15. Ceza Dairesi 2015/8696 E. , 2016/338 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 15 - 2013/307085
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Akhisar 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 23/05/2013
NUMARASI : 2012/512, 2013/459
SUÇLAR : Mala zarar verme, kasten yaralama
Mala zarar verme ve kasten yaralama suçlarından katılan sanıklar ve sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, o yer Cumhuriyet savcısı, sanık Z.. A.. müdafii ve sanıklar F.. Ş.. ile E.. U.. tarafından temyiz edilmekle,dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinde, katılan sanıklar E.... ve Z..... arasında sebebi tespit edilemeyen bir nedenden ötürü kavga çıktığı, bu kapsamda katılan sanıkların ele geçirilemeyen bıçaklar ile birbirlerini karşılıklı olarak basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde kasten yaraladıkları, yine katılan sanık E.... ile sanık F..... katılan sanık Z..... aracının camını kırdıkları, bu şekilde katılan sanıklar ile sanığın mala zarar verme ve kasten yaralama suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, o yer Cumhuriyet savcısı, sanık Z.. A.. müdafii ve sanıklar F.. Ş.. ile E.. U.."nın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-İlk haksız hareketin hangi taraftan yapıldığının kesin olarak tespit edilememesi halinde sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerekirken, mahkemece olayın kimin tarafından ve hangi sebeple başlatıldığının anlaşılamadığı kabul edildiği halde haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması,
2-Dosyada mevcut adli sicil kaydından tekerrüre esas sabıkası olduğu anlaşılan sanık E.. U.. hakkında TCK"nın 58.maddesinin uygulanmaması,
3-Sanık Z.. A.. hakkında tanzim edilen 9.7.2010 tarihli ilk raporda karın sol üst kardinalde mevcut yaralanmadan bahsedilmemesine rağmen 24.2.2011 tarihli kesin raporda, karın sol üst kardinalde 1cm"lik skardan bahsedilmesi ve katılan sanık Zekeriya"nın 9.7.2010 tarihinde kollukta alınan ifadesinde, E.. U.."nın kendisini elleriyle darp ettiğini belirtmesine rağmen kovuşturma aşamasında alınan beyanında, katılan sanık E.... kendisini bıçakla yaraladığını söylemesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, katılan sanık Z.. A.."a ait olaya ilişkin tüm tedavi evraklarının temin edilip katılan sanık Z..... ile birlikte Adli Tıp Kurumuna sevk edilerek katılan sanığın olay esnasında bıçak veya buna benzer bir eşya ile yaralanıp yaralanmadığının ve eylemin bu kapsamda TCK"nın 86 ve 87. maddelerinin hangi fıkrası içinde kaldığının tespit edilmesinden sonra katılan sanık E.. U.."nın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
4- 5237 sayılı TCK.nın 53.maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden bu yönde değerlendirme yapılmaması,
Kanuna aykırı olup, o yer Cumhuriyet savcısı, sanık Z.. A.. müdafii ve sanıklar F.. Ş.. ile E.. U.."nın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükümlerin isteme uygun olarak BOZULMASINA, 14.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.