Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/10862
Karar No: 2013/17356

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/10862 Esas 2013/17356 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2013/10862 E.  ,  2013/17356 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 19/03/2013
    NUMARASI : 2012/31-2013/141

    Yanlar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda yerel mahkemece   davacı A.G.bakımından feragat nedeniyle reddine, diğer davacılar bakımından ise davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı  tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi  raporu okundu,açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca davacı A. G.bakımından feragat beyanı nedeniyle  davanın reddine, diğer davacılar bakımından ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 3820 ada, 20 parsel sayılı taşınmaz tarafların murisi "A.G." adına kayıtlı iken ölümü üzerine bir kısım mirasçılar tarafından açılan ortaklığın giderilmesi davasında tüm mirasçıların davada yer almaları sağlanmaksızın 10.02.2005 tarihinde ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar  verildiği ve taşınmazın 23.01.2006 tarihinde cebri satış yoluyla davalı adına tescil edildiği ihalenin kesinleştiği, bu arada o davada taraf  gösterilmeyen mirasçılardan A.G."in temyizi üzerine ortaklığın giderilmesi kararının Yüksek  Yargıtay 6. Hukuk Dairesince;" taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği" gerekçesiyle 10.7.2006 tarihinde bozulduğu, yine usuli eksiklikler nedeniyle bir kez daha bozulduktan sonra bozmaya uyularak  yapılan yargılama sonucunda mahkemece, 19.3.2009 tarihli karar ile ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiği, ancak satış memurluğunca 18.01.2010 tarihli karar ile  "tapu malikinin davalı N.G. olduğu gerekçesiyle satış talebinin reddedildiği, bu defa davacıların  satış memurunun işlemini şikayet  etmeleri üzerine "ortada satışı yapılması gereken ortaklığa konu taşınmaz bulunmadığı, satış memurluğu işleminin yerinde olduğu" gerekçesi ile şikayetin reddine dair kararın  kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Davacı dava dilekçesinde; yolsuz tescil isteğini ileri sürerek eldeki davayı açmış, yargılama sonucunda davanın reddine ilişkin karar Dairemizce "..davalı ve bir kısım mirasçılar  tarafından açılan Konya 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/1083 E. 2005/225 K. sayılı davada A. G. mirasçılarının tamamının taraf gösterilmediklerinin sabit olduğu, kayıt maliklerinin tamamı davada yer almadıklarına göre elde edilen hükmün bu kişileri  bağlamayacağı, davacılar  bakımından böylesi bir karara dayalı olarak yapılan cebri satışın ve buna bağlı tescilinin hukuki dayanağının olmadığı, bir başka deyişle ortada yolsuz  tescil niteliği taşıyan bir temlik bulunduğunun da açık olduğu, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın feragat eden davacı dışında kalan  diğer davacılar bakımından kabulüne karar verilmiştir.
    Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 186. maddesinde “ Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir.Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir” düzenlemesine yer verilmiş, madde gerekçesinde ise; hangi yargılama usulü uygulanırsa uygulansın tarafların yargılamada sözlü olarak görüş ve değerlendirmelerini ifade etmeleri özel bir önem tasımaktadır. Yazılı yargılama usulü içerisinde de tarafların hükümden önce son kez mahkeme huzurunda sözlü değerlendirme yapıp açıklamada bulunmaları, doğru bir karar verilmesi bakımından önemli olacağı vurgulanmıştır.(1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 376 ve 377. maddesinde de paralel düzenlemelere yer verilmiştir.)
    Öte yandan; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 184/2. maddesinde açıkça; mahkemenin tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini, taraflara tefhim edeceği, yine aynı kanunun 186. maddesi hükmü ile de; mahkemenin  tahkikatın bitiminden sonra sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet edeceği, taraflara çıkartılacak davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkeme de hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususunu bildireceği, mahkemenin sözlü yargılamada tarafların son sözlerini sorarak hükmünü vereceği  düzenlenmiş olup, anılan düzenlemelerin emredici nitelikte olduğu açıktır.
    Somut olaya gelince, mahkemece söz konusu ilkeler  dikkate alınmadan, yargılama sonunda tahkikatın bittiğini tefhim edilmeden ve sözlü yargılama aşamasını uygulayıp taraflara son  sözleri sorulmadan sonuca gidilmiş olması doğru değildir.
    Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK"nin 184/2. maddesi hükmü gereğince tahkikatın bittiği tefhim edildikten sonra taraflara sözlü  yargılama  için  duruşmanın  başka bir güne  bakılmasını  isteyip istemediklerinin sorulması, talep halinde başka birgün tayin  edilmesi; başka bir  duruşma gününü istememeleri halinde  sözlü yargılama aşamasına  geçilerek aynı Kanunun 186. maddesi gereğince taraflara sözlü yargılama yoluyla beyanda  bulunma hakkı verilmesi, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması  isabetsizdir.
    Davalı vekilinin belirtilen nedenle temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma  sebebine  göre  temyize konu diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.12.2013  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi