığından moralinin bozulduğunu, kendini çok kötü hissettiğini, ameliyathane teknisyeni olan sanık ...’a durumu anlatarak ondan kendisine yardımcı olmasını istemek ve yeni olduğunu, eksikliklerinin bulunduğunu birebir görüşmek için hastanenin bahçe katında bulunan sigara içme alanına inip konuştuklarını, sonrasında birlikte yürüyerek ameliyathane katına çıkarken sterilizasyon odasının önünden geçtikleri sırada sanığın şakacı bir tavırla "Seni buraya vereceğim kız. Burada alet yıkarsın." diyerek gülüp aniden yüzünü ellerinin arasına almak suretiyle kendisini boynundan ve dudağından öptüğünü, şok olup sanığın bu hareketine tepki veremediğini, donup kaldığını ve sinirleri bozulduğu için gülmeye başladığını, kendisini sterilizasyon odasında bulduğunu, odada sanığın elleriyle kendisinin göğüslerini ve kalçasını okşayarak dudaklarından ve boynundan öptüğünü, sanığa tepki gösterip debelenerek "Bırak beni! Bırak beni!" dediğini, arkasını döndüğünde sanığın tekrar elleriyle sarılıp cinsel organını ve göğüslerini okşayarak boynundan öptüğünü, sanığın elinden kurtulmak için debelenirken "Sen ne yapıyorsun? Çık şuradan! Bırak beni!" diyerek kapıya doğru yöneldiğini, dışarıdan gelen ayak seslerini duyan sanığın kendisine saldırmayı bıraktığını, sanıktan şikâyetçi olduğunu, görgü tanığının bulunmadığını, bahçe katında, koridorda ve sterilizasyon odasında güvenlik kamerası olmadığını öğrendiğini,
Savcılıkta; iki üç aydır ameliyathane hemşiresi olarak çalıştığı hastanede teknisyen olarak çalışan sanıkla 28.02.2013 tarihinde en alt katta sohbet ederken sanığın kendisini sterilizasyon ünitesine çağırdığını, burada "Seni sterilizasyon bölümüne vereceğim. Burada alet yıkarsın." diyerek kendisine şaka yaptığını, birdenbire dudaklarından öptüğünü, sanığın kendisine sarılarak vücudunun her yerini sıkmaya başladığını, yaklaşık 30-40 saniye kendisine saldırdığını, sanığa bağırıp onu iteklediğini ve oradan çıktığını, daha sonra hastanedeki işinden ayrıldığını, olayı kimsenin görmediğini, kimseye de bahsetmediğini,
27.03.2013 tarihinde Mahkemede; sterilizasyon odasının önünden geçtikleri sırada sanığın kendisine "Seni bu odadaki sterilizasyon bölümüne aldıracağım." diyerek kolundan çekip odaya soktuğunu, kapıyı kapatarak kendisini öptüğünü ve ayrıca cinsel organının bulunduğu bölgeyi ellediğini, sanıktan kurtularak dışarı çıktığını, ağlarken kendisini sorumlu hemşire ...’nın gördüğünü ve "Ne oldu?" diye sorduğunu ancak Ayşe’ye "Bazı ailevi meselelerim var." diyerek konuyu anlatmadığını, o sırada bu konuyu nasıl anlatacağına karar veremediğini, Ayşe’nin de kendisine yarım gün izin verdiğini, ertesi gün hastaneye giderek Başhekim ..."e olayı anlattığını, araştırıp bilgi vereceğini söyleyen Vildan’ın kendisini aramadığını, zaten bu şekilde çalışamayacağını söyleyerek istifa dilekçesini de verdiğini, pazartesi günü tekrar Vildan ile bu konuyu konuşmak için hastaneye gittiğinde kendisiyle görüşmek üzere ...’nın görevlendirildiğini öğrendiğini, durumu ...’ya da anlattığını ancak kendisini geçiştirdiklerini, bir daha hastaneye gitmediğini, başka yerlere müracaat ettiğinde de bu durumun bir defa karşısına çıktığını ve kendisini işe almadıklarını, sanıktan şikâyetçi olup davaya katılmak istediğini,
25.12.2014 tarihinde Mahkemede; olayın ameliyathanede değil sterilizasyon ünitesinde gerçekleştiğini, ameliyathanenin üst katta, sterilizasyon odasının ise alt katta olduğunu, işe başlamasının üzerinden iki buçuk üç ay geçtiğini, sanıkla herhangi bir husumeti bulunmadığını, önce bir vakaya girdiğini, ameliyathane hazırlama işini yapmadığını, sanığa "Ben ne yapacağım?" diye sorduğunu, deneyimli olduğu için kendisini sanığın yetiştirdiğini, sterilizasyon odasından önce kendisinin sonra sanığın çıktığını, ameliyathaneye önce kendisinin gittiğini, sanığın da arkasından geldiğini, olayın ameliyathaneye gitmelerinden önce gerçekleştiğini, bilirkişi raporundaki resim gösterildiğinde; resimde gösterilen yerin sterilizasyon odası olduğunu hatırladığını, ameliyathane kapısının böyle olamayacağını, olay saati sorularak olayı kısaca anlatması istendiğinde; olayın öğleden sonra saat 13.30-14.00 arasında gerçekleşmiş olabileceğini, kendisinin yapamadığını söylemesi üzerine sanığın "Sen sterilizasyon odasında bulaşık yıka." dediğini, olayın odada meydana geldiğini, odadan ayrılıp yukarı çıkarken de sanığın kendisinden özür dilediğini,
Tanık ... Mahkemede; olayı görmediğini ancak sonradan duyduğunu, hangi elemanının söylediğini hatırlamadığını, sanıkla eskiden beri çalıştıklarını, mağdurenin ise üç aylık deneme süresi içinde olduğunu, bu süre zarfında mağdurenin bir istifa talebinin olduğunu, istifa edenlerle mutlaka bir görüşme yaptıklarını, mağdurenin ailevi sebepler nedeniyle yapamayacağını söylediğini, kendisinin de mağdureye "Deneyebilirsin." dediğini, mağdurenin daha sonra istifa ettiğini ancak böyle bir duyum alınca mağdureye bu durumu sorduklarını, mağdurenin; hastanenin eksi ikinci katında sanığın kendisini kolundan çekerek odaya soktuğunu ve orada kendisine tacizde bulunduğunu söylediğini, olayı sadece bu şekilde anlattığını, mağdurenin sorumlusunun, ameliyathane sorumlusu olan ... olduğunu, sanığın da ameliyathanede malzeme ön hazırlık konusunda etkin olduğunu, sanığa mağdureye yardımcı olması konusunda herhangi bir beyanda bulunmadıklarını, sanığın ameliyathanenin hazırlanmasına mutlaka yardımcı olacağını, daha önce de mağdurenin, sanığın kendisine yardımcı olmadığına dair ifadesinin bulunduğunu, olayı duyunca sanıktan savunmasını istediklerini, sanığın savunmasında bu iddiayı kabul etmediğini, kamera kayıtlarını incelediklerinde böyle bir şeyin olmadığına kanaat getirdiklerini, sanığın yıllardır beraber çalıştıkları eski bir personel olduğunu,
Tanık ... Mahkemede; olayı görmediğini ancak duyduğunu, ameliyathane sorumlu hemşiresi olarak görev yaptığını, sanığın yeni başlayan bütün personele aletler konusunda yardımcı olduğunu, mağdureye de aynı şekilde yardımda bulunduğunu, mağdurenin kendisine "Ben bu işi yapıyorum. Yapamıyorum. Şenol Bey bana yardımcı olmuyor." gibi bir şikâyetinin olmadığını, olayı mağdurenin istifasından sonra çalışma arkadaşlarından duyduğunu, mağdurenin istifa ettiğini telefonla konuşmak suretiyle öğrendiğini, mağdurenin; kendisine çok üzgün olduğunu, sanıkla sterilizasyon odasına girdiklerini, aralarındaki diyalogtan rahatsız olduğunu, bu yüzden istifa ettiğini, sanığın sterilizasyona girip kendisine dokunmak istediğini, öpme okşama gibi şeyler yaşandığını, bundan da rahatsızlık duyduğunu söylediğini, sanık gibi birçok kişi, hemşireler ve kendisinin de ameliyathane ile ilgili bilgiler verdiklerini, sanığın da ameliyathane aletleriyle ilgili bilgi verdiğini,
Beyan etmişlerdir.
Sanık ... Kollukta; beş yıldır Özel... Hastanesinde sağlık destek personeli olarak görev yaptığını, mağdurenin de iki buçuk aydır cerrahi teknisyen olarak çalışmakta olduğunu, mağdure ile "İsmail" isimli diğer cerrahi teknisyene ameliyat masasının hazırlanması konusunda yardımcı olduğunu ve onları yetiştirdiğini, İsmail mağdureye göre biraz daha geride olduğundan aynı seviyeye gelmeleri için İsmail’e daha fazla ilgi gösterdiğini, mağdurenin bu nedenle bir kaç kez kendisine "Benimle ilgilenmiyorsun." diyerek serzenişte bulunduğunu, son bir aydır da bu yönde sürekli yakındığını, her seferinde mağdureye "İkinizi bir tutuyorum, ayırmıyorum." dediğini, 28.02.2013 tarihinde saat 15.00 sıralarında üroloji ameliyatı çıkışı mağdurenin kendisine ameliyat sırasında heyecanlandığını, bu nedenle ameliyat sırasında bazı işleri eksik yaptığını, bu konu hakkında konuşmak istediğini söylediğini, kendisinin hastanenin dışındaki sigara içme bölümüne geçmesi üzerine mağdurenin de peşinden geldiğini, burada mağdurenin kendisine hep İsmail’le ilgilendiğini, ameliyatta bocaladığını söylediğini, kendisinin de mağdurenin bu sözlerine sinirlenerek yukarı çıkmasını söylediğini, sonrasında hastanenin alet yıkama bölümüne gittiğini, burada mağdurenin "Benimle ilgilenmiyorsun." diyerek çıkıştığını, kendisinin de mağdureyi kolundan çekip "Ben herkese yardımcı oluyorum. İş harici bir düşüncem olmaz." şeklinde karşılık verdiğini, sterilizasyon bölümüne gittiğinde peşinden gelen mağdurenin kendisine yine "Benimle neden ilgilenmiyorsun? Benimle ilgilenmeni istiyorum." dediğini, kendisinin de "Diğer arkadaşlarla nasıl ilgileniyorsam seninle de öyle ilgileniyorum." diyerek cevap verdiğini ve mağdureye yukarı çıkmasını söylediğini, mağdurenin de yanından ayrılarak gittiğini, ertesi gün iş yerinde çalışanlardan mağdurenin istifa edeceğini duyduğunu, mağdureyle görüşerek sorunun ne olduğunu sorduğunu ve istifa etmemesini söylediğini, mağdurenin ailevi ve kişisel problemlerinin olduğunu ifade ettiğini, cumartesi günü iş yerinde çalışanlardan mağdurenin kendisi hakkında şikâyetçi olduğunu öğrendiğini, suçlamaları kabul etmediğini, evli olduğunu, eşinin de kendisinin böyle bir şey yapmayacağını bildiğini, iş yerindeki arkadaşlarının kendisini tanıdıklarını ve böyle bir şey yapmayacağına tanıklık edeceklerini, kendisine iftira atan mağdureden şikâyetçi olduğunu,
Sorguda; üzerine atılı suçlamayı kesinlikle kabul etmediğini, mağdurenin, iş arkadaşı olduğunu, hastanede iki buçuk aydır çalıştığını, kendisinin ameliyathane destek personeli mağdurenin ise cerrahi teknisyen olarak görev yapmakta olduğunu, işe başladığında mağdureye işi öğretmek amacıyla kendisinin görevlendirildiğini, kendisine gerekli bilgileri vermesine rağmen mağdurenin son bir aydır "Sen benimle ilgilenmiyorsun." diyerek kendisini rahatsız ettiğini, mağdureye gerekli olan her şeyi öğrettiğini, kesinlikle sarkıntılık ve taciz içeren bir eylemde bulunmadığını, ancak mağdurenin sürekli olarak kendisine "Sen neden benimle ilgilenmiyorsun? İlgilenmeni istiyorum." biçiminde sözler söylediğini, kendisinin işinin çok yoğun olması ve bir tane daha iş öğrenmesi gereken çalışanın bulunması nedeniyle her ikisiyle de gerektiği kadar ilgilendiğini, suçsuz olduğunu,
27.06.2013 tarihinde Mahkemede; suçlamayı kabul etmediğini, mağdurenin kendisine neden böyle bir suçlama yönelttiğini bilmediğini,
03.12.2014 tarihinde Mahkemede; görevinin ameliyattan önce malzeme hazırlamak olduğunu, mağdureye hangi ameliyatta ne kullanılacağını gösterdiğini, kullanılacak malzeme konusunda yardımcı olduğunu, 50 yaşında olduğunu, mağdurenin kaç yaşında olduğunu bilmediğini, hangi ameliyatta neyin kullanılacağını hemşirenin bilmesi gerektiğini, birlikte çalıştıkları dönemde mağdureyle yaptığı konuşmanın toplamda yarım saati geçmediğini, mağdurenin neden iftira attığını bilmediğini, suçlamayı kabul etmediğini,
25.12.2014 tarihinde Mahkemede; bilirkişi raporunun ikinci sayfasında resmi bulunan odanın olduğu yerin sterilizasyon odası olduğunu,
Savunmuştur.
TCK"nın "Cinsel saldırı" başlığını taşıyan 102. maddesinin suç tarihindeki hâli;
"1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi durumunda, yedi yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı,
d) Silâhla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
4) Suçun işlenmesi sırasında mağdurun direncinin kırılmasını sağlayacak ölçünün ötesinde cebir kullanılması durumunda kişi ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı cezalandırılır.
5) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, on yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur." şeklinde iken, 28.06.2014 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 58. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu;
"(1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
(3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,
d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(5) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur." hâlini almıştır.
Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan maddenin ilk fıkrasında cinsel saldırı suçunun temel şekli düzenlenmiş, ikinci fıkrasında ise vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi, suçun temel şekline nazaran daha ağır cezayı gerektiren nitelikli bir hâl olarak yaptırıma bağlanmıştır.
Korunan hukukî değer, kişilerin cinsel özgürlüğü ve dokunulmazlığıdır. Cinsel saldırı suçunda failin kadın ya da erkek, evli veya bekâr olması mümkündür. Fail ile mağdurun farklı ya da aynı cinsiyetten olması da önemli değildir. Ancak, TCK’nın 102. maddesinde düzenlenen cinsel saldırı suçunun mağdurunun on sekiz yaşını tamamlamış olması gerekir. Cinsel saldırı kasten işlenebilir ve failin kastının suçun kanuni tanımındaki tüm unsurları, yani mağduru, cinsel davranışı, vücut dokunulmazlığının ihlalini ve mağdurun rıza göstermediğini kapsaması gerekir. Bu suçla korunan hukuki yarar üzerinde tasarrufta bulunabilen cinsel özgürlük olduğundan hukuki sınırlar içerisinde kalması şartıyla rızaya ehil mağdurun cinsel davranışa göstereceği rıza, fiili hukuka uygun hale getirecektir. Maddenin ikinci fıkrasındaki nitelikli halin oluşması için vücuda organ veya sair cismin sokulması gerekir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Özel bir hastanede yaklaşık üç aydır hemşire olarak görev yapmakta olan mağdurenin; olay günü üroloji ameliyatından çıktıktan sonra ameliyat masasının hazırlanması ve ameliyat sırasında yaşadığı sorunları aynı hastanede sağlık destek personeli olarak çalışan sanıkla hastanenin sigara içme bölümünde konuştuklarını, ameliyathane katına çıktıkları sırada sterilizasyon odasının önünden geçerken sanığın "Seni buraya vereceğim kız. Burada alet yıkarsın." biçiminde sözlerle kendisine şaka yaptığını ve güldüklerini, bu sırada sanığın, aniden yüzünü ellerinin arasına alarak dudağından ve boynundan öptüğünü, sanığa tepki veremediğini ve sinirleri bozulduğu için gülmeye başladığını, devamında kendisini sterilizasyon odasında bulduğunu, burada da sanığın, göğüslerini ve kalçasını okşayarak dudağından ve boynundan öptüğünü, cinsel organını okşadığını, sanığın yaklaşık 30-40 saniye kendisine saldırdığını, debelenerek sanığa tepki gösterdiğini, "Sen ne yapıyorsun? Çık şuradan! Bırak beni!" diyerek kapıya doğru gittiği sırada sanığın, dışarıdan gelen ayak seslerini duyarak kendisine saldırmayı bıraktığını, olaydan sonra ameliyathane sorumlusu tanık Ayşe’den özel nedenlerle yarım gün izin alarak evine döndüğünü, ertesi gün hastaneye gelip hastane başhekimi olarak görev yapan tanık Vildan’a olayı anlattığını, bu şekilde çalışamayacağını söyleyerek istifa dilekçesi verdiğini, aynı gün olayla ilgili olarak adli makamlara müracaatta bulunduğunu iddia ettiği, sanığın ise yaklaşık beş yıldır görev yaptığı hastanede mağdure ile "İsmail" isimli bir şahsa ameliyat masasının hazırlanması konusunda yardımcı olduğunu ve onları mesleki anlamda yetiştirmeye çalıştığını, bu süreçte mağdureye göre daha ağır gelişme gösteren İsmail’e mağdureden daha fazla ilgi gösterdiğini, mağdurenin bu hususta zaman zaman kendisine serzenişte bulunduğunu ve özellikle son bir aydır "Benimle ilgilenmiyorsun." diyerek sürekli yakındığını, olay günü üroloji ameliyatından çıkan mağdurenin, ameliyattaki eksiklikleri konusunda kendisiyle konuşmak istediğini, hastanenin sigara içme bölümünde bu konuyu konuştuklarını, konuşma sırasında mağdurenin "Hep İsmail ile ilgileniyorsun." biçimindeki sözlerine sinirlenerek mağdureden yukarı çıkmasını istediğini, hastanenin alet yıkama bölümüne gittiğinde mağdurenin de "Benimle ilgilenmiyorsun." gibi sözlerle kendisine çıkışmaya devam ettiğini, bunun üzerine mağdurenin kolundan çekip "Ben herkese yardımcı oluyorum. İş haricinde bir düşüncem olmaz." dediğini, "Benimle neden ilgilenmiyorsun. Benimle ilgilenmeni istiyorum." gibi sözler söylemeye devam eden mağdureden tekrar yukarı çıkmasını istediğini ve mağdurenin de bu sözlerden sonra yanından ayrılarak gittiğini, ertesi gün hastane çalışanlarından mağdurenin istifa edeceğini duyarak mağdureyle konuştuğunu, mağdureye sorununun ne olduğunu sorduğunu ve istifa etmemesini söylediğini, mağdurenin ise ailevi ve kişisel nedenlerle istifa edeceğini bildirdiğini, cumartesi günü yine hastane çalışanlarından mağdurenin kendisi hakkında şikâyette bulunduğunu öğrendiğini, mağdurenin neden böyle bir suçlamada bulunduğunu bilmediğini savunduğu ve Yerel Mahkemece sanığın atılı suçu işlediğine dair kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediği gerekçesiyle CMK"nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verildiği olayda;
Mağdurenin aşamalarda olayın gerçekleşme biçimine dair istikrarlı anlatımlarda bulunması, sanığın eyleminden sonra yarım gün izin alarak hastaneden ayrılması, bir gün sonra önce hastaneye gidip Başhekime olayı anlatması devamında idarenin olayla ilgili harekete geçmeyeceğini anlayarak istifa dilekçesi vermesi ve aynı gün akşam saatlerinde adli makamlara müracaat ederek sanık hakkında şikâyette bulunması, mağdureyle sanık arasında iftira atmayı gerektirecek bir husumet bulunmaması, savunmalarında mağdureye mesleki anlamda yardımcı olduğunu, istifa edeceğini duyunca nedenleri konusunda mağdureyle konuştuğunu ve istifadan vazgeçirmeye çalıştığını dile getiren sanığın 03.12.2014 tarihinde Mahkemede; hangi ameliyatta neyin kullanılacağını hemşirenin bilmesi gerektiğini, mağdurenin kaç yaşında olduğunu dahi bilmediğini ve birlikte çalıştıkları dönemde mağdureyle yaptığı konuşmanın toplamda yarım saati geçmediğini belirtmek suretiyle çelişkiye düşmesi, 25.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda; olay günü saat 13.41.45’te önde sanık, arkasında mağdure olduğu hâlde sterilizasyon odasına girdiklerinin, içeride yaklaşık 1 dakika 3 saniye kaldıktan sonra saat 13.42.48’de bu defa önde mağdurenin, arkasında da sanığın sterilizasyon odasından çıktıklarının açıkça belirtilmesi, raporun devam eden kısımlarında çıkış esnasında mağdurenin yüzünde ve hareketlerinde korku, panik, utanç, kızgınlık vb. ifadelerin bulunmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiş ise de; olay anını gösteren CD’nin izlenmesinde düşük çözünürlük nedeniyle mağdurenin yüz ifadesinin net olarak anlaşılamadığının görülmesi, sanığın mağdureyle 1 dakika 3 saniye gibi kısa bir süreliğine sterilizasyon odasına neden girip çıktıklarına dair makul bir açıklamada bulunamaması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın mağdureye yönelik eyleminin sabit olduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, haklı nedene dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
Öte yandan sanığın sabit görülen eyleminin Yerel Mahkemece 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"la getirilen düzenlemeler de gözetilerek sarkıntılık suçunu oluşturup oluşturmayacağı yönünde değerlendirme yapılması mümkün görülmüştür.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Başkanı; "Sanık hakkında basit cinsel saldırı suçundan cezalandırılması için açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda suçu işlediği sabit olmadığından beraatine karar verildiği, bu kararın Cumhuriyet savcısı ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Ceza Dairesi tarafından hükmün onandığı, süresi içinde itiraz kanun yoluna başvuran Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı katılanın sanığa suç atfında bulunması için bir neden olmadığı, beyanlarının istikrarlı olduğu, TCK’nın 102/1 maddesinin 2. cümlesinde yazılı sarkıntılık suçunu işlediğinin kabulüyle mahkûmiyet hükmünün kurulması gerektiği gerekçesiyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
Mağdure, Özel... Hastanesinde birlikte çalıştığı sanığın kendisine yönelik basit cinsel saldırıda bulunduğunu iddia ederek şikayetçi olmuştur. Olayın görgü tanığı bulunmamaktadır. Sanık tüm aşamalarda suçlamayı reddetmiştir. Cinsel saldırının gerçekleştiği iddia edilen sterilizasyon odasına sanık ve mağdurenin giriş ve çıkış yaptıklarına dair kamera kayıtları incelendiğinde; sözkonusu odaya giriş ve çıkış sırasındaki görüntüler ve mağdurenin anlatımının birbiriyle çelişki içerdiği, kameranın görüntü alanı dışında bulunan oda içinde sanık ile mağdure 1 dakika 3 saniye kalmışlardır. Mağdurenin odadan normal yürüyüş temposu ile önden çıktığı, yüz hatları yakından görülmemekle birlikte telaş ve endişe halinin davranışlarına yansımadığı, cinsel saldırı nedeniyle herhangi bir kimseden yardım ister halinin de bulunmadığı görülmektedir. Yargılamayı yapan İlk Derece Mahkemesi iddia ve savunma, tarafın delillerini yüzyüzelik ilkesi doğrultusunda değerlendirip eylemin gerçekleştiği şüphede kaldığından beraat hükmü kurmuştur. Kural olarak mağdurenin sanığa iftira etmesi için tespit edilen bir neden bulunmamakta ise de, sanığın mahkûm edilebilmesi için mağdurenin anlatımının diğer delillerle çelişki taşımayan genel hayat tecrübelerine uygun olması gerekliliği karşısında; özellikle mağdure anlatımlarının kamera görüntüleriyle uyumlu olmaması, maddi olayın gerçekleştiği hususunda şüphe doğurduğundan yerel mahkemenin vicdani kanaati de bu doğrultuda oluştuğu için şüpheden sanık yararlanır evrensel ilkesi doğrultusunda kurulan beraat hükmünde isabetsizlik bulunmadığından itirazın reddine karar verilmesi gerektiği görüşüyle sayın çoğunluğun kararına iştirak etmiyorum." düşüncesiyle,
Çoğunluk görüşüne katılmayan sekiz Ceza Genel Kurulu Üyesi de; itirazın reddine karar verilmesi gerektiği görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 02.10.2018 tarihli ve 3400-5634 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.03.2015 tarihli ve 399-69 sayılı hükmünün sanığın eyleminin sabit olması nedeniyle mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 06.05.2021 tarihinde yapılan birinci müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamadığından, 01.06.2021 tarihinde yapılan ikinci müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.