Hukuk Genel Kurulu 2015/3679 E. , 2017/1410 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara 18. İş Mahkemesince mahkemenin yetkisizliğine dair verilen 03.03.2015 gün ve 2014/489 E.-2015/83 K. sayılı kararın temyizen incelenmesinin davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 21.05.2015 gün ve 2015/8275 E., 2015/11484 K. sayılı kararı ile;
(...Dava, iş kazası sonucu vefat edenin hak sahiplerinin maddi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, yetkisizlik kararı verilerek dava dosyasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 7/1 maddesi gereğince ortak yetkiyi taşıyan görevli ve yetkili Soma Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, yetkili mahkemenin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı, belirgin olarak 5521 sayılı yasanın 5. maddesidir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 5. maddesinde "İş Mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikâmetgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşmeler muteber sayılmaz" hükmü öngörülmüştür.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 447/2.maddesine göre "Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır" hükmü gereğince uyuşmazlığın 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 5 ve 15. maddeleri ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun yetkiye ilişkin hükümleri doğrultusunda çözüme kavuşturulması gerekir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 7. maddesine göre "Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir."
Somut olayda, davalı Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğü"nün açık adresinin Yenimahalle/Ankara olduğu anlaşılmaktadır.
Davacılar vekilinin, davalıların birden fazla olduğu bu davada 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 7. maddesine göre seçimlik hakkını davalı Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğü"nün yerleşim yeri İş Mahkemesinde dava açarak kullanması hukuka uygun olup mahkemece davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacılar vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, iş kazası sonucu ölenin desteğinden yoksun kalanların uğradıkları maddi zararların tazmini istemlerine ilişkindir.
Davacılar vekili müvekkillerinin eşi ve babası olan muris Ahmet Erol"un davalı TKİ"nin ruhsat sahibi ve asıl işveren olup diğer yüklenici işveren tarafından işletilen kömür işletme sahasında 13.05.2014 tarihinde meydana gelen iş kazasında öldüğünü, müvekkillerinin muris desteğinden yoksun kaldığını iddia ederek fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla 3.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TKİ Kurumu Genel Müdürlüğü vekili ihale makamı konumunda olan müvekkiline husumet düşmeyeceğini, işletmede iş sağlığı ve güvenliği denetimlerinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına ait olduğunu, sözleşme gereğince sorumluluğun yüklenici firmaya ait olduğunu belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Davalı TKİ Kurumu Ege Linyitleri İşletmesi Müessese Müdürlüğü vekili ortak yetkili mahkemelerin Soma Mahkemeleri olduğunu, asıl işveren konumunda bulunmadıklarından husumetin müvekkiline yöneltilemeyeceğini, kazanın oluş sebebinin henüz tespit edilemediğini, davalı şirketin iş sağlığı ve iş güvenliği konusunda alınması gereken tüm tedbirleri zamanında ve eksiksiz olarak aldığını, periyodik olarak denetimlerinin de yapıldığını, adli soruşturma sonucunun beklenilmesi gerektiğini belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Davalı ...Ş. vekili ortak yetkili mahkemelerin Soma Mahkemeleri olduğunu, kazanın oluş sebebinin henüz tespit edilemediğini, davalı şirketin iş sağlığı ve iş güvenliği konusunda alınması gereken tüm tedbirleri zamanında ve eksiksiz olarak aldığını, periyodik olarak denetimlerinin de yapıldığını, adli soruşturma sonucunun beklenilmesi gerektiğini belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Yerel Mahkemece davalılardan TKİ’nin yerleşim yerinin Ankara, Ege Linyitleri İşletmesi Müessesi Müdürlüğü’nün yerleşim yerinin Soma, diğer davalı şirketin yerleşim yerinin İstanbul olduğu, iş kazasının Soma’da meydana geldiğini, birden fazla davalının bulunması sebebiyle davada yetkili ortak mahkemenin Soma İş Mahkemesi olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiştir.
Davacılar vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, önceki gerekçeler tekrarlanmak suretiyle direnilmiştir.
Direnme hükmü, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun "Davalının birden fazla olması hâlinde yetki"yi düzenleyen 7. maddesinin somut olaya uygulanma imkânının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22.11.2017 gününde oy birliği ile karar verildi.