9. Hukuk Dairesi 2015/22176 E. , 2015/29635 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının 04/10/2011-10/03/2013 tarihleri arasında çalıştığını, haftada beş gün 12-13 saatleri arasında başlayıp sabaha karşı 03-04 saatleri arasında kesintisiz olarak çalıştığını, işten çıkarıldıktan sonra yaptığı araştırmada .... primlerinin yatırılmadığını öğrendiğini, davacının iş sözleşmesinin 10.03.2013 tarihinde herhangi bir sebep gösterilmeksizin sözlü olarak iş sözleşmesinin feshedildiğini, feshin haksız olduğunu beyan ederek feshin geçersizliği ile müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının şirket bünyesinde çalışmadığını, davacının ’in yapımı programında ’in “yapım ekibi” dahilinde çalıştığını, söz konusu programın ’in bağlı bulunduğu “....” şirketi prodüksiyonu olan bir dış yapım olduğunu, müvekkil şirketin davacı üzerinde denetleme ve iş yaptırma gücünün bulunmadığı, davacının ’e bağım olarak çalıştığını, şirketin infisah sürecinde olduğunu bu nedenle davanın konusuz da kaldığını, işyerinde 30’dan az çalışan bulunduğunu beyan ederek açılan davanın reddini savunmuştur.
Dava ihbar edilen ....., davalı ile aralarında bir ilişki bulunmadığını belirtmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece dinlenen tanık beyanlarından davacıların ’in programının yapımında görevli oldukları, onunla birlikte kanala geldikleri ve onun ekibi içinde yer aldıkları, sözleşme gereğince aylıklarının makine yapım şirketine ve ’e ödediği, davacıların ’e bağlı olarak çalıştıkları gerekçesiyle davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı şirketin davacının işvereni olup olmadığı, dolayısıyla davacının davalı şirkete husumet yöneltmesinin doğru olup olmadığı noktasındadır.
Bir hakkın sahibinin (davacının) veya o hakka uymakla yükümlü olan borçlunun (davalının); bir başka deyişle o davada davacı ve davalı sıfatının kime ait olacağı tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. İş Yargılamasında kimin işçi ve kimin işveren olduğu, İş Kanunu"nun kapsamında bulunup bulunmadığı, maddi hukuk sorunu olup, husumet çerçevesine "sıfat"a ilişkin bu sorunun hakim tarafından kendiliğinden "re"sen" nazara alınması gerekir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun2/1 maddesi uyarınca “Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir”. İşverenin gerçek veya tüzel kişi olması mümkündür. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesinde "İşyerinde işveren adına hareket eden ve işin ve işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili denir. İşveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı muamele ve yükümlülüklerinden doğrudan işveren sorumludur. İşveren adına hareket eden ve bu anlamda emrindeki işçinin iş sözleşmesini fesheden işveren vekilinin, bu işlemine karşı işveren taraf gösterilerek dava açılması gerekir.
İşçinin iş görme edimini kime karşı yerine getirdiği, kimin emir ve talimatları ile hareket ettiği, işçinin çalışma koşullarını kimin belirlediği sorulduğunda cevap bulunan kişi, işverendir. Bu nedenle kayıt üzerinde başka kişi üzerinde görülmenin veya ücretin 3. Bir kişi tarafından önemi yoktur. Önemli olan iş görme ediminin kime karşı yerine getirildiğidir.
Dosya içeriğine göre davalı işveren dava dışı .... ile haftanın 5 günü televizyonda yayınlanmak üzere anlaşma yapmış, dava dışı ..... ise programları davacı ve yine dava açan başka işçilerle yerine getirmiştir. Ancak bu programlar davalıya ait işyerinde ve davalı araçları ile yerine getirilmiş, davacı davalının belirlediği çalışma şartlarına uymuş, iş görme edimini davalı işyerinde yerine getirmiştir. Davacının sigorta kayıtlarına göre davalı şirkette sigortalı olarak çalışmadığı görülmektedir. Ancak sigortasız çalışma doğrudan işçi işveren ilişkisi bulunmadığı anlamına gelmeyecektir. Kaldı ki bu kapsamda çalıştırılan ve aynı nedenle iş sözleşmeleri feshedilip dava açan işçilerden .... ve .... davalı şirket üzerinden sigorta kayıtları yapılmıştır. Yargılama sırasında dinlenen tanık beyanlarına göre davacının haftanın 5 günü davalıya ait işyerinde canlı yayınlanan dava dışı ’in programında çalışması karşılığı, ücretler davalı tarafından ödenmiştir. Dava dışı program yapan in bir anlamda işveren vekili gibi hareket ettiği de anlaşılmaktadır. Zira işveren tarafından sigortalı gösterilen ve iş sözleşmeleri yazılı bildirimle feshedilen işçilerin fesih bildiriminde in yönetim kurulu üyelsiğinden ayrılması da neden olarak belirtilmiştir. Davacı ve diğer işçileri dava dışı yaptığı program için alsa da işveren adına işlem yapmıştır. İş görme edimi davalı şirkete karşı yapılmıştır. Davacının da davalının işçisi olduğu, bu nedenle davacının davalı şirkete husumet yöneltmesinin doğru olduğu anlaşılmaktadır. Hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir. İşin esasına girilmeli ve iş güvencesi kapsamında uyuşmazlık değerlendirilmeli ve sonucua göre karar verilmelidir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 22.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.