10. Hukuk Dairesi 2020/7727 E. , 2021/8157 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Tekirdağ İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, feri müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın feri müdahil vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı asil, 01.06.1987 tarihinden senenin sonuna kadar haftada 1 gün izin kullanmak sureti ile çalıştığını, 1988, 1989 yıllarında 20’şer gün işten çıkarıldığını, tekrar işe alınarak senenin sonuna kadar aynı kurumda çalıştığını, ancak çalışmasının sadece 1987 yılında 24 gün olarak Kuruma bildirildiğini belirterek, hizmetinin tespitini istemiştir.
Davacı vekili 20.02.2017 tarihli açıklama dilekçesinde; davacının 3473 işyerinde 17.06.1987 tarihinden 01.04.1996 tarihine kadar yılda 20 gün izin kullanmak suretiyle kesintisiz yılda 360 gün,16566 işyerinde 01.04.1996 tarihinden 2000 yılı sonuna kadar yılda 8 ay çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
II- CEVAP:
Davalı Bakanlık vekili; davacının 1987-2000 tarihleri arasında fasılalı olarak geçici işçi pozisyonunda çalıştığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Feri müdahil Kurum vekili; davanın reddini istemiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece,davanın kısmen kabulü ile, davacının 16566 5901 sicil nolu davalıya ait işyerinde,
-17.06.1987-31.12.1987 tarihleri arasında kuruma bildirilen 24 gün dışında 156 gün süre ile,
-01.01.1988-31.12.1988 tarihleri arasında 180 gün süre ile,
-01.01.1989-31.12.1989 tarihleri arasında 180 gün süre ile,
-01.01.1990-31.12.1990 tarihleri arasında 180 gün süre ile,
-01.01.1991-31.12.1991 tarihleri arasında 180 gün süre ile,
-01.01.1992-31.12.1992 tarihleri arasında 180 gün süre ile,
-01.01.1993-31.12.1993 tarihleri arasında 180 gün süre ile,
-01.01.1994-31.12.1994 tarihleri arasında 180 gün süre ile,
-01.01.1995-31.12.1995 tarihleri arasında 180 gün süre ile,
-01.01.1998-31.12.1998 tarihleri arasında 180 gün süre ile,
-01.01.1999-31.12.1999 tarihleri arasında 180 gün süre ile, çalıştığını tespitine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Bölge Adliye Mahkemesince, feri müdahil Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Feri müdahil SGK vekili, tanıkların davacının çalışma süresine ilişkin net beyanda bulunmadığını,mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararı temyiz etmiştir.
V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. (5510 sayılı Kanun’un m. 86/9.) maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerinin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
Somut olay bakımından davacının çalışmalarının geçtiğini ileri sürdüğü işyeri kamu kuruluşu niteliğinde olduğundan davalı işyerinde geçen çalışmaların resmî kayıtlara dayanılması ve ücretlerin yazılı belge ile ödenmesi esastır. Buna göre, davacının kayıtlarda gözükmeyen bu çalışmalarının hangi nedenle bildirim dışı kaldığı gereğince ve yeterince araştırma konusu yapılmamıştır.
Davacının ücretsiz çalışması hayatın olağan akışına aykırı olup, kamu kuruluşundaki çalışmaların resmî kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılması asıl olduğuna göre sadece tanık sözlerine dayalı olarak çalışmanın kanıtlandığının kabul edilmesi doğru değildir.
Mahkemece Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğüne puantaj cetvelleri ve ücret ödemelerine ilişkin belgelerin gönderilmesi için yazılan müzekkerelere verilen cevap eklerinde sadece dönem bordroları gönderilmiştir. Davacının tespite konu dönemde çalıştığını iddia ettiği Bağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ve Tekirdağ Bağcılık Araştırma İstasyonu Müdürlüğünden özellikle 1987-1996 arasındaki döneme ilişkin ücret ödeme bordrosu, puantaj kayıtlarının tekrar titizlikle araştırılması istenilerek, davacının resmi kayıtlara geçmeyen dönemlerde çalıştığını ve ücretini aldığını gösterir belgelerin ibraz edilememesi halinde bunun nedeni ve davalı nezdinde davacı sigortalının çalışmalarına ilişkin herhangi bir kayıt içeren belgenin bulunmamasının haklı ve izah edilebilir nedene dayanıp dayanmadığı araştırılmalı, davalı işverenin muhasebecisi, müdürleri dinlenerek davacının ücretini nasıl aldığı belirlenmeli, davacıdan ücret ödendiğini kanıtlayan belge olup olmadığı sorulmalı, varsa mahkemeye sunması için süre verilmeli, kamu kuruluşlarında geçen çalışmanın yazılı belge ile kanıtlanması asıl olduğundan ancak ücretin başkaca şekilde ödendiğini fiili ve somut olarak tespit etmek suretiyle gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece yukarıda belirtilen şekilde değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, feri müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 14/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi