(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2017/2873 E. , 2020/5563 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi süresinde duruşmalı olarak istenmiştir. Yargıtay duruşması için gerekli tebligat giderlerinin ödenmemesi nedeniyle duruşma isteminin reddine, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, Kurşunlu Demirciören Köyü çalışma alanında bulunan 116 ada 47 parsel sayılı 4.252.728 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kamu orta malı niteliği ile mera özel siciline kaydedilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazın bir bölümünün tapu kaydının iptali ile murisi Yüksel Akkaymak mirasçıları adına miras payları oranında tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın davalı ... ve Mera Komisyon Başkanlığı yönünden husumetten ve davalı Hazine yönünden esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve Mera Komisyon Başkanlığı"nı temsilen Tarım Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davalı ... Köy Tüzel Kişiliği ve Mera Komisyon Başkanlığı yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle, davalı Hazine yönünden ise dava konusu 116 ada 47 parsel sayılı taşınmazın mera vasfında olduğu ilgi yerlere dava açılamayacağı gerekçesiyle esastan reddine dair yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Dosya içeriğine, toplanan delillere ve kararda yazılı gerektirici nedenlere göre, davalı İl Tarım Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak dava, mera niteliği ile orta malı olarak sınırlandırılan taşınmaza yöneliktir. Bu nitelikteki davaların Hazine ve ilgili köy tüzel kişiliğine karşı açılması gerekmekte olup isabetli olarak Köy Tüzel Kişiliği de davalı olarak gösterildiğine göre ... yönünden pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Öte yandan, davacı, çekişmeli taşınmaz bölümünün murisinden kaldığını ileri sürerek, kendisi ve diğer mirasçılar adına tescilini talep etmekle, tereke adına dava açtığı anlaşılmaktadır. Murisin ölüm tarihi itibariyle terekesi elbirliği mülkiyetine tabi olup, 4721 sayılı Yasa’nın 640. ve 702 maddeleri uyarınca elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlara ilişkin tasarrufi işlem niteliğinde davanın tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir. Bir mirasçının özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için bütün mirasçılar adına yalnız başına dava açması mümkün ise de, bu şekilde açılan bir dava tüm mirasçıların katılımı sağlanmadan yürütülemez. Bu halde, murisinin veraset ilamı dosya arasına alınması suretiyle mirasçılarının belirlenmesi ve davada yer almayan diğer mirasçıların davaya katılımının sağlanması, muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci atanması gerekir. Ne var ki Mahkemece bu husus gözetilmeden aktif dava ehliyetindeki eksik giderilmeksizin hüküm kurulduğu gibi, davacı taraf, davaya konu edilen bölümünün mera olmadığını ve lehine zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiğini iddia ettiği halde, yöntemine uygun şekilde mera araştırması yapılmaksızın, sadece taşınmazın vasfının kadastro tespitinde mera olarak belirlenmiş olması gerekçe yapılarak esas yönünden davanın reddine karar verilmesi de usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle davacıya, murisi Yüksel Akkaymak’ın veraset ilamını dosyaya sunması ve davada taraf olmayan diğer mirasçıların katılımlarının veya muvafakatlerini sağlaması ya da terekeye temsilci atanması suretiyle aktif dava ehliyetindeki eksikliği gidermesi için süre ve imkan tanınmalı; bu şekilde aktif dava ehliyetindeki eksikliğin giderilmesi halinde işin esasına girilerek, doğru sonuca ulaşılabilmesi için, Mahkemece çekişmeli taşınmaz bölümüne komşu tüm parsellerin tespit tutanakları ve varsa dayanakları, hükmen ya da ihdasen oluşan tapu kayıtları bulunmakta ise oluşumlarına ilişkin ilam, belge ve haritalar, davalı olanların dava dosyaları getirtilmeli, davacı ve murisi adına aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı Tapu, Kadastro ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak, varsa söz konusu taşınmazların kesinleşme durumlarını gösterir şekilde kadastro tutanak örnekleri ve tapu kayıtları temin edilmeli, çekişmeli taşınmaz bölümüne ait temin edilebilen en eski tarihli ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlemek ve ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre tespit tarihi olan 2006 yılında geriye doğru 15-20-25 yıl (bulunamadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin stereoskopik çift hava fotoğrafları tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra da mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve 3’er kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulunun katılımıyla keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte, dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu, evveliyatı itibariyle kadim mera vasfında olup olmadığı, çekişmeli taşınmazın geri kalan kısmı ile nizalı bölüm arasında doğal ya da yapay ayırıcı bir unsur bulunup bulunmadığı, çekişmeli taşınmaz bölümü evveliyatı itibariyle mera vasfında değilse, kime ait olduğu, zilyetliğin ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, taşınmaz bölümü imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise nasıl ve ne şekilde imar-ihya edildiği, imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkiler giderilmeli, yerel bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsel tutanak ve varsa dayanakları ile denetlenmeli; üç kişilik ziraat bilirkişi kurulundan da çekişmeli taşınmaz bölümünün öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera mı yoksa özel çayır niteliğinde mi olduğu, toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü ve diğer yönlerden taşınmazın geri kalan kısmından nasıl ayrıldığı, aralarında doğal ya da yapay ayırt edici bir unsur bulunup bulunmadığı, çekişmeli taşınmazın meradan açılan veya meranın devamı niteliğinde olan yerlerden olup olmadığı, evveliyatı itibariyle mera vasfında değilse imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmişse imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı hususlarını açıklayıp, tarımsal niteliğini belirten, taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile yan görünüş (kesit) krokisi ile desteklenmiş, somut verilere dayalı rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye yukarıda belirtilen hava ve uydu fotoğrafları ile memleket haritaları üzerinde inceleme yaptırılarak, çekişmeli taşınmaz bölümünün fotoğrafların çekildiği tarihlerdeki niteliği, sınırları, kullanım şekli, mera alanları ile arasında ayırt edici unsurlar bulunup bulunmadığı hususlarında ayrıntılı rapor alınmalı; fen bilirkişisine keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir rapor ve kroki düzenlettirilmeli, çekişmeli taşınmaz bölümünün yakın plan renkli fotoğrafları çektirilerek taşınmazın konumu ve sınırları fotoğraflar üzerinde gösterilmeli ve bu şekilde çekişmeli taşınmaz bölümünün kadim mera olup olmadığı ve davacı taraf yararına zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği duraksamasız şekilde belirlenmeli, bundan sonra da toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece aktif dava ehliyeti sağlanmadan işin esasına girilmesi ve eksik inceleme ile de yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.