1. Ceza Dairesi 2018/5791 E. , 2019/1071 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mahkemesi Ceza Dairesi
SUÇ : Kasten öldürme
HÜKÜM : Sanık ... hakkında;
TCK.nin 81/1, 62, 53. maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezasına ilişkin istinaf isteminin reddine,
S.S.Çocuklar ... ve ... hakkında;
TCK.nin 81/1, 31/3, 62, 63. maddeleri uyarınca 17 yıl 6 ay hapis cezalarına ilişkin istinaf taleplerinin 12 yıl 6 ay olarak düzeltilerek esastan reddine.
TÜRK MİLLETİ ADINA
5271 sayılı Kanunun 299. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan ""sanığın veya katılanın temyiz başvurusundaki istemi üzerine veya re"sen duruşma yoluyla yapar"" ibaresi 24.12.2017 tarih 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 100. maddesi ile ""uygun görmesi halinde duruşma yoluyla yapabilir"" şeklinde değiştirildiğinden, sanık... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminde, incelemenin dosya üzerinden yapılması uygun görülmekle;
İstinaf mahkemesince verilen 20/02/2018 gün 2018/61 Esas ve 2018/143 sayılı hüküm suça sürüklenen çocuk ... müdafii tarafından yasal süresinde temyiz
edilmişse de suça sürüklenen çocuk..."in 28.11.2018 tarihli dilekçe ile kararın onanması talebinde bulunduğu dilekçe tarihi itibariyle 18 yaşını ikmal etmiş olduğu anlaşıldığından suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz talebinin REDDİNE,
Temyizin kapsamına göre sanık... ve suça sürüklenen çocuk..."ın maktul ..."a yönelik kasten öldürme suçundan kurulan hükümlere hasren yapılan incelemede; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi 20/02/2018 gün ve 2018/61 E. 2018/143 sayılı Kararında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık... ve suça sürüklenen çocuk... müdafiinin TCK 37. madde kapsamında yapılan değerlendirmenin ve tahrik hükümlerinin uygulanmamasının hatalı olduğuna ilişkin ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının ESASTAN REDDİNE, 25.02.2019 gününde Başkan... ve Üye ..."ın sanık... ve suça sürüklenen çocuk... hakkında atılı suçların TCK 39 kapsamında kaldığına dair karşı oyları ve oy çokluğuyla 25/02/2019 gününde karar verildi.
KARŞI OY:
Sanık savunmalarından tanık anlatımlarından ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Olay tarihinde maktul ve arkadaşlarının bir parkta birlikte alkol aldıkları sırada kendi aralarında yüksek sesle konuşup tartışmaya başladıkları, maktulün bağırarak “ben burada yetiştim, burada büyüğüm.” diye sinkaflı sözler söylemesi üzerine aynı parkta suça sürüklenen çocuklarla birlikte vakit geçiren sanık...’in maktulün bu davranışlarından rahatsız olup, maktule hitaben “buranın erkeği sen misin?” diyerek sinkaflı küfürler ederek maktulü uyardığı, daha sonra maktulün yanma gelerek yumruk ve tokatla maktulü darp ettiği, suça sürüklenen çocuklar... ve...’ın da sanığın peşinden gelerek sanıkla birlikte maktulü darp ettikleri, suça sürüklenen çocuk...’in bu sırada suça sürüklenen çocuk...’ın belinde bulunan sustalı çakı bıçağını alarak maktulün kamına bir kere vurduğu, maktulün kavga ortamından 10-15 metre uzaklaşarak yere yıkıldığı, maktulün ölümünün kesici delici alet yaralanmasına bağlı iç organ ve büyük damar kesilmesinden gelişen iç kanama sonucu meydana geldiği, daha sonra suça sürüklenen çocuk...’in olayda kullandığı bıçağı tekrar...’a verdiği ve bıçağın olaydan sonra suça sürüklenen çocuk...’da ele geçirildiği olayda;
Sanık... ve suça sürüklenen çocuk...’ın ve suça sürüklenen çocuk...’in eylemine TCK 37 maddesi kapsamında müşterek fail olarak katıldığına dair Kararın onanmasına ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.
Şöyle ki;
Olayın kabulü ve gelişim tarzı dikkate alındığında olayın ani gelişen bir olay olduğu, sanık ve suça sürüklenen çocuklar arasında maktulü öldürme konusunda önceden alınmış bir karar ve irade birliği bulunmadığı, ani gelişen kavga ortamında sanık ve suça sürüklenen çocukların arkadaş olmaları itibariyle dayanışma içinde hareket ettikleri, suça sürüklenen çocuk...’in olay sırasında ani bir karar ve refleksle suça sürüklenen çocuk...’ın belinde bulunan bıçağı alarak maktulü bıçaklayıp öldüreceğinin sanık... ve suça sürüklenen çocuk... tarafından bilinmesinin mümkün olmadığı, sanık ve suça sürüklenen çocuk...’ın olay sırasında ve olayın sonrasında suça sürüklenen çocuk...’in yanında olmaları, birlikte hareket etmelerinin ancak TCK 39 maddesi kapsamında yardım etme olarak değerlendirilebileceği, bu nedenlerle sanık... ve suça sürüklenen çocuk...’ın cezalarından TCK 39 maddesi gereğince indirim yapılması gerektiğini düşündüğümüzden sayın çoğunluğun görüşüne muhalefet ediyoruz. 25/02/2019