3. Hukuk Dairesi 2015/2149 E. , 2016/1435 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/12/2014
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacı hakkında karşılıksız çek keşide etmek suçundan dolayı, 4814 sayılı kanunla değişik 3167 sayılı kanunun 16/1.maddesi gereğince "ABD Doları"nın suç tarihindeki Türk Lirası olarak karşılığı ve suç tarihindeki ceza miktarının üst sınırı da nazara alınarak 80.000 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına," karar verildiğini, verilen bu kararın kesinleşmesinden sonra, çıkan 6273 sayılı kanun ile , bu para cezasının idari yaptırıma dönüştüğünü, davacının da ihtirazi kayıt ile kesinleşen mahkeme kararı sonucu 80.000 TL para cezasını ödemek zorunda kaldığını ve bu ceza da idari yaptırıma dönüştüğü için, 80.000 TL"nin iadesi için ceza mahkemesine müracaat ettiğini,ceza mahkemesi tarafından davacı sanık hakkında verilen hükmün iptaline, davacının beraatine, davacının ihtirazi kayıt ile ödemek zorunda kaldığı 80.000 TL"nin iadesine ilişkin talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına ,hukuk mahkemesinde dava açmakta muhtariyetine karar verildiğini ve verilen bu kararın kesinleştiğini beyan ederek, suç olmaktan çıkan ve idari yaptırıma dönüşen bu eylem nedeni ile ödemek zorunda kaldığı 80.000 TL para cezasının, ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı hazine vekili savunmasında; görev, husumet, zamanaşımı ve esas yönünden davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 80.000 TL tazminatın ödeme tarihi olan 02.02.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen bu hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin iyiniyetli ya da kötüniyetli olduğuna bakılmadan temerrüde düşürülmesi gerekir. BK"nun 101. (TBK 117. mad.) maddesine göre gecikme faizinin işlemesi için borçluya ihtarname gönderilmek suretiyle temerrüde düşürülmelidir. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizinin işlemeyeceği açıktır.
Somut olayda, davalı taraf, dava tarihi öncesinde herhangi bir ihtar ya da ihbar ile temerrüde düşürülmediği için, dava tarihinden itibaren faize karar verilmesi gerekirken, ödeme tarihinden itibaren faize karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.