Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/13237
Karar No: 2016/16302
Karar Tarihi: 24.10.2016

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/13237 Esas 2016/16302 Karar Sayılı İlamı

18. Ceza Dairesi         2016/13237 E.  ,  2016/16302 K.

    "İçtihat Metni"


    Hakaret suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1, 125/4, 129/3, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.160,00 Türk Lirası ve 1.740,00 Türk Lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair ... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/07/2015 tarihli ve 2015/273 esas, 2015/899 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 20/05/2016 gün ve 2016/191538 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
    İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre,
    1- Arazi anlaşmazlığı nedeniyle aralarında daha önceye dayalı uyuşmazlık bulunan tarafların 05/02/2015 tarihinde ... Adliyesi koridorunda karşılaşmaları sonrası meydana gelen olay nedeniyle, sanık ..."ın, katılan/sanık ... yönelik hakaret eylemi nedeniyle mahkemesince yapılan yargılaması sonucu 5237 sayılı Kanun"un 125/1, 125/4, 129/3, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, katılan/sanıklar ... ve ... ile dosyanın tarafsız tanığı ... tüm aşamalarda sabit olan beyanlarına göre, katılan/sanık Arif"in ilk önce sanık ..."e sinkaflı küfürler ettiğini beyan etmeleri, yine mahkemesince yapılan yargılama sonucu bu durumun kabul edilerek gerekçe kısmında, sanık ..."in katılan/sanık ... hakaret ve tehdidine tepki niteliğinde karşılık olarak hakaret ettiğinin sabit görülmesi ve 5237 sayılı Kanun"un 129/1. maddesinde yer alan, “Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, sanık hakkında katılan/sanık ... yönelik hakaret eylemi nedeniyle anılan maddenin 1. fıkrası gereğince karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde maddenin 3. fıkrası gereğince karar verilmesinde,
    2- Sanık ... hakkında katılan/sanık ... karşı, “s.ktir git buradan i.ne..” şeklinde sözler söyleyerek hakarette bulunduğu iddiasıyla ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakaret suçundan kamu davası açılmış ise de, olayın mağduru olan katılan/sanık ... mahkemesince alınan beyanında, “..Ben araya girince ..., s.. git aradan İ...ne dedi...” şeklinde belirttiği ancak sanık ..."in kendisine hakaret ettiğine dair bir beyanının olmadığı, olayın tarafsız tanığı olan Ali Yılmaz"ın da mahkemesince alınan beyanında sanığın katılana karşı yukarıda bahsedilen sözleri duymadığını belirtmesi karşısında, "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi gereğince sanığın bu katılana yönelik eyleminden beraati yerine, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde,” denilmektedir.
    Hukuksal Değerlendirme;
    A- “1” numaralı bozma istemi açısından;
    Hakaret suçlarında özel tahrik hükümleri içeren TCK"nın 129. maddesinin 1. fıkrası: “Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” hükmünü içermektedir.
    TCK"nın 129/3.fıkrasında ise; “ Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” hükmü yer almaktadır.
    İncelenen somut olayda, sanığın, müşteki ..."a hakaret ettiği iddiasıyla dava açıldığı, müştekinin ilk olarak hakaret içerikli sözler kullandığından bahisle TCK"nın 129/3.fıkrası uyarınca sanık hakkında indirime gidildiği, TCK"nın 129/1 ve 129/3.fıkralarında neticeten aynı hükümlere yer verildiği, ayrıca karşılıklı hakaret nedeniyle Mahkemenin TCK"nın 129/3.fıkrasının uygulanmasına karar verildiği, suça konu eylemin oluş şekli değerlendirildiğinde, uygulamanın yerinde olduğu anlaşıldığından, “1” numaralı istem açısından hukuka aykırılık görülmemiştir.
    B- “2” numaralı istem açısından;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.04.2012 gün ve 10/438-141 sayılı kararında belirtildiği üzere, öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
    5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
    Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir. (Ceza Genel Kurulu"nun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
    İnceleme konusu somut olayda; sanık ... hakkında, müşteki ..."a “s... git lan buradan İ..ne” dediği iddiasıyla dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda tüm deliller toplanıp, tanık beyanları, müşteki sanıkların iddia ve savunmaları ile taraflarca tutulan tutanaklar bir bütün halinde değerlendirilip delil tartışması yapılarak sanığın eyleminin sübut bulduğu gerekçesiyle mahkumiyet kararı verildiği anlaşılmıştır.
    Ceza Genel Kurulunun 25.10.1993 gün ve 260/281 sayılı kararında belirtildiği gibi, olaya ilişkin tüm deliller toplanıp, değerlendirilip suçun oluştuğu kabul edilerek mahkumiyet hükmü kurulduğuna göre, delil takdiri yapılarak verilen bu karar aleyhine, takdirde yanılgıya düşüldüğünden ve suçun yasal unsurlarının oluşmadığından bahisle, kanun yararına bozma yoluna başvurulamayacağından, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.
    Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle:
    Hakimin kanaat ve takdirine ait fiili sorunlardan dolayı olağanüstü bir yasa yolu olan kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceği, tebliğnamede ileri sürülen hususun da bu kapsamda olduğunun anlaşılması karşısında;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın düzenlediği tebliğnamedeki düşünce bu itibarla yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 24.10.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi