2. Hukuk Dairesi 2014/15442 E. , 2014/16793 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :İpoteğin Kaldırılması
Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 7.4.2014 gün ve 6237 - 8152 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir.
Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanunun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından ve aynı yasanın 7. maddesiyle; ceza, idari para cezasına dönüştürüldüğünden, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17. maddesinin 7. fıkrasıyla da idari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yıl uygulanan miktarın, o yıl için belirlenmiş olan yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı öngörülmüş olmakla, bu suretle hesaplanan 227.00 TL. idari para cezasının ve Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 52.40 TL. ilam harcının karar düzeltme talep edene yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, oyçokluğuyla karar verildi. 09.09.2014 (Salı)
KARŞI OY YAZISI
Yasa, aile konutu üzerindeki hakların sınırlanmasına ilişkin tasarruf işlemlerinin geçerliliğini diğer eşin “açık rızasına” bağlamış (TMK. m. 194/1), rıza beyanının geçerliliği için herhangi bir şekil şartı öngörmemiştir. Buna göre, rızası gereken eş, işleme rızasının bulunduğunu yazılı veya sözlü olarak verebileceği gibi, yapılacak işlemin türü açıkça belirtilmiş olmak koşuluyla işlemden önce, işlem sırasında veya işlemden sonra da verebilir. Öyleyse, rıza beyanının ipotek tesisine ilişkin işlem sırasında aranması mecburiyeti yoktur. Sonradan verilen rıza da, aile konutuyla ilgili tasarruf işlemine geçerlilik kazandırır. İpotek tesisine ilişkin işlem öncesinde, konutun kayıtlı olduğu tapu kütüğünde, “aile konutu” olduğunu gösteren bir şerh var ise, bu halde tapu memuru ipotek tesisine, diğer eşin rızasını isteyecektir. Şerh yoksa, işlemi yapan tapu sicil memuru doğaldır ki diğer eşin rızası bulunup bulunmadığına bakmaksızın işlemi gerçekleştirecektir.
İpotek 23.02.2007 tarihinde tesis edilmiştir. İşleme, diğer eşin rızasının bulunduğuna ilişkin belge 08.05.2008 tarihlidir. Bu belgedeki imzanın, rızası gereken eşe ait olmadığı yargılama sırasında adli tıp raporu ile tespit edilmiştir. Taşınmazın tapu kaydında ipotek tesisine ilişkin işlemden önce konulmuş “aile konutu” olduğuna ilişkin bir şerh bulunmadığına göre, sonradan verilen bu belgenin banka yetkililerinin el ve işbirliğiyle ve bilgisi dahilinde sahte olarak düzenlendiği ispatlanmadıkça, lehine ipotek tesis edilen banka, sahteliğin yol açtığı hukuki sonuçtan etkilenmez. O, işleme diğer eşin rızasını aramış ve kendisine sözü edilen belge sunulmuştur. Bankanın, “tacir” olmaktan kaynaklanan basiretli hareket etme yükümlülüğü (eTTK. m. 20/2, 6102 s.TTK. m.18/2), belgedeki imzanın rızası gereken eşe ait olup olmadığını araştırmaya kadar ulaşmaz. Dosyada muvafakat belgesinin banka yetkililerince ve bankanın bilgisi dahilinde sahte olarak tanzim edildiğine gösteren bir delil bulunmamaktadır. Öyleyse, lehine ipotek tesis edilen bankanın iyiniyetli kazanımı korunmalı (TMK. m.1023), dava reddedilmelidir. Bu sebeple davalı bankanın bu hususa temas eden karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının açıklanan sebeple bozulmasına karar verilmesi gerekir. Açıklanan sebeple sayın çoğunluğun karar düzeltme talebinin reddine ilişkin görüşüne katılamıyorum.