5. Hukuk Dairesi 2012/19767 E. , 2013/1955 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu sicilinin tutulmasından dolayı uğranılan zararın, Devletin sorumluluğuna ilişkin Medeni Yasanın 1007. maddesi gereğince ödetilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davalı Hazine ile ihbar olunan Tasfiye Halinde ... Bankası A.Ş. vekilleri yönünden verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davalı Hazine ve ihbar olunan Tasfiye Halinde... Bankası A.Ş. vekillerince temyiz edilmiştir.
Davanın ihbar edildiği Tasfiye Halinde...Bankası A.Ş."nin taraf sıfatı bulunmadığından temyiz ve itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı Hazine vekilinin temyizine gelince;
1) Dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi olan 11.02.2009 gününde belediye imar planı içinde olup olmadığı, değilse belediye ve mücavir alan sınırları dahilinde bulunup bulunmadığı, belediye hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığı ve etrafının meskun olup olmadığı hususları, ilgili Belediye Başkanlığından sorularak, niteliği belirlenip bu konuda taraflara delillerini ibraz etmek üzere süre verildikten sonra, taşınmaz arsa ise emsal karşılaştırması yapılarak; arazi ise gelir metodu esas alınarak dava tarihindeki değerinin tespiti için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak, alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, soyut ifadelerle piyasa rayiçlerine göre değer biçen rapora göre eksik inceleme sonucu karar verilmesi,
2) Davacı, dava dilekçesinde manevi tazminat da talep etmiştir. Borçlar Kanunu"nun 49. maddesi gereğince kişisel hakları halele uğrayan kimse manevi tazminat isteyebilir. Manevi tazminat, mal varlığı dışındaki hukuksal değerlere yapılan saldırılar ile meydana getirilen eksilmenin giderilmesidir. Haksız saldırı, kişinin psikolojik varlığı üzerinde etki doğurur. Uğradığı saldırı nedeniyle fiziki ya da manevi acılar duyan, ruhsal dengesi bozulan, yaşama sevincini yitiren kişi manevi tazminat isteyebilir.
Herkesin, içinde yaşadığı toplumda ve ilişkiler kurduğu çevresinde kişisel bir onuru ve saygınlığı vardır. Kişiyi yanlış tanıtmak, küçük düşürmek, kişilik haklarının ihlali sayılır.
Manevi tazminat hukuki kurum olarak, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve manevi tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır.
Davacının ileri sürdüğü ve mahkemece kabul edildiği şekli ile somut olayın oluş biçiminde, TMK."nun 24. maddesi anlamında davacının kişilik haklarına doğrudan saldırı olmadığı gibi, Borçlar Kanunu"nun 49. maddesinde belirtilen manevi tazminat isteme koşulları da gerçekleşmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle manevi tazminata hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.