Esas No: 2016/169
Karar No: 2021/362
Karar Tarihi: 10.02.2021
Danıştay 10. Daire 2016/169 Esas 2021/362 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/169
Karar No : 2021/362
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : Davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının kabule ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davalı idareye ait su borularının patlaması sonucunda yaşanan su baskını nedeniyle davacıya ait araçta meydana geldiği ileri sürülen değer kaybı ile söz konusu aracın kullanılamamasından dolayı uğranıldığı iddia olunan toplam 31.574,91 TL maddi ve 3.000,00 TL manevi zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazmini istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 19/10/2012 tarihinde davacının evinin yakınında bulunan Devlet Su İşlerine ait su borularının patlaması sonucu oluşan su baskını nedeniyle davacıya ait araçta maddi hasar meydana geldiği, oluşan hasarın tespiti amacıyla ... Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvuruda bulunulduğu, ilgili dosyadan yapılan inceleme sonucu aracın hasar durumunun ve hasardan sonra kullanılamaz bir hale geldiğinin belirtildiği, davalı idare tarafından söz konusu olay nedeniyle yaptırılan tespit raporunda, patlayan borular nedeniyle oluşan suların Bodrum-Milas Karayoluna akabinde de altta bulunan istinat duvarlarını yıkarak evlere girdiği, yıkılan istinat duvarının iki aracın üstüne devrildiği ve araçları kullanılamaz hale getirdiği, meydana gelen olayın su borularının altındaki yastıklama tabakasının projedeki boyutlarda olmaması ve borunun altındaki kaya bloğuna dayandırılmasının olduğunun belirtildiği, ayrıca evlerde karayolunda ve taşıtlarda oluşan hasarların fazla olmasının sebeplerinden birinin de karayolunun su tahliyelerinin tıkalı ve yetersiz olmasının belirtildiğinin görüldüğü, bu halde; idarenin, yükümlülüklerini yerine getirmeyerek hizmetin kötü ve geç işlemesi ve bu yüzden bir zarara neden olunması durumunda, Anayasa hükmü uyarınca hizmetten faydalanan ya da hizmete yabancı kişilerin uğradığı zararları tazminini gerektirmesi nedeniyle davacının meydana gelen olay nedeniyle uğramış olduğu 27.034,00 TL maddi zararının davalı idarece tazmini gerektiği, davanın manevi tazminata ilişkin kısmına gelince; yukarıda aktarılan olayın meydana gelme ve bunun sonucunda oluşan durumlar dikkate alındığında, davacının duyduğu elem ve üzüntünün kısmen de olsa karşılanması amacıyla davacıya takdiren 1.000,00 TL ödenmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, olayda idarelerinin kusuru olmadığı, olayın yüklenici firmanın kusurundan kaynaklandığı, mahkemece aracın enkaz bedelinin de ödenmesine karar verildiği, enkaz bedelinin aracın satışı ile davacı tarafından zaten temin edileceği, olayda manevi tazminat ödenmesini gerektiren koşulların oluşmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava, davalı idareye ait su borularının patlaması nedeniyle davacıya ait araçta meydana geldiği ileri sürülen değer kaybı ile söz konusu aracın kullanılamamasından dolayı uğranıldığı iddia olunan toplam 31.574,91 TL maddi ve 3.000,00 TL manevi zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tazmini istemiyle açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrasında; idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
Aktarılan bu hükümden de anlaşılacağı üzere idareler kamu hizmetlerini yürütürken kişi veya kişilere bir zarar vermeleri halinde bu zararı hizmet kusuru kapsamında bazen de kusursuz sorumluluk ilkelerine göre gidermek zorundadırlar. Uğranılan bu zararın giderilmesi de tazminat yoluyla mümkündür.
İdare, kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdarelerin hizmet kusuru nedeniyle sorumlu tutulabilmeleri için öncelikle ortada bir zararın bulunması, bu zararın kesin, güncel ve meşru bir zarar olması ve zarar ile idarenin eylem ve işlemi arasında nedensellik bağının bulunması gerekmektedir. İdarelerin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak da tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır. Bu bağlamda hizmet kusuru, özel hukuktaki anlamından uzaklaşarak nesnelleşen, anonim bir niteliğe sahip, bağımsız karakteri olan bir kusurdur. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan doğruya ve asli nedenini oluşturmaktadır.
Başka bir deyişle, idarelerin kusurlu sayılabilmesi için hizmetin hiç veya iyi işlememesi, gerekli ve yeterli personel istihdam edilmemesi, ya da hizmet yürütülürken gerekli tedbirlerin yerinde ve zamanında alınmaması nedeniyle ortaya bir zararın çıkmış olması gerekir. Eğer bu şekilde hizmetin iyi işlememesi nedeniyle maddi ya da manevi bir zarar doğarsa idareler bu zararı gidermekle yükümlüdür. Aksi halde ise idarelerin sorumluluğu yoluna gidilemeyeceği açıktır.
İdarenin hukuki sorumluluğu, kamusal faaliyetler sonucunda, idare ile yönetilenler arasında yönetilenler zararına bozulan ekonomik dengenin yeniden kurulmasını, idari etkinliklerden dolayı bireylerin uğradığı zararın idarece tazmin edilmesini sağlayan bir hukuksal kurumdur. Bu kurum, kamusal faaliyetler nedeniyle yönetilenlerin malvarlığında ortaya çıkan eksilmelerin ya da artış olanağından yoksunluğun giderilebilmesi, karşılanabilmesi için aranılan koşulları, uygulanması gereken kural ve ilkeleri içine almaktadır.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Kararlarda bulunacak hususlar" başlıklı 24. maddesinde; kararlarda, kararın dayandığı hukuki sebepler ile gerekçesi ve hüküm, tazminat davalarında hükmedilen tazminatın miktarının belirtileceği düzenlemesi yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; 19/10/2012 tarihinde davacının evinin yakınında bulunan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne ait su borusunun patlaması sonucunda oluşan su baskını nedeniyle davacıya ait araçta maddi hasar meydana geldiği, oluşan hasarın tespiti amacıyla .. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne yaptırılan tespit sonucunda düzenlenen raporda aracın pert olduğunun görüldüğünün, aracın park halindeki durumunun trafik kurallarına uygun olduğunun, aracın piyasa değerinin 24.500,00 TL, hurda değerinin de 1.750,00 TL olduğunun belirtildiği, söz konusu olay nedeniyle davalı idarece yapılan tespit sonucunda düzenlenen raporda, patlayan borular nedeniyle oluşan suların Bodrum-Milas Karayoluna akabinde de altta bulunan istinat duvarlarını yıkarak evlere girdiğinin, yıkılan istinat duvarının iki aracın üstüne devrildiğinin ve araçları kullanılamaz hale getirdiğinin, meydana gelen olayın su borularının altındaki yastıklama tabakasının projedeki boyutlarda olmamasından ve borunun altındaki kaya bloğuna dayandırılmasından kaynaklandığının, ayrıca evlerde, karayolunda ve taşıtlarda oluşan hasarların fazla olmasının sebeplerinden birinin de karayolunun su tahliyelerinin tıkalı ve yetersiz olması olduğunun belirtildiği görülmektedir.
Olayda, dosyada yer alan bilgi ve belgelerden uyuşmazlığa konu olayın patlayan su borusunun usulüne uygun olarak döşenmemiş olmasından kaynaklandığı ve olayda davalı idarenin hizmet kusuru olduğu, olay nedeniyle davacının uğramış olduğu zararların tazmini gerektiği açıktır.
Ancak, davacı tarafından dava dilekçesinde maddi zarar unsurları olarak; aracın bedelinin, aracın hurda değerinin, aylık kazanç kaybının, banka kredisine fazladan ödenen faizin, 4 adet lastik ücretinin, Asliye Hukuk Mahkemesindeki tespit giderlerinin ve araç çekme bedelinin gösterilmiş olduğu, idare mahkemesince bu zarar kalemlerinden hangisinin yada hangilerinin ve hangi gerekçeler ile kabul veya reddedildiği belirtilmeksizin toplam 27.034,00 TL maddi tazminata hükmedilmiş olduğu, mahkeme kararından anlaşıldığı kadarıyla hurdaya çıkan aracın satılması halinde davacıya ait olacak olan ve zarar olarak kabul edilemeyecek hurda değerinin de tazminine karar verilmiş olduğu, aracın kasko sigortasının olup olmadığının, kasko sigortası varsa sigorta şirketince olay nedeniyle davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının ise araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, eksik incelemeye dayalı İdare Mahkemesi kararının temyize konu kabule ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyize konu kabule ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.