Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/28455 Esas 2016/341 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/28455
Karar No: 2016/341
Karar Tarihi: 14.01.2016

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/28455 Esas 2016/341 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık A.K. ve N.K.'nin önceden plan yaparak, mağdurun zayıf algılama yeteneğini istismar ederek dini inançlarını kullanarak taşınmazlarını satmaları ve 240.000 TL para kazanmaları sonucunda nitelikli dolandırıcılık suçu işledikleri iddiası üzerine Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandıkları görülmüştür. Sanık N.K.'nin beraatına karar verilirken, sanık A.K.'nin suçu işlediği sabit görülmüş ve dolandırıcılık suçundan mahkum edilmiştir. Temyiz incelemesinde sanık N.K.'nin beraat kararının ONANMASI, Sanık A.K.'nin mahkumiyet hükmünün DÜZELTİLEREK ONANMASI kararlaştırılmıştır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun (TCK) 53. maddesi, 53/1-c bendi sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi durumunda kanuna aykırı sayılmıştır. Yanı sıra, Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kısmi iptal kararı 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete ile yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden,
15. Ceza Dairesi         2013/28455 E.  ,  2016/341 K.
"İçtihat Metni"


Tebliğname No : 15 - 2012/191616

İMAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık


Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanık A.. K.."ün mahkumiyetine ve sanık N.. K.."ün beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili ve sanık A.. K.. müdafii tarafından temyiz edilmekle,dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıkların, dolandırıcılık yapma hususunda daha önceden aralarında anlaştıkları, bu kapsamda algılama yeteneğinde zayıflama bulunan mağdur B.. A.."ın dini inanç duygularını istismar ederek taşınmazlarını sattırdıkları, akabinde bu satıştan elde edilen 240.000 TL parayı alarak haksız menfaat temin etmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda,
1- Sanık N.. K.. hakkında nitelikli dolandıdıcılık suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
Yapılan yargılama sonunda, sanığın atılı suçu işlediğine dair savunmasının aksine mahkumiyete yeterli delil bulunmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin beraat kararının kanuna aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün ONANMASINA,
2- Sanık A.. K.. hakkında nitelikli dolandıdıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
Sanık savunması, katılan ile tanık ifadesi, banka yazıları, rapor içerikleri ve tüm dosya kapsamına göre suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde aşağıda belirtilen bozma nedeni dışında bir isabetsizlik bulunmamış ve 5237 sayılı TCK.nın 53.maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden koşulları oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekili ve sanık A.. K.. müdafiinin temyiz itirazlarının reddine, Ancak;
TCK"nın 53. maddesinin 3.fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “ velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun “ sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan1412 sayılı CMUK"un 321.. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Kanunun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "53. maddenin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.