18. Ceza Dairesi 2016/13232 E. , 2016/16301 K.
"İçtihat Metni"
Hakaret suçundan sanık ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1, 62/2. maddeleri uyarınca 1.500 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/10/2015 tarihli ve 2015/297 esas, 2015/824 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kaldırılmasına dair ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/01/2016 tarihli ve 2015/1003 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 18/05/2016 gün ve 2016/189094 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, anılan mercii kararında adı geçen sanığın aynı husustaki beyana yönelik rücu açıklamasının yasal olarak olanaklı olmadığı, önceki yargılamada hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğini açıkça bildiren sanık hakkında yazılı şekilde uygulama yapılması yerinde görülmediği gerekçesi ile itiraz kabul edilmişse de,
1- Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun maddi ceza hukukuna ilişkin sonuçlar doğuran karma bir yapıya sahip olduğu, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yapılan itirazın merciince kabul edilmesinden sonra mahkemesince evrak üzerinden karar verileceğine ilişkin emredici bir düzenlemeye yer verilmediği gibi ilk yargılamada hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını istemeyen sanığın mercii kararından sonra mahkemesince duruşma açılarak alınan savunmasında bu sefer hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını uygulanmasını kabul edebileceği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulamasının sanık lehine getirilmiş bir düzenleme olduğu ve sanığın yargılama devam ettiği sürece bu düzenlemenin uygulanmasını isteyebileceği gözetilmeyerek itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesinde,
2- Sanık ... hakkında, ... 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 28/12/2010 tarihli ve 2010/486 esas, 2010/783 sayılı ilamına konu, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, 6545 sayılı Kanun ile 5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesine eklenen “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” biçimindeki düzenlemeden önce, 31/01/2011 tarihinde kesinleştiği, sanık tarafından 21/10/2013 tarihinde işlenen hakaret suçunun anılan düzenlemeden önce işlendiği, 5237 sayılı Kanun"un zaman bakımından uygulama başlıklı 7. maddesinin "(1) İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar. (2) Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." şeklindeki hükmü uyarınca sonradan yapılan yasal değişikliğin sanık aleyhine yorumlanamayacağı gözetilmeden, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde,
İsabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme;
5271 sayılı CMK’nın “hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” başlığını taşıyan 231. maddesinin 8. fıkrasında; " Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. (Ek cümle: 18/06/2014-6545 S.K./72. md) Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. ...” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yer verilen kanuni düzenlemeye göre hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık 5 yıl süreyle denetime tabi tutulacak ve bu süre içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi halinde yapılacak yargılamada mahkumiyetine karar verildiği takdirde bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyecektir.
Somut olayda; sanığın sabıkasında 31.01.2011 tarihinde kesinleşmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında dair ilam bulunduğu, sanığın kanun yararına bozmaya konu dosya kapsamında işlediği yeni suçun tarihinin 21.10.2013 olduğu, sanık hakkında ... 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 03.12.2014 tarihli kararda hakaret suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, Cumhuriyet Savcısının itirazı üzerine ... Ağır Ceza Mahkemesi tarafından sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediği ve sabıkasında daha önce verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair başka bir karar bulunduğu, 6545 sayılı kanun uyarınca sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılamayacağı gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verilmiştir. İtiraz kabulü üzerine 06.10.2015 tarihli duruşmada bu sefer sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul ettiği, bunun üzerine sanık hakkında tekrar hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildiği, tekrar Cumhuriyet Savcısı tarafından aynı nedenlerle itiraz edildiği ve ... Ağır Ceza Mahkemesinin 05.01.2016 tarihli kararıyla aynı nedenlerle itirazın kabul edildiği görülmektedir. Yasal mevzuat çerçevesinde itirazın kabulü üzerine yapılan duruşmada sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul edemeyeceğine ilişkin yasal bir engel bulunmamaktadır. Ayrıca suç tarihinin 21.10.2013 tarihi olduğu, 6545 sayılı Kanunla 5271 sayılı Kanun"un 231/8.maddesinde yapılan değişikliğin yürürlük tarihinin 28.06.2014 olduğu, bu suretle sanık aleyhine bir düzenleme yapıldığı, TCK"nın 7.maddesi uyarınca sonradan yapılan yasal düzenlemenin sanık aleyhine uygulanamayacağı, sanığın suç tarihinden önce sabıkasında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın bulunmasının, kanun yararına bozmaya konu dosya kapsamında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine engel teşkil etmeyeceği anlaşıldığından, mercii tarafından itirazın yerinde olmayan gerekçeyle kabul edilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/01/2016 tarihli ve 2015/1003 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. Maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı maddenin 4. fıkra (a) bendi uyarınca sonraki işlemlerin merciince yerine getirilmesine, 24.10.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.