20. Hukuk Dairesi 2012/12425 E. , 2013/2248 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVACILAR : ... - Mustafa Büstan - Mustafa ...
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, dava konusu ... Köyü 122 ada 43 ve 61 nolu sırasıyla 8944,99 m2 ve 360 m2 yüzölçümlü parseller, sahipsiz olduklarından söz edilerek tarla niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı ..., zilyetliğe dayanarak, çekişmeli 122 ada 43 nolu taşınmazın bir bölümünün kendisine ait olduğunu; davacılar ....zilyetliğe dayanarak ayrı ayrı açtıkları davalar ile 122 ada 43 nolu parselin kendilerine ait olduğunu; davacı ... ...., dilekçesinde ayrıca 122 ada 61 nolu parselin de kendisine ait olduğunu iddia ederek, adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, davacılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, 122 ada 43 nolu parsel yönünden davaların reddine, davacı ... ... yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle 122 ada 61 nolu parsel yönünden davasının kabulüne ve adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından 122 ada 61 nolu parsele yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 1942 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Her ne kadar mahkemece, temyize konu 122 ada 61 nolu taşınmaza yönelik davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki; Dairemizin 28.03.2012 tarih ve 2011/17065 E. - 2012/4677 K. sayılı kararı ile dava konusu 61 nolu taşınmaza komşu 156 ada 60 nolu parselin orman sayılan yerlerden olduğu kabul edilerek karar onanmış olup, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı araştırılmalıdır. Çekişmeli parsele komşu 122 ada 60 nolu parsel, davacı ... ... adına tapuya dayalı olarak tesbit edilerek kesinleştiği halde, uygulanan tapu kaydı getirtilerek kapsamı belirlenmemiştir.
Mahkemece, komşu 122 ada 60 nolu parsele tespitte uygulanan dayanak tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri, tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel tutanak ve dayanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu
konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir uzman orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisi veya olmadığı takdirde bir tapu fen elemanından oluşacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, temyize konu taşınmaza ve çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yer üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar ve hava fotoğrafı üzerinde gösterecekleri, yine kesinleşmiş orman kadastrosu, varsa aplikasyon ve 2/B madde haritaları ile tapulama paftası ölçekleri denkleştirilip birbiri üzerine aplike edilerek değişik açı ve uzaklıklarda olan, en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktası görülecek biçimde dava konusu taşınmazın ve komşu taşınmazların orman kadastrosu ve aplikasyon hattına göre konumu, orman kadastro haritasındaki sınır noktaları ile varsa aplikasyon haritasındaki sınır noktaları kadastro paftası üzerinde ayrı renkli kalemlerle çizilmek suretiyle yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; dayanak tapu kaydı, yöntemince zemine uygulanıp, kapsamı belirlenmeli; tüm deliller birlikte değerlendirilip, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Ayrıca, kadastro hâkiminin doğru sicil oluşturma görevinin gereği olarak, dava konusu 122 ada 43 nolu parsel hakkında sicil oluşturulmamış olması da doğru değildir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik incelemeye dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 05.03.2013 günü oy birliği ile karar verildi.