10. Hukuk Dairesi 2015/2606 E. , 2015/2408 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava, ölüm aylığının kesilmesi yönündeki .... Başkanlığı işleminin iptali ile aylığın faiziyle birlikte iadesi ile birleşen dava, kurum tarafından talep edilen sağlık giderleri yönünden borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı ... Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 1.11.2002 tarihinde kesinleşen davacıya yaşamını yitiren babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca gerçekleştirilen işlemle kesilerek, 1.7.2002-1.6.2012 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
Davacı, kurum işleminin iptali, borçlu olmadığının tespiti ile ödenmeyen aylıkların yasal faizi ile birlikte tahsili istemiş, Mahkemece, birleştirme kararı verilen 2013/133 esas dosya celp edilmeksizin, bozma ilamına uyarak yapılan yargılama neticesinde, davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin 2. fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir.
5510 sayılı Kanunun, Kurumun denetleme ve kontrol yetkisi başlığını taşıyan 59. maddesinde, "Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin işlemlerin denetimi, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları eliyle yürütülür.... Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir." düzenlemesine yer verilmiştir.
Açıklanan yasal çerçevede somut olay incelendiğinde; davalı Kuruma hitaben yazılan 29.7.2009 tarihli ihbar dilekçesi içeriği, .... Kontrol Memurluğu görevlilerince gerçekleştirilen soruşturmada elde edilen beyanlar ve belirlemeler, ... Köyü Muhtarı...."un "...1 yıldır ayrı yaşıyorlar daha önce kısa bir süre beraber yaşadılar..." şeklindeki, ... Mahallesi Muhtarı....."in "..."ın il dışına gittiği ancak geldiğinde..."ün evinde yaşadığı.." şeklindeki Kurum memurlarına verdikleri imzalı beyanları, bu beyanları doğrular şekilde davacının yakını ..... ve gelini ..."ın "...."ın 1 yılı geçgin süredir gittiği, gitmeden önce beraber yaşadıkları... " yönünde kurum memuruna verdikleri ve tutana geçen sözlü beyanları, boşanmanın 1.11.2002 tarihinde gerçekleşmesine rağmen hak sahibi davacı ile boşandığı eşinin (8.8.2008-12.4.2011) tarihleri arası aynı adreste yaşadıklarını gösterir adres kayıtları, kolluk görevlilerince davacının boşandığı eşi ..."ın sistemde kayıtlı adresinde, "...2 yıl önce oturduğu, kimsenin tanımadığı..." şeklindeki tespiti, davacının boşandığı eşi ... adına hiç bir abonelik kaydının bulunmadığı birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu Kurum işlemine dayanak olan kontrol memurunun 12.4.2012 tarihli raporunun aksinin ispatlanamadığı, hak sahibi davacı ile boşandığı eşinin fiili olarak beraber yaşadıkları belirgindir.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmesi sebebiyle öncesi itibariyle yersiz ödenen sağlık giderleri ve aylıklar yönünden talep hakkı bulunmadığı, 16.01.2013 tarihli Kurum işlemine konu taahkuk ettirilen aylıkların 1.10.2008 tarihi öncesinide kapsadığı, bu tarih öncesi davalı Kurumun talep hakkı bulunmadığının dikkate alınarak karar verilmesi gerekir.
Ayrıca yersiz ödenen sağlık giderleri yönünden, mevcut dosya ile birleştirilerek karar verilen 2013/133 esas sayılı dosyanın celp edilerek, davalının, 5510 sayılı Kanunun 60. maddesi ilgili bentleri gereğince genel sağlık sigortalısı sayılıp sayılmayacağı da araştırılarak, aynı kanunun geçici 45. madde düzenlemesi ile birlikte değerlendirilerek, elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Mahkemece, ilamda belirtildiği şekilde asıl ve birleşen dava yönünden davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.2.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.