Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1283
Karar No: 2018/2923
Karar Tarihi: 05.07.2018

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2018/1283 Esas 2018/2923 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2018/1283 E.  ,  2018/2923 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm davacı ... ile davalılar vekillerince temyiz edilmiş, asıl dosya davalısı vekili tarafından duruşmalı istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde asıl ve birleşen dosya davacıları vekili Avukat ...ile asıl dosya davalı vekili Avukat ... geldi. Birleşen dosya davalısı vekili gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan asıl ve birleşen dosya davacıları ile asıl dosya davalısı avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Davacılar vekili, davalının eşi olan ... ile davacılardan ..."nün adi ortaklık olarak arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalayıp, 17.04.2009 tarihli sözleşme düzenlediklerini, sözleşme uyarınca davalıya iki adet bağımsız bölümü devrettiklerini, ancak dava dışı ..."nın edimlerini yerine getirmediğini, tapu devirlerinin sebepsiz kaldığını ileri sürerek, dava konusu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptâli ile davacılar adına tescilini istemişler, ıslah dilekçesiyle, taşınmazların satıldığından bahisle bedellerinin tahsilini talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi"nin 09.06.2015 gün ve 2014/9154 Esas ve 2015/4404 Karar sayılı ilâmıyla dava dışı adi ortak ..."ya da dava açılıp, bu davayla birleştirilmesinin sağlanarak adi ortaklık çerçevesinde verilen taşınmazların iadesi isteği bulunduğu gözden kaçırılarak taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır gerekçesiyle karar bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, dava dışı ... hakkında dava açılıp, eldeki davayla birleştirildiği ve mahkemece davanın kabulüne dair verilen hüküm, davacı ... ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davacı ..."nün birleşen dosya davalısı ... ile yaptığı adi ortaklık sözleşmesi nedeni ile davacı ..."in talimatı ile devredildiği ve adi ortaklığın tasfiyesinde devredilen taşınmazın tamamının değerlendirileceğinin tabi bulunmasına göre, asıl dosya davacısı ..."nün tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Asıl ve birleşen dosya taraflarının temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
    Davacılar vekili, müvekkillerinden ... ile ..."nın aralarında düzenlenmiş bulunan inşaat, sorumluluk devri ve yedieminlik sözleşmesinde müvekkilinin üzerine düşen edimi yerine getirerek ... ... İlçesi ... Mahallesi 477 ada 68 parselde kayıtlı olan taşınmaz üzerinde devam etmekte olan inşaattan birinci normal kattan batı cepheli dairenin 1/4 hissesinin ...,3/4 hissesinin ... tarafından yine aynı inşaatın 7. katı doğu cepheli dairenin 1/4 hissesinin ..., 3/4 hissesinin ... tarafından tapuda 22.06.2009 tarih ve 13405 yevmiye numarası ile davalı adına devredildiğini, sözleşmenin edimlerini müvekkillerinin yerine getirmesine rağmen ..."nın edimini yerine getirmediği ve devrinden kaçındığını ileri sürerek, davalı... adına olan tapu kaydının iptâli ile adlarına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davacılar vekili 31.01.2014 havale tarihli dilekçesiyle, taşınmazların elden çıkartıldığını bu nedenle talebini bedele dönüştürdüklerini bildirerek, bilirkişi raporu doğrultusunda toplam 580.000,00 TL"ye yükselttiklerin, bu miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesini dilemiştir.
    Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, anılan taşınmazların davacı tarafından başkasına satıldığını, müvekkilinin de parası ödenmek suretiyle satın alındığını, öte yandan davacı ..."nün ve müvekkilinin dayanak sözleşmenin tarafı olmadığını, dayanak sözleşmenin dava dışı ... ile imzalanıp 12 adet kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yüklendikleri ortak edimlerin bir kısmının ..."ya devrine ilişkin olduğunu, davacı tarafından ..."ya verilenlerin, ..."nın sorumluluğunun artması nedeniyle karşılık bir bedel niteliğinde olduğunu, verilenlerin iadesine ilişkin bir düzenleme bulunmadığını, halen sözleşme devam ettiğinden geri istenmesinin mümkün olmadığını, davacının akde aykırılıktan bahsetmesinin doğru olmadığını, sözleşmenin, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin uygulanmasına ilişkin esasları düzenleyen ve kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin devamı niteliğinde olan bir sözleşme olup, 4. maddesinde de ..."dan talep edilebileceklerin açıkça belirtildiğini, davacının ancak arsa sahiplerince kendisine kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince açılmış davalar nedeniyle mal varlığında oluşan eksilmeyi talep edebileceğini, bu zararı talep edebilmesinin ön koşulunun davaya konu sözleşmede kendi üzerine düşen edimlerin yerine getirmiş olmasına bağlı olduğunu,şu ana kadar üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini gibi, zarar da meydana gelmediğini, sözleşme gereğince ..."nın sadece sözleşmenin 5.a.1 maddesinde yer alan taşınmazı devretmediği, diğerlerinin tamamını devrettiği ve inşaata başlamak için gerekli girişimleri yaptığı, bu taşınmazın ise fiili imkansızlık nedeniyle devredilemediği, söz konusu taşınmazın inşaatı tamamlanıp tapusunun da henüz..."ya verilmediğini, kaldı ki, davacının kendisi ve arsa sahiplerinden alınan vekaletleri ..."ya vermediğini ve devirleri gerçekleştirmediğini, inşaatın başlamasına davacının neden olduğunu, 2010 yılında mimarlar odasına yeniden proje yaptırılmasına karşın, vekaletnamelerin noksanlığı nedeniyle bu projenin de hayata geçirilemediğini, azilnamelerle bu durumun oluştuğunu, davacı ile dava dışı arasında imzalanan bu sözleşmenin 5/b. 1,2,3 ve 4.maddeleri uyarınca davacının ..."ya devretmesi gereken taşınmazları devretmediğini ve sözleşmede belirlenen bedeli de ödemediğini, kendi edimini yerine getirmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili, bozma ilâmından sonra açılan davaya cevap vermemiş, ancak 31.01.2017 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, iddianın dayanağı olmadığını, ortaklık ilişkisi bulunmadığını, davalı ... ile eski eşi olup, bundan başka hukuki ilişkisi bulunmadığını, bilirkişi raporunu da kabul etmediğini, müvekkilinin üzerine düşen edimleri yerine getirmediğininden bahsedilmiş ise de, yetki devrinin yapılmadığını, sorumluluğunun başlamadığını bildirmiştir.
    Mahkemece, adi ortaklık ilişkisinin feshedilmeden tasfiye istenemeyeceği, kaldı ki, resmi şekilde yapılmadığından sözleşmenin geçerli olmadığı, ..."nün taraf olduğu, bu sebeple davanın kısmen kabulü ile 470.000,00 TL"nin davalı ... ve ..."dan den, tahsiline, falaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
    Yanlar arasındaki uyuşmazlığın çözümü hukuki ilişkinin niteliği gözetilerek yapılması zorunludur. Hakim Türk Hukukunu re"sen uygulamakla yükümlüdür. (HUMK.nun m.76/1. ve HMK.nun m.33) Nitekim, 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da; HUMK"nın 74 ve 75. maddeleriyle 76. maddesi hükümleri karşılaştırılınca, hakimin bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve talep sonucuyla bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleriyle ve onların tavsifleriyle bağlı olmadığı ve kanunları re"sen tatbik ederek iddia ve müdafaadaki netice talepleri karara bağlamakla mükellef bulunduğu sonucuna varılır” denilmiştir. Esasında gerek Dairemizin gerekse Yargıtay"ın uygulamaları bu doğrultuda olup, sapma göstermemiştir.
    Sözleşme 17.04.2009 tarihini taşınmakta olup, tarafları ... ve ..."dır. ... dava dışı olup, yediemin sıfatıyla imzalamıştır. Sözleşme “düzenleme şekilde inşaat, sorumluluk devri ve yedieminlik sözleşmesi” başlığını taşımakta olup, muhtelif tarihlerde imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmeleriyle ilgilidir. Bahsi geçen kat karşılığı inşaat sözleşmeleri ... ve ... tarafından imzalanmış, ancak 17.04.2009 tarihli sözleşmeyle sözleşmenin devrinin ..."ya yapılacağı kararlaştırılmıştır. Sözleşme adi şekilde yapılmış olup, 22.06.2009 tarihli ek protokol ile 2 aylık ek süre verilip, süre bitiminde kat irtifakı kurularak 7 dairenin ... tarafından..."a devri kararlaştırılmıştır. Her iki sözleşme ve temel alınan kat karşılığı inşaat sözleşmeleri uyarınca taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi kurulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Adi ortaklık mülga 818 sayılı BK"nın 520 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, esasında sözleşmenin resmi şekilde yapılması yada yazılı olması konusunda bir düzenleme bulunmamaktadır. Ne var ki, Mahkeme"nin kararında da belirtildiği üzere tapu devrini içerdiğinden resmi şekilde yapılması Tapu Kanunu 26, BK"nın 213 ve TMK"nın 706.
    maddeleri uyarınca zorunlu bulunmaktadır. Ayrıca Noterlik Yasası"nın 60. maddesi uyarınca da, G.Menkul Satış Vaadinin Noter huzurunda ve düzenleme şeklinde yapılması zorunlu olup, aksi halde sözleşmeler geçersizdir. Ancak bu düzenlemelerin istisnaları da bulunmakla birlikte her somut olayın özelliğinin de dikkate alınması Yargıtay uygulamalarıyla yerleşmiştir. Öncelikle taraflar arasındaki akdi ilişkinin adi ortaklık ilişkisi olduğu kabul edilmekle birlikte taraflarca adi ortaklık ilişkisi nedeniyle 17.04.2009 tarihinde ve 22.06.2009 tarihinde ek sözleşmelerle karşılıklı muhtelif yükümlülükler üstlenilmiştir. 17.4.2009 tarihli sözleşmede davacı tarafından davalı ..."ya devredilecek taşınmazlar, 5/b, ... tarafından devredilecek yerler ise, 5/a maddesinde sıralanmıştır. Davacı üzerine düşen edimini yerine getirdiğini ileri sürmüş, ancak davalının edimini yerine getirmediğini bildirerek, tapu iptâl ve tescil talebinde bulunmuş, taşınmazların 3. şahıslara devri nedeniyle ıslah dilekçesiyle talebini bedele dönüştürmüştür. Davacı"nın 26.01.2012 tarihli replik dilekçesiyle uhdesinde bulunan taşınmazları davalı ..."nın eski eşi ..."ya devrettiğini ileri sürmüş ve ekinde belgeler ve deliller ibraz edilmiştir.
    Taraflar arasında BK"nın 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık ilişkisi kurulduğuna ve davacı tarafından taşınmazların devrinin yapıldığı ileri sürülüp buna ilişkin deliller gösterildiğine göre, uyuşmazlığın da adi ortaklık çerçevesinde çözümlenmesi zorunludur. Adi ortaklık ilişkisinin resmi yada yazılı şekilde yapılması zorunlu olmayıp, esasında 17.04.2009 tarihli sözleşmede de tarafların kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde adi ortak olarak yüklenici sıfatıyla taraf oldukları sözleşmede açıkça yazmaktadır. Bu durumda da adi ortaklık nedeniyle taşınmazların devrinin yapılmadığı gerekçesiyle dava açıldığına göre, mahkemece adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin mahkemece yapılması zorunludur. Zira dava dilekçesinde, sözleşmeler uyarınca kendi edimlerini yerine getirdiklerini, davalının edimini yerine getirmediğini ileri sürerek verilen tapuların gereksiz yere verildiğini ileri sürdüklerine göre, adi ortaklık sebebiyle verilenlerin iadesi istendiğinden fesih istemini de içermektedir.
    Adi ortaklığın başlangıcı olan tüm kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin getirtilip incelenmesi, fesih ve tasfiyesinin de mahkemece yapılması gerekir.
    Adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin sözleşme var ise, sözleşmedeki hükümlerin, yok ise, BK.nun ilgili hükümlerinin uygulanarak sonuca varılması gerekir. Öte yandan adi ortaklık ilişkisinde ortaklık payı açık değil ise, bu durumda her iki ortağın 1/2"şer hisseye sahip olduğu BK"nın 523. maddesinin 1. fıkrası gereğidir. Diğer yandan, ortaklıkta yönetici ortağın hesap verme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu nedenlerle öncelikle yönetici ortağın da tespiti ile BK"nın 530. maddesi uyarınca yönetici ortağın hesaba davet edilmesi ve şirket hesaplarının istenmesi, yönetici ortağın delilleri ve diğer ortağın mukabil delilleri incelenmelidir. Ayrıca 17.04.2009 tarihli sözleşmenin ve 22.06.2009 tarihli ek protokolün adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin hükümler içerdiği de gözetilerek mahkemece tasfiyenin sözleşme hükümleri, sözleşmede hükümlerin bulunmadığı durumda ise, BK"nın 538 ve 539. maddeleri de gözetilerek, mahkemece mali müşavir bilirkişi seçilmek ve inceleme yaptırılmak suretiyle adi ortaklığın tasfiye edilmesi gerekir.
    Davalı ..."nın hukuki durumunun bu doğrultuda mahkemece değerlendirilmesi ve kazanılmış hak ilkesinin gözönüne alınması zorunludur.
    Bu hususlar gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuyla karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca temyiz olunan hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, 1.630,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalı ..."den alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davalı ..."e verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilâm harcının temyiz eden asıl ve birleşen dosya davacısı ..."den alınmasına, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden asıl dosya davalısı ... ile birleşen dosya davalısı ..."ya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 05.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi