11. Hukuk Dairesi 2017/3675 E. , 2019/568 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... .... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 05/.../2016 tarih ve 2014/82 E. - 2016/317 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 02/06/2017 tarih ve 2017/483-2017/550 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun"un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle
dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "fire-x+şekil" ibareli 11.sınıf ürünleri içeren 04.08.2010/50971 sayılı tanınmış markanın sahibi olduğunu, davalının 18.07.2012 tarihinde "FIREX" ibareli, 7.sınıf ürünleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2012/64111 kod numarası verilen başvuruya kötüniyet, tanınmışlık, iltibas ve haksız rekabet maddi vakıa ve hukuki sebeplerine dayanarak yaptıkları itirazlarının, davalı ... ... tarafından 2014/M-116 sayılı kararla reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kötüniyetli başvurunun tescilinin müvekkilinin "fire-x+şekil" esas ve ayırt edici unsurlu markaları ile iltibasa sebebiyet vereceği gibi onun tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını ileri sürerek, davalı ... ..."nın anılan kararının iptalini, tescil edilmiş olması halinde diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... ve Marka Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, taraf markalarının kapsamlarında yer alan ürünler itibariyle ortalama düzeydeki tüketicilerin davacı markalarıyla başvuru konusu işareti karıştırmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin ürünlerinin farklı olduğunu ve profesyonellere hitap ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davacının "fire-x+şekil" ibareli markasının asıl ve ayırt edici unsurunun "fire-x" ibaresinden oluştuğu, yazıldığı gibi okunduğu, davalı başvurusunun konusu olan işaretin "FIREX" ibaresinden oluştuğu, başvuru konusu işaretin de asıl ve ayırt edici unsurunun "FIREX" ibaresi tarafından temsil olunduğu, hatta "fire-x+şekil" ibaresinin davacı markalarındaki ayırt ediciliğinin, davalı başvurusunda da aynen korunduğu, ./..
farklılıkların başvuru ile redde mesnet markalar arasında görsel ve sescil olarak yeterli ayırt edicilik sağlamadığı, davacının markalarının 11. sınıftaki ürünleri içerdiği, davalı başvurusunun da 7. sınıftaki ürünleri içerdiği, başvuru konusu malların, davacı markasının kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı dağıtım kanallarına tabi olması, benzer ihtiyaçları gidermeleri, birbirleri yerine ikame edilebilme olanaklarının bulunması ve özellikle işletmesel bağlantılandırma ihtimalinin iltibas kavramı içerisine dahil edilmesi karşısında, davalı markası ile davacı markalarının kapsamındaki hizmetlerin aynı tür sayılmalarının zorunlu bulunduğu, normal düzeyde bilgilendirilmiş, makûl ölçüde dikkatli, işaret ve markayı aynı anda görüp detaylarını karşılaştıramayan ve daha önce yararlandığı mal ve hizmetlerle ilgili markanın göz ve kulağında kalan izine dayanarak sonraki 7. sınıftaki ürün ve hizmet alımlarında aynı markayı taşıyan mal ve hizmetlerden yararlanmak isteyen ortalama düzeydeki alıcıların, bu marka ve işaretin farklı işletmelere ait iki ayrı marka olduğunu derhâl ve hiç düşünmeden, ilk bakışta algılamalarının mümkün olmadığı, bunun davacı markasının tüketiciler nazarında tesis ettiği imajın transferi sonucunu doğuracağı, davacının markasının kapsamındaki ürün ve hizmetlerle ilişkilendirilmesi kaçınılmaz olduğu, başvurunun tescilinin davacı markalarının elde ettiği bilinirlikten, tanınmışlıktan haksız yararlanma sağlayabileceği, zira davalının, davacının reklâm gücünden haksız biçimde yararlanacağı ve mal/hizmet satışlarını artıracağı, bu bağlamda davalının bundan istifade ederek toplumun dikkatini çekeceği ve onun temsil ettiği imaj ve güveni hiçbir masraf ve çaba harcamadan kendi markasını taşıyan ürün ve hizmetlere devrini sağlayacağı, diğer yandan davacı ile aynı kalitede hizmet sunamaması durumunda tüketicilerin bunun sonuçlarını davacı markalarına mâl edeceği, bu şekilde davacı markasının giderek sıradanlaşacağı, ayırt edici gücünün ve etkileme alanının zayıflayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı ... ..."nın 2014/M-116 sayılı kararının iptaline, diğer davalı adına tescilli 2012/64111 sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden kanuna aykırı bulunmadığı gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye ...,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenlerden ayrı ayrı alınmasına, 22/01/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.