3. Hukuk Dairesi 2016/436 E. , 2016/1443 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili ile davalının boşandıklarını, çocukların velayetlerinin önce anneye verildiğini, sonrasında ise, davacı babaya geçtiğini, ancak annenin çocukların giderlerine hiç bir katkıda bulunmadığını ileri sürerek, iki çocuk için toplam 500 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin hiç bir işinin olmadığını, çalışmadığını, bu nedenle de nafaka ödeyemeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı kadının işsiz olup, her hangi bir gelirinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, verilen bu hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK. nun 327. maddesinin 1. fıkrası; "Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” hükmünü, 330. maddesinin 1. fıkrasının ilk cümlesi; “Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir.” hükmünü, 331. maddesi ise; “Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” hükmünü düzenlemektedir.
Yukarıda açıklanan yasa maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, iştirak nafakası; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana ile babanın mali durumlarına göre takdir edilir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakacak olursak, her ne kadar mahkemece yaptırılan ekonomik durum araştırmasına göre, davalı annenin çalışmadığı anlaşılıyor ise de, dosyada mevcut SGK "dan alınan belgeye (bilgisayar çıktısı)göre, davalının 26.05.2014 tarihinde işten ayrıldığı, eldeki davanın 13.05.2014 tarihinde açıldığı, buna göre, davalı annenin, bu davanın açıldığı tarihten sonra, işi bıraktığı anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca mahkemece, davanın açıldığı tarih itibariyle davalı annenin bir işinin bulunduğunun anlaşılması karşısında, tarafların ekonomik durumları, müşterek çocukların ihtiyaçları gözetilerek, hakkaniyete uygun oranda, az da olsa, davacı baba lehine iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.