Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/6867
Karar No: 2011/3556
Karar Tarihi: 20.06.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/6867 Esas 2011/3556 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/6867 E.  ,  2011/3556 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve Tescil

    ... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 21.09.2010 gün ve 194/398 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    KARAR

    Davacı ... vekili, miras yoluyla intikal, taksim ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik nedeniyle 134 ada 63 mera parseline ait sınırlandırmanın kısmen iptaliyle vekil edeni adına kayıtlı bulunan 134 ada 1 parsele ilave yoluyla tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Hazine temsilcisi, dava konusu taşınmaz mera olup, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu ve zilyetlikle kazanılamayacağını açıklayarak, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüyle 134 ada 63 parselin tapusunun kısmen iptaline ve teknik bilirkişi tarafından düzenlenen 07.06.2010 tarihli krokide B harfiyle gösterilen 8482,81 m2 yüzölçümündeki alanın bu parselden ifraz edilerek 134 ada 1 parsele dahil edilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik, muristen intikal ve taksim hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mera sınırlandırmasının kısmen iptal ve tescili isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
    Uyuşmazlık konusu 134 ada 63 parsele ait kadastro tutanağından; senetsizden, kadimden beri ve halen Çiçeklihüyüğü köyü halkı tarafından mera olarak kullanıldığının muhtar ve bilirkişi beyanlarından anlaşıldığı gerekçesiyle 106492,73 m2 yüzölçümünde, orta malı "Mera" niteliğinde, 07.12.2006 tarihinde sınırlandırıldığı ve bu sınırlandırmanın itiraz edilmeden 30.01.2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    4342 sayılı Mera Kanununun, 3/d maddesine göre, “Mera: Hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yeri” ifade etmektedir.
    Aynı Kanunun 4. maddesinde de; “Mera, yaylak ve kışlakların kullanma hakkı bir veya birden çok köy veya belediyeye aittir. Bu yerler Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Komisyonun henüz görevine başlamadığı yerlerde, evvelce çeşitli kanunlar uyarınca yapılmış olan tahsislere ve teessüs etmiş teamüllere göre; mera, yaylak ve kışlakların köy veya belediye halkı tarafından kullanılmasına devam olunur. Mera, yaylak ve kışlaklar; özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zaman aşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz ...” denilmiştir.
    Meraların kuru mülkiyeti Hazineye, intifa hakkı ise, ait olduğu köy veya belde ya da belediye halkına aittir. Bu nedenle mera niteliğindeki taşınmazın bulunduğu yere göre dava da husumetin Hazine, köy veya ilgili belde ya da belediyeye yöneltilmesi gerekmektedir. TMK.nun 713/1. maddesine dayalı olarak açılan tescil davalarında yargılama sırasında husumetin yaygınlaştırılması suretiyle taraf teşkilinin tamamlanması mümkündür. Dava konusu taşınmaz Çiçeklihüyüğü köyü sınırları içerisinde olduğu halde ilgili köy davada taraf olarak gösterilmemiştir.TMK.nun 713/3 maddesi uyarınca davanın kanuni hasım olan Çiçeklihüyüğü köyü tüzel kişiliğine yöneltilmesi, yargılamaya geldiği taktirde savunma ve delillerinin tespiti ondan sonra uyuşmazlık hakkında hüküm kurulması gerekmektedir. Anılan hüküm uyarınca taraf teşkili yapılmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması kanuna aykırıdır.
    Öte yandan;dava konusu taşınmaz mera olarak sınırlandırıldığı için uyuşmazlık meraya ilişkin olup, usulüne uygun olarak kadim ve tahsisli mera araştırması yapılması gerekir. Bir yerin öncesinin veya hâlihazır durumunun tahsisli veya kadim meralardan olup olmadığı ayrı usul ve şekilde araştırılmaya tabidir. Zira tahsisli ve kadim meraların oluşumu itibariyle farklılıkları vardır. Tahsisli meralar, yetkili merciler tarafından kamunun yararlanmasına ayrılmak suretiyle ve tahsis yoluyla oluştuğu halde, kadim meralar, başlangıcı bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel olarak o yer halkının yararlanması suretiyle kamu malı niteliğini kazanırlar. HGK’nun 30.10.1991 tarih 1991/8-427-544 ve 3.5.1995 tarih ve 1995/17-149-502 sayılı kararlarında da belirtildiği gibi bir yerin yetkili bir merci tarafından mera olarak tahsis edilmesi, evveliyatı itibariyle o yerin mutlak surette mera olarak kabulüne yeterli olmadığı gibi zilyetlikle iktisap iddiasının dinlenmesine de engel değildir. Ne var ki, yetkili merci tarafından bir yerin mera olarak tahsisinin yapılmış olması durumunda gerçek kişinin o yerdeki zilyetliği sona ereceğinden mera olarak tahsisin yapıldığı tarih itibariyle kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinme koşullarının saptanması gerekir. Taşınmazın tahsis yoluyla değil de kadim mera olduğunun anlaşılması halinde ise, hiçbir şekilde kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir.
    Bundan ayrı; zilyetlik maddi olaylardan olup, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14/1. maddesi uyarınca, yerel bilirkişi ve tanıklar da dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Mahkemece, taraflara delil ve tanık listesi vermek üzere süre ve imkan verilmemiş, mahallinde yapılan keşifler sırasında da re"sen dinlenen yerel bilirkişilerin yetersiz beyanlarına dayanılarak hüküm kurulmuştur. Kadim ve tahsisli mera araştırması yukarıda belirtildiği şekilde yapılmamış, komşu parsellere ait kadastro tutanak ve varsa dayanağı tapu ve vergi kayıtları getirtilip mahallinde usulüne uygun olarak uygulanmamış, uyuşmazlığn çözümünde hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır.
    Mahkemece yapılacak iş; usulüne uygun olarak taraflara, delil sunmak ve komşu köyler halkından tanık bildirmek üzere süre ve imkan verilmesi, dava konusu 134 ada 63 parsel sayılı taşınmazın tespitinin yapıldığı 07.12 2006 tarihinden 20 yıl öncesine ait (1980-1986 ve ayrıca 1986-1991 yılları arasında) iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğrafları ile dava konusu taşınmaza komşu 134 ada 1, 2, 6, 8, 9, 10, 55, 56, 57, 58, 59,60, 61 ve 62 sayılı parsellere ait kadastro tutanak ve ekleriyle bu komşu parsellere kadastro çalışmaları sırasında revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, taşınmazın bulunduğu köye ait tahsisli ve kadim mera kayıtlarının olup olmadığının İlçe ve İl Özel İdare Müdürlüğü ile Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, varsa mera tahsis tutanağı, mera norm kararı ve mera paftası ile kadim mera kayıtlarının getirtilmesi, uyuşmazlığın meraya ilişkin olması sebebi ile yerel bilirkişi ve tanıkların komşu köylerden seçilmesi, ondan sonra yerel, teknik ve ziraatçı bilirkişi aracılığıyla taşınmaz başında keşif yapılarak taşınmazın kadastro tespit tarihinden önceki niteliğinin belirlenmesi, mera kayıtları uygulanarak kapsamının tayin edilmesi, tahsisli ya da kadim mera olup olmadığının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulması, HUMK.nun 258, 259 ve 265. maddelerinin gözönünde tutulması, sözü edilen tapu ve vergi kayıtları ile hava fotoğraflarının uzman bilirkişi jeodezi ve fotoğrametrik uzmanı harita mühendisi, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, 134 ada 63 sayılı parselin getirtilen hava fotoğraflarının çekildikleri tarihlere göre kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı veya hangi durumda bulunduğu üzerinde durulması, hava fotoğraflarının stereoskopik aletle ve üç boyutlu olarak incelemeye tabi tutulması, komşu taşınmazlara uygulanan kayıtlarla denetleme yapılması, komşu kayıtlarının taşınmaz yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulması, yapılan uygulamaların Yargıtay denetlemesine elverişli şekilde teknik bilirkişi tarafından krokisine işaret ettirilmesinin sağlanması, taşınmazın çevre kıyaslaması yapılmak suretiyle niteliği hakkında uzman ziraatçı bilirkişiden görüş alınması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün, HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi