14. Hukuk Dairesi 2020/1532 E. , 2020/6944 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13/12/2013 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın aktif husumet yokluğundan reddine dair verilen 18/12/2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortak yere müdahale ve projeye aykırılık sebebiyle müdahalenin önlenmesi ile eski hale getirmeye ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin 1927 ada 2 parsel sayılı taşınmazda bulunan apartmanın yönetimi olduğunu, belirtilen apartmanın altında kapıcı dairesi, kömürlük ve sığınak bulunduğunu, davalılardan ..."nın binanın altında bulunan 21 ve 22 no"lu depoların maliki olduğunu, depoların toplam alanının 27,54m2 olduğunu, davalı ..."in ise apartmanı yapan müteahhit olup kat maliklerinin izni olmadan bodrum katının tamamını 21 ve 22 no"lu bağımsız bölümlerle birleştirerek davalı ..."ya haricen sattığını ve anılan davalının da bodrum katın tamamını 28.12.2006 tarihinden beri işgal ettiğini; yine davalılardan ..."in ise 20 no"lu dükkanın maliki olduğunu, kapıcı dairesinin bir kısmında davalı ... tarafından kat maliklerinin izni olmadan tadilat yapıldıktan sonra davalı ..."e satıldığını ve anılan davalının kapıcı dairesini 05.02.2007 tarihinden beri işgal ettiğini, diğer davalı ... ..."nın ise binanın ön cephesinde bulunan 19 no"lu dükkanın maliki olduğunu, kapıcı dairesinin geri kalan kısmının da davalı ... tarafından Mehmet ..."ya satıldığını ve 29.08.2008 tarihinden beri bu davalının işgalinde olduğunu, davalı müteahhit ... hakkında imar kirliliğine neden olma suçundan dolayı yapılan yargılama sonucu ceza verildiğini ileri sürerek davalı ..."in bağımsız bölümleri eski hale getirmesine, aksi halde belirlenecek eski hale getirme bedelinin tahsiline karar verilmesini; diğer davalıların ise ortak mülkiyete yapmış oldukları haksız elatmalarının önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın temyizi üzerine Dairemizin 30.04.2019 tarih, 2018/3820 Esas- 2019/3837 Karar sayılı ilamıyla ".... Dava, ortak yere müdahale ve projeye aykırılık sebebiyle müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirmeye ilişkindir. Böyle bir dava ancak, mülkiyet hakkına dayanılarak açılır. Kat mülkiyetinin özelliği itibariyle uygulamada kat malikleri kurulu kararı ile yetki verildiği takdirde, kat maliki olmayan yönetici dahi böyle bir davayı açabilir. Davacı yönetime yetki verildiğine dair bir Kat Malikleri Kurulu kararına dosya içerisinde rastlanılmamıştır. Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 35. maddesi yöneticinin bu sıfatı sebebiyle görev ve yetkilerini belirlemiştir. Bunların arasında yukarıda açıklandığı gibi mülkiyet hakkı ile sıkı sıkıya bağlantısı bulunan ortak yerlere vaki tecavüz ve projeye aykırılık nedeniyle müdahalenin men"i davası açma yetkisi ve görevi yoktur. Davaya konu 1927 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 22 adet bağımsız bölüm bulunmakta olduğu, davacının bağımsız bölümlerin hiçbirinde malik sıfatının bulunmadığı da anlaşıldığından aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın aktif dava yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarih ve 197/2-520 Esas, 1988/89 sayılı Kararında, Yargıtay"ca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata nedeni olarak açıklanmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kökleşmiş içtihatları maddi hataya dayanan bozma ya da onama ilamının usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı yönündedir (Yargıtay HGK 17.01 2007 gün ve 2007/9-13 Esas 2007/17 Karar ve Yargıtay HGK 25.06.2008 gün ve 2008/11-448 Esas, 2008/454 Karar).
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 gün ve 1957/13 Esas, 1959 Karar ve 09.05.1960 gün 1960/21 Esas, 1960/9 sayılı Kararlarında da açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucunda verilen bir karara Mahkemece uyulsa dahi usuli kazanılmış hak oluşturmaz
Somut olaya gelince, mahkemece bozma ilamı öncesinde yapılan yargılamada davanın kabulüne karar verilmiş olup yapılan temyiz incelemesinde davacı yönetime yetki verildiğine dair bir Kat Malikleri Kurulu kararı ile davacının bağımsız bölümlerin hiçbirinde malik sıfatının bulunmaması nedeniyle aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozma kararı verilmiştir. Ancak davacı apartman yönetimini temsilen dava açan Mehmet Gezer’in 1927 ada 2 parsel sayılı taşınmazda 1. kat, 1 nolu bağımsız bölüm maliki olduğu dosya kapsamında sabit olduğu halde bozma ilamında davacı tarafın aktif dava ehliyetinin bulunmamasına yönelik karar verilmesi maddi hataya dayanmaktadır. Kaldı ki, bozma kararından sonra Kat Malikleri Kurulu tarafından da açılan davaya muvafakat ve izin verildiğine dair karar alınmıştır.
Yukarıdaki açıklamalar kapsamında dosya değerlendirildiğinde; her ne kadar uyulmasına karar verilen bozma ilamında aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ise de bu kararın maddi hataya dayandığı anlaşılmış olup taraflara hak bahşetmeyeceğinden, mahkemece; 21.01.2014 tarihli bilirkişi raporuna göre değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi için, hükmün bu sebeple bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 05.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.