Esas No: 2012/15134
Karar No: 2013/2123
Karar Tarihi: 04.03.2013
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/15134 Esas 2013/2123 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ..., Orman Yönetimi, ... mirasçıları, ...., ..., ..., ... ve ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1952 yılında....Köyünde yapılan kadastro sırasında, 139 parsel sayılı taşınmaz tarla niteliğiyle zilyedi bulunmadığından ... adına, 169 parsel sayılı taşınmaz tarla niteliğiyle kanuni zilyetlik süresi dolmadığından ... adına, 188 parsel sayılı taşınmaz .... adına, 190 parsel sayılı taşınmaz belgesizden .... mirasçıları.... adına, 191 sayılı taşınmaz belgesizden .... adına, 192 parsel sayılı taşınmaz dere yatağı ve yol fazlalıklarından oluşması nedeniyle ... adına, 193 parsel sayılı taşınmaz içinde çit evi olan tarla niteliğiyle belgesizden ...."nun muvafakati suretiyle .... (.... Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.06.1952 gün 158/140 sayılı kararı ile ...."ya evlatlık olarak verildiğinden soyadı “....” olarak değişmiştir) adına, 194 parsel sayılı taşınmaz içinde taş evi olan tarla niteliğiyle belgesizden ... adına, 195 parsel sayılı taşınmaz belgesizden .... adına, 197 parsel sayılı taşınmaz sebze bahçesi niteliğiyle belgesizden .... adına, 198 parsel sayılı taşınmaz içinde ahşap evi olan tarla niteliğiyle belgesizden .... mirasçıları .... adına, 221 parsel sayılı taşınmaz tarla niteliğiyle belgesizden .... adına, 224 parsel sayılı taşınmaz tarla niteliğiyle belgesizden ... adına, 237 parsel sayılı taşınmaz tarla niteliğiyle belgesizden, ... yararına kanuni zamanaşımı süresi dolmadığından ... adına, 244 parsel sayılı taşınmaz belgesizden ... adına, 245 parsel sayılı taşınmaz belgesizden ... adına, 249 parsel sayılı taşınmaz belgesizden ... adına, 250 parsel sayılı taşınmaz ... adına, 251 parsel sayılı taşınmaz belgesizden ... yararına kanunî zamanaşımı süresi dolmadığından ... adına, 253 ve 254 parsel sayılı taşınmazlar ise belgesizden tarla niteliğiyle .... yararına kanunî zamanaşımı süresi dolmadığından ... adına tesbit edilmişlerdir.
Davacılar .... ve arkadaşlarınca, T.Evvel 1295 Yoklama tarih 33, 34 ve 36 sıra nolu tapu kayıtlarından gelen Şubat 1945 tarih 45, 46 ve 48 numaralı tapu kayıtlarına dayanarak çekişmeli taşınmazlar ile birlikte toplam 208 parça taşınmazların tesbitine karşı dava açmışlardır.
Davacı ..., Haziran 1948 tarih 24 numaralı (....Günlük Ormanı) tapu kapsamında kaldığı iddiasıyla 188, 190, 191, 193, 194, 195, 197, 198, 221, 224, 237, 244, 245, 249, 250 ve 251 sayılı parsellerin tesbitine itiraz etmiştir.
Davacı ... , kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 251 parselin tesbitine itiraz etmiştir.
Orman Yönetimi ise 188, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 197, 198, 221, 224, 237, 244, 245 ve 249 sayılı parsellerin orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla davaya katılmıştır.
... ve ..."ın 190 parsele, ...., ... ve ..."in 191 parsele, ..."nın 194 ve 245 parsellere, ...."nun 195 parsele, ..."ın 198 parsele, ..."nun 224 parsele ilişkin katılma istemleri, aynı zamanda davalı taraf olarak yer aldıklarından kabul edilmemiştir.
Yargılama sırasında 139 parsele ilişkin olarak ..., 190 ve 198 sayılı parsellere ilişkin olarak ...., 194 parsele ilişkin olarak ... ve ..., 195 parsele ilişkin olarak ... ve Bekir Yener, 224 sayılı parsele ilişkin olarak ..., 237 parsele ilişkin olarak Bekir Yener, 249 parsele ilişkin olarak ..., ... ve ..., 253 parsele yönelik ..., 254 parsele ilişkin olarak ... davaya katılmışlardır.
Mahkemece 1954/620 - 1963/168 sayı ile verilen karar, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 17.01.1963 gün ve 1962/146 - 1963/365 sayılı kararıyla "...kısmen tapuya, kısmen zilyetliğe istinaden davalı şahıslar adına yapılan tapulama tespitlerine karşı davacı gerçek kişiler tarafından Aralık 1945 tarih 45, 46 ve 48 no"lu tapu kayıtlarına dayanarak itiraz edildiği, bu hususta yapılan tahkikatın ve uygulamanın yetersiz olduğu, komşu parsellere ait tapu geldi kayıtları alındıktan sonra mıntıkayı iyi bilen yaşlı ve tarafsız kişilerce seçilecek bilirkişiler vasıtasıyla tapu tekniğinden anlayan mütehassıs bilirkişi huzurunda tapu kayıtları mahallerine uygulanarak mahalli mütehassıs bilirkişilerin bilgileri yekdiğerini tamamlamak, tapuların revizyon gördüğü parsellere uygulanarak tapu sınırlarının birer birer tespit edilip, yönü tamamen kapatıp kapatmadığı, nokta sınır olup olmadığı değerlendirilerek, kapatmıyorsa nokta sınırları birleştirilerek o yöndeki hat tayin ve tahdit edilmek, gayri sabit olan hatların sınırlardaki eski tarihli tapularda yazılı hatlar ile sabit olmaması halinde, sabit hadlerden başlanarak, tapuda yazılı miktarlara bağlı kalınarak uygulanıp, kapsamının belirlenmesi, tapu tarih ve hadlerinin krokide gösterilmesi, mahalli bilirkişi beyanlarına uygun, uygulamayı gösteren kroki düzenlenmesi, tapu kapsamı içindeki davanın kabulüne, kapsamı dışındaki taşınmazlara ilişkin davanın reddine karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuştur.
Bozma kararından sonra aynı iddia ile dava edilen dosyaların tümü, 1976/453 sayılı dosyada birleştirilmiş, daha sonra Nisan 1981 yılındaki yangın sonrasında ihya edilebilen dosyalar 1989/20 esas numarasını almışlar, bu dosyadan verilen tefrik kararı üzerine; temyize konu 2012/7 esas sayılı dosyada çekişmeli .... Köyü 139, 169, 188, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 197, 198, 221, 224, 237, 244, 245, 249, 250, 251, 253 ve 254 sayılı parseller incelenerek karar verilmiştir.
Mahkemece, davacı ... .... ve arkadaşlarının tutunduğu Şubat 1945 tarih 45, 46 ve 48 numaralı tapu kayıtlarının, taraflar arasında görülen ... ....Arazi Kadastro Mahkemesinden verilen ve Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 1993/8557 - 1994/6105 kararı ile onanıp kesinleşen 1983/171 - 1992/108 sayılı kararı ile sınırlarının ve kapsamının belirlendiği, taraflar arasında bağlayıcı nitelikte bulunan bu belirleme neticesinde çekişmeli taşınmazların davacı gerçek kişilerin dayandığı tapuların kapsamında kalmadığı ve yine Hazinenin dayandığı Haziran 1948 tarih 24 numaralı tapu kaydının da taşınmazlara ait olmadığı belirlenerek; davacı ... ve davacı ... .... ve arkadaşlarının tüm parsellere, katılan ... ...."ın 190 ve 198 parsellere, katılanlar ... ve ..."nın 194 parsele, .... ve ..."in 237 parsele, yönelik davalarının REDDİNE, davacı ... "in 251 parsele, katılanlar ..."in 139 parsele ve ..."in 254 sayılı parsele ilişkin davalarının KABULÜNE,
139 parsel sayılı taşınmazın tesbitinin iptali ile katılan davacı ... adına tesbit ve tesciline,
169 parsel sayılı taşınmazın ... adına tesbit ve tesciline,
250 ve 251 parsel sayılı taşınmazların tesbit gibi ... mirasçıları adına tesbit ve tesciline,
253 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi ... adına tesbit ve tesciline,
254 parsel sayılı taşınmazın tesbitinin iptaliyle katılan davacı ... mirasçıları adına tesbit ve tesciline,
Orman Yönetiminin 188, 197, 244, 245 ve 249 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin açtığı davaların, kesinleşmiş orman tahdidi dışında kaldıklarından REDDİNE,
188 sayılı parselin tesbit gibi ... mirasçıları adına tesbit ve tesciline,
197 parselin tesbit gibi .... mirasçıları adına tesbit ve tesciline,
244 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi ... adına tesbit ve tesciline,
245 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi ... mirasçıları adına tesbit ve tesciline,
249 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi ... adına tesbit gibi tesciline,
Orman Yönetiminin 190, 191, 192, 193, 194 ve 237 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin açtığı davanın kesinleşmiş orman tahdidi içinde kaldıklarından KABULÜNE,
190, 191, 192, 193, 194 ve 237 parsel sayılı taşınmazların tesbitlerinin iptali ile orman niteliğiyle ... adına tesbit ve tescillerine,
Orman Yönetiminin 195, 198, 221 ve 224 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin açtığı davanın kesinleşmiş orman tahdidine göre KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
195 parsel sayılı taşınmazın haritacı bilirkişi ...."nın 07.05.2012 tarihli rapor ve krokilerinde (195/B) = 9064,09 m² bölümünün tesbitinin iptaliyle orman niteliğiyle ... adına, (195/A) = 870,79 m² bölümünün ise .... mirasçıları ..., ..., ...., ... adına tesbit ve tesciline,
198 parsel sayılı taşınmazın haritacı bilirkişi ...."nın 07.05.2012 rapor ve krokisinde (198/B )= 374,47 m² bölümünün tesbitinin iptali ile orman niteliğiyle ... adına, (198/A) = 377,30 m² bölümünün .... mirasçıları ..., ..., ..., .... ve ... adına tesbit ve tesciline,
221 parsel sayılı taşınmazın haritacı bilirkişi ...."nın 16.05.2012 rapor ve krokisinde (221/B) = 862 m² ve (221/C) = 241 m² bölümlerinin tesbitinin iptali ile orman niteliğiyle ... adına, (221/A) = 11137 m² bölümünün .... mirasçısı ... adına tesbit ve tesciline,
224 parsel sayılı taşınmazın haritacı bilirkişi ...."nın 07.05.2012 rapor ve krokisinde (224/B) = 1673,96 m² bölümünün iptali ile orman niteliğiyle ... adına, (224/A) = 3298,85 m² bölümünün ... mirasçıları ..., ..., ... ve.... adına tesbit ve tesciline,
Katılanlar ... ve ..."in 195 parsele, ..."nun 224 parsele, ..., ... ve ..."ın 249 parsele ilişkin davalarının ise kadastro tesbitinden sonrasına ilişkin harici satın almaya dayandıklarından MAHKEMENİN GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın talep halinde görevli ve yetkili Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm ... tarafından 139, 188, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 197, 198, 221, 224, 237, 244, 245, 249, 250, 251 ve 254 sayılı parsellere, Orman Yönetimi tarafından 188, 195, 197, 198, 221, 224, 244, 245 ve 249 sayılı parsellere, davalı ... mirasçıları tarafından 194 parsele, davalı ... tarafından 191 parsele, davalı ... vekili tarafından 191 parsele, davalı ... tarafından 193 parsele (Her nekadar temyiz dilekçesinde temyize konu parseli 192 olarak belirtmiş ise de, dilekçe içeriğinde adına tesbit gören taşınmazı temyiz ettiği belirttiğinden parsel numarasının yanlış gösterilmesi H.M.K."nun 304. maddesi uyarınca yazı ve diğer açık hata olarak kabul edilerek), katılan ... tarafından 253 parsele, katılanlar ... vekili tarafından 195 parsele, ... vekili tarafından 224 parsele, davalı ... tarafından 195 parselin (195/B) = 9064,09 m² bölümüne ilişkin temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1942 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile davanın devamı sırasında 1976 yılında 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması, 1987 yılında 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B uygulaması bulunmaktadır.
1) Katılan ..."un 195 parsele, katılan ..."nun 224 parsele ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi sonucu; Katılan ... çekişmeli 195 parsele ilişkin olarak 22.11.1999 tarihli harici satış senedine, katılan ... ise, ortak muris ..."dan intikalen gelen ve iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tâbî bulunan çekişmeli 224 parsele ilişkin olarak murisin mirasçısı bulunan ve sağ olduğu anlaşılan babası ..."dan kendisine devir ve teslim edildiği iddiasına dayanarak dava açtığına, kadastro mahkemesinin görevinin 3402 sayılı Kanunun 25/son fıkrası uyarınca, kadastro tutanağının düzenlenmesi gününden ve tutanak sonradan tamamlanmış ve düzeltilmiş ise, o günden sonra doğan haklara dair isteklerin kadastro mahkemesinin görevi dışında bulunduğu belirlenerek hüküm kurulduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun olan katılanların talebine ilişkin verilen görevsizlik kararlarına ilişkin hükmün onanması gerekmiştir.
2) ... ve Orman Yönetiminin 197, 244, 245 ve 249 parsellerin tamamı, 195, 198, 221 ve 224 parsellerin (A) bölümlerine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda; İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan 197, 244, 245 ve 249 parsellerin tamamına, 195, 198, 221 ve 224 parsellerin hükme esas alınan bilirkişi raporunda (A) işaretli bölümlerine ilişkin hükmün onanması gerekmiştir.
3) Hazinenin 139, 250, 251 ve 254 parsellere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda; İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerekmiştir.
4) Davalı ..."nun 195 parselin (B) bölümü, davalılar ... mirasçılarının 194 parselin tamamına, davalılar ... vekili ile ..."in 191 parsele, davalı ..."nun 193 parsele, davacı Hazinenin 195, 198, 221, 224 parsellerin hükme esas alınan bilirkişi raporlarında (B) işaretli bölümleri ile 190, 191, 192, 193, 194 parsellerin tamamına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda; Uzman bilirkişi raporlarına göre, temyize konu taşınmazlar ve taşınmaz bölümlerinin 1942 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı belirlenmiştir. Ancak, davanın devamı sırasında 1976 yılında yapılan çalışmada bu bölümler 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi uyarınca yapılan ve 15.10.1961 tarihinden önce ve yine 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B maddesi uyarınca yapılan ve 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş oldukları gerekçeleriyle ... adına orman sınırı dışına çıkarılan sahada bırakılmışlardır. Bu taşınmaz bölümleri bakımından mahkemece yapılan araştırma, inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; 2. madde ve 2/B çalışmasının yargılamanın devamı sırasında yapıldığı anlaşıldığı halde, bu bölümler hakkındaki davanın aynı
zamanda 2. madde ve 2/B"ye itiraza dönüşeceği gözönünde bulundurulmadan, yalnızca tahdide dayalı olarak 195, 198, 221, 224 parsellerin (B) işaretli bölümlerinin, 190, 191, 192, 193, 194 parsellerin tamamının orman olarak tesciline karar verilmiştir. Oysa ki; 2. madde ve 2/B işlemi henüz kesinleşmediğine göre 2. ve 2/B koşullarının oluşup oluşmadığı konusunda inceleme yapılmalıdır. Kaldı ki; 1976 ve 1987 yılında yapılan çalışmalara ait tutanak ve haritalar ayrı ayrı uygulanmamış, taşınmazların ilk kez hangi tarihte orman rejimi dışına çıkarıldığı belirlenmemiştir.
6831 sayılı Kanunun değişik 2. madde ve 2/B maddesinde bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerin orman rejimi dışına çıkartılacağı hükmünün bulunduğu, bundan doğal ve gerçek anlamda nitelik kaybının anlaşılması gerektiği, her isteyenin ormanlarda doğal olarak bulunan deliceleri aşılaması, bina ya da eklentilerini inşa etmesi, erozyona sebep olacak biçimde araziyi teraslaması ya da orman bitkilerini kökleyip tarım yapmaya teşebbüs etmesi kanun maddesinde anlatılan bilim ve fen bakımından nitelik kaybı olmayıp, zorla ve ormanın tahribi sonucu niteliğinin kaybettirilmesi olduğu açıktır. Bu yöntem, toprak erozyonu, ormanların ortadan kalkması, doğanın ve çevrenin bozulup yok olması sonuçlarını doğurur.
Yasada tanımlanan (…bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetme…) kavramında bu tür olaylar amaçlanmamıştır. 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesinin başka türlü yorumu, ormanların bilinçli şekilde niteliğinin kaybettirilmesine, tahribine ve yok edilmesine izin verdiği sonucuna ulaştırır ki, bu durum Anayasanın 169 ve 170. maddelerine aykırı olur. Suç teşkil edecek eylemlerle ve zorlama yolu ile ormanların niteliğinin kaybettirilmesi kanunlarla korunamaz.
O halde, uzman orman bilirkişinin, yukarıda anlatılan eylemler sonucu ormanların yok edilmesinin bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetme olarak kabul edilemeyeceğini gözönünde bulundurarak, dava konusu taşınmazın orman bütünlüğünü bozmama, su ve toprak rejimine ve çevredeki ekosistemlerin tüm ögeleriyle kendisini yenileyebilme gücüne zarar vermeme, ormancılık çalışmalarının etkenlik, verimlilik ve kararlılık düzeylerini düşürmeme, taşınmaz üzerinde insan elinin çekilmesi ve olduğu gibi bırakılması halinde yeniden orman haline dönüşüp dönüşemeyeceği gibi koşulları birlikte değerlendirip, dava konusu taşınmazların hangi doğal olaylar ve eylemler sonucu bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybettiğini ya da etmediğini inceleyerek, bu olguları tartışması, taşınmazın hangi maddi ve bilimsel olgular sonucu nitelik kaybettiği sonucuna ulaştığını raporunda açıklaması, halen nitelik kaybetmeyen bölümleri de raporunda işaretlemesi gerekir.
Bu nedenlerle, yörede yapılan orman kadastrosu ve 1976 - 1987 yıllarında yapılan 2. madde ve 2/B çalışmalarına ait harita ve tutanaklar ayrı ayrı uygulanmak suretiyle, taşınmazların bu haritalara göre konumu belirlenmeli, uzman tarım ve orman bilirkişilerinden yukarıda açıklanan hususlarda rapor alınmalı, taşınmazlardaki hakim bitki örtüsü, toprak yapısı incelettirilmeli, nitelik yitirmediği belirlenirse orman niteliğiyle ... adına; nitelik yitirmişse hali hazır niteliği ile ... adına tesciline karar verilmeli, 2/B uygulama sahasında kalan taşınmazlar başka parsel numaraları almışsa, bu parsellere ait tutanaklar getirtilip, şerh sahipleri davaya dahil edilmeli, bundan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulduğundan 195, 198, 221, 224 parsellerin hükme esas alınan bilirkişi raporlarında (B) işaretli bölümleri ile 190, 191, 192, 193, 194 parsellerin tamamına ilişkin kurulan hükmün bozulması gerekmiştir.
5) Hazinenin 237 parsele ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda; Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 1942 yılında yapılan orman tahdidi içinde kaldığı kabul edilerek orman niteliğiyle tesciline karar verilmiş ise de delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülmüştür. Şöyle ki; uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi raporlarında (A) = 3875,80 m² bölümünü orman tahdidi dışında orman sayılmayan yerde, (B) = 2108,02 m²
bölümünün ise orman tahdidi içinde ve nitelik yitirdiği gerekçesiyle orman sınırı dışına çıkartılan alanda kaldığı belirlenmiştir. (B) bölümüne ilişkin yapılan orman sınırı dışına çıkartma çalışması davanın devamı sırasında yapıldığından henüz kesinleşmemiştir. Ayrıca, 1976 ve 1987 yılında yapılan çalışmalara ait tutanak ve haritalar ayrı ayrı uygulanmamış, taşınmazın ilk kez hangi tarihte orman rejimi dışına çıkarıldığı da belirlenmemiştir.
Bu nedenlerle, yörede yapılan orman kadastrosu ve 1976 - 1987 yıllarında yapılan 2. madde ve 2/B çalışmalarına ait harita ve tutanaklar ayrı ayrı uygulanmak suretiyle, taşınmazın bu haritalara göre konumu belirlenmeli, tahdid içinde kaldığı ve 2. veya 2/B maddesi ile orman sınırı dışına çıkarıldığı belirtilen (B) bölümüne ilişkin olarak uzman tarım ve orman bilirkişilerine taşınmazlardaki hakim bitki örtüsü, toprak yapısı incelettirilmeli, bu bölümün nitelik yitirmediği belirlenirse orman niteliğiyle ... adına; nitelik yitirmişse hali hazır niteliği ile ... adına tesciline karar verilmeli, 2/B uygulama sahasında kalan taşınmaz bölümü başka parsel numaraları almışsa, bu parsellere ait tutanaklar getirtilip, şerh sahipleri davaya dahil edilmeli, bundan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması doğru değildir.
237 parselin bilirkişi raporlarında (A) işaretli bölümü ise, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre bu bölüme ilişkin Orman Yönetiminin davasının reddine ve zilyetlik şartları bulunmadığından ... adına tesbit edildiği gözönünde bulundurularak ... adına tesciline karar verilmesi gerekirken delillerin yanlış değerlendirilmesi sonucu bu bölümün orman olarak tesciline karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
6) ... ve Orman Yönetiminin 188 parsele ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 1942 yılında yapılan orman tahdidinin dışında kaldığı kabul edilerek Orman Yönetimi ve Hazinenin davasının reddine karar verilmiş ise de, toplanan delillere göre varılan sonuç doğru değildir. Şöyle ki; uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada kesinleşen orman tahdidi içinde olduğu ve nitelik yitirdiği gerekçesiyle orman sınırı dışına çıkartılan alanda kaldığı belirlenmiş olmasına rağmen mahkemece orman tahdidi dışında bırakıldığına ilişkin belirlemenin dayanağı açıklanmadan ve bilirkişi raporunun aksine karar verilmesinin sebepleri kararda tartışılmadan hüküm kurulmuş, ayrıca Tapu Müdürlüğü"nce 188 parsele ilişkin olduğu belirtilerek gönderilen Kadastro Mahkemesi"nin 1976/162 esas 1978/825 karar sayılı ilâmına konu parselin 15.04.1947 tarih 18 nolu tapu kapsamında kaldığı ve orman olarak aktarılmasına karar verildiği ve hükmün Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 1980/8696 esas 1980/8700 karar sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği bildirilmesine rağmen bu dava dosyası getirtilmek suretiyle çekişmeli 188 parsele ilişkin olup olmadığı araştırılmamıştır.
Bu nedenle, Tapu Müdürlüğü"nden Kadastro Mahkemesi"nin 1976/162 esas 1978/825 karar sayılı dosyası getirtilmeli, bu kararın çekişmeli 188 parsele ait olduğu belirlendiği takdirde taraflar arasında kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı değerlendirilmeli, 188 parsele ait olmadığı anlaşılır ise, orman sınırı dışına çıkartma çalışması davanın devamı sırasında yapıldığından henüz kesinleşmediği düşünülüp, 1976 ve 1987 yılında yapılan çalışmalara ait tutanak ve haritalar getirtilmeli, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisi veya olmadığı takdirde bir tapu fen elemanından oluşacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşif yapılmalı, orman tahdidi, 1976 ve 1987 976 - 1987 yıllarında yapılan 2. madde ve 2/B çalışmalarına ait harita ve tutanaklar ayrı ayrı uygulanmak suretiyle, taşınmazın bu haritalara göre konumu belirlenmeli, taşınmazın ilk kez hangi tarihte orman rejimi dışına çıkarıldığı saptanmalı, tahdidi içinde kaldığı ve 2. madde veya 2/B maddesi
ile orman sınırı dışına çıkarıldığının tespiti haline uzman tarım ve orman bilirkişilerine taşınmazlardaki hakim bitki örtüsü, toprak yapısı incelettirilmeli, bu bölümün nitelik yitirmediği belirlenirse orman niteliğiyle ... adına; nitelik yitirmişse hali hazır niteliği ile ... adına tesciline karar verilmeli, 2/B uygulama sahasında kalan taşınmaz başka parsel numaraları almışsa, bu parsellere ait tutanaklar getirtilip, şerh sahipleri davaya dahil edilmeli, bundan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması doğru olmadığından bu parsele ilişkin hükmün bozulması gerekmiştir.
7) Katılan ..."un 253 parsele ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Katılan ... 05.06.2012 havale tarihli dilekçe ile harici satıma dayalı olarak davaya harçlı olarak katılma talebinde bulunduğu ve katılımının 3402 sayılı Kanunun 26/D maddesi uyarınca davaya müdahale niteliğinde olduğu anlaşılmakla, bu talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu konuda hüküm kurulmaması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: 1)Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; katılan ..."un 195 parsele, katılan ..."nun 224 parsele ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun hükmün ONANMASINA,
2) İkinci ve üçüncü bentde açıklanan nedenlerle; ... ve Orman Yönetiminin 197, 244, 245 ve 249 sayılı parsellerin tamamı, 195, 198, 221 ve 224 sayılı parsellerin (A) bölümlerine, Hazinenin 139, 250, 251 ve 254 sayılı parsellere ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun hükmün ONANMASINA,
3) Dördüncü, beşinci, altıncı ve yedince bentlerde açıklanan nedenlerle; Davalı ..."nun 195 parselin (B) bölümü, davalılar ... mirasçılarının 194 parselin tamamına, davalılar ... vekili ile ..."in 191 parsele, davalı ..."nun 193 sayılı parsele, davacı Hazinenin 195, 198, 221 ve 224 sayılı parsellerin hükme esas alınan bilirkişi raporlarında (B) işaretli bölümleri ile 190, 191, 192, 193, 194 ve 237 sayılı parsellerin tamamına, ... ve Orman Yönetiminin 188 parsele, katılan ..."un 253 sayılı parsele ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile bu parsellere yönelik hükmün BOZULMASINA, alınan temyiz harcının istek halinde gerçek kişilere iadesine 04/03/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.