15. Hukuk Dairesi 2018/158 E. , 2018/2925 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalı vekili Avukat ...geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avukatı dinlendikten sonra, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, sözleşme konusu projeler bedelinden ve sözleşme dışı tadilat projesi yapıldığından ödenmeyen projeler bedelinden 43.334,00 TL, arazi etüt bedelinden 2.000,00 TL danışmanlık hizmetinden 2.000,00 TL"nin toplamı 47.334,00 TL"nin fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak tahsili talebiyle açılmış, mahkemece davanın kabulüne dair verilen hükmün, davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekilince temyiz olunmuştur.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilâmına uyulmuşsa da bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğinden söz edilemez. Oysa usuli kazanılmış hak ilkesi uyarınca lehine bozulan taraf yararına araştırma ve inceleme yapılması zorunludur. Nitekim, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu"nun 90.05.1960 gün ve 21/9 sayılı kararında vurgulandığı üzere, “Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"muzda bu şekildeki usule ait müktesep hakka ilişkin açık bir hüküm konulmuş değilse de, Yargıtay"ın bozma kararındın hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan gayesi ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında, hukuki alanda istikrar gayesine dahi ermek üzere kabul edilmiş bulunması bakımından usule ait müktesep hak müessesesi, Usul Kanunu"nun dayandığı ana esaslardandır ve amme intizamiyle de ilgilidir. Esasen, hukukun kaynağı, sadece kanun olmayıp, mahkeme içtihatları dahi hukukun kaynaklarından oldukları cihetle, söz konusu usuli müktesep hak için kanunda açık hüküm bulunmaması, onun kabul edilmemesini gerektirmez.” denilmiştir. Yargıtayın ve Dairemizin istikrarlı uygulamaları da bu yöndedir. Mahkemece, Yargıtay"ın bozma kararına uymuş olması halinde bu uyma kararı ile bağlı olup, bozma uyarınca araştırma ve inceleme yapmak zorundadır.
Dairemizin bozma ilâmında; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 4. maddesinde imalâtın bedelinin 24.000,00 TL götürü olarak belirlendiği, sözleşmede belirtilen götürü bedel dikkate alınarak sözleşme konusu işin bedeli sözleşme fiyatı ile sözleşme konusu olmayan sözleşme dışı projeler ve tadilat projesi bedelinin ise sözleşmenin yapıldığı tarih ve zaman bakımından uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 410 ve devamı maddelerindeki vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca, sözleşme dışı iş bedelinin, yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre tespiti gerektiği, iş bedelinin alınan raporda dava tarihi itibarıyla ve Elektrik Mühendisleri Odası rayiçlerine göre tespiti yerinde olmadığı belirtilerek bilirkişi heyetinden ek rapor alınmak suretiyle sözleşmedeki imalâtın sözleşme fiyatı ile sözleşme dışı olarak yapılan proje ve tadilat projesi işleri bedelinin ise yapıldığı yıl piyasa fiyatlarıyla hesaplanıp bulunacak toplam iş bedelinden ihtilâfsız ödeme bedelinin mahsubu ile kalan bedele davacının davasındaki talepleri de gözetilerek dava tarihinden itibaren faizi ile karar verilmesi gerektiği bildirilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyulup ek rapor alınmasına karşın, bilirkişi kurulu ek raporunda hesaplamayı az yukarıda açıklanan ilkeye aykırı şekilde sözleşme kapsamındaki işleri ve sözleşme dışı işleri 2009 yılı Elektrik Mühendisleri Odası rayiç fiyatları ve Harita Mühendisleri Odası rayiç bedelleri üzerinden hesaplamış olup, bu rapora dayanılarak karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, yeniden oluşturulacak konusunda uzman teknik bilirkişiden rapor alınarak, yüklenici tarafından yapılan sözleşme kapsamındaki işin tüm işe göre fiziki oranının hesaplattırılıp (örneğin, %20-30-40 vs.) bulunacak bu fiziki oran, götürü bedel olan 24.000,00 TL"ye uygulamak, sözleşme dışındaki işlerin yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayiçlerine göre bedeli konusunda, mahalli piyasa rayici içerisinde yüklenici kârı ve KDV bulunacağından ayrıca eklenmeksizin bedeli bulunarak bulunacak toplam iş bedelinden ihtilâfsız ödeme bedelinin mahsubu ile kalan bedele davacının davasındaki talepleri de gözetilerek dava tarihinden itibaren faizi ile karar verilmekten ibarettir.
Bu hususlar gözetilmeden, kazanılmış hak ilkesine aykırı şekilde ve taraflar arasındaki hukuki ilişkide uygulanması mümkün bulunmayan Elektrik Mühendisleri Odası rayiç fiyatları ve Harita Mühendisleri Odası rayiç bedelleri ile sözleşme kapsamı ve sözleşme dışı iş ayrımı yapmadan sonucu bulunan rakam üzerinden davanın kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
Kabule göre de, sözlü yargılamaya geçilmeden hüküm verilmesi doğru olmamıştır. Karar tarihinde yürürlükte bulunan ve zaman bakımından uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nın 184. maddesinde “(1) Hâkim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. (2) Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder.” ve yine aynı Kanun"un 186. maddesinde “(1) Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. (2) Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir.” hükümleri bulunmaktadır. Bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere; hâkim, tahkikatın bitiminden sonra, taraflara, tahkikatın tümü hakkında açıklama yapma hakkı tanımalı ve sonrasında son diyeceklerini bildirmeleri için fırsat vermeli ve buna göre hükmünü kurmalıdır. Mahkemece bu haklar tanınmadan hüküm kurulması adil yargılanma hakkının ihlali niteliğindedir.
Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 05.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.