Esas No: 2016/2318
Karar No: 2021/428
Karar Tarihi: 11.02.2021
Danıştay 10. Daire 2016/2318 Esas 2021/428 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/2318
Karar No : 2021/428
KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVALI) : ... Bakanlığı
(Mülga ... Bakanlığı)
VEKİLİ : ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ... Elekt. Gıda Tekel Mad. Teks. ve Pet. Ürün. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına ...
İSTEMİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının onanmasına ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin 18/11/2015 tarih ve E:2012/1892, K:2015/5062 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Mülga Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığının, alım-satım konusunda faaliyet göstermek üzere davacı şirket adına düzenlenen ... tarih ve ... numaralı serbest bölge faaliyet ruhsatının süresinin 14/07/2010 tarihinde dolduğundan bahisle firma dosyasının işlemden kaldırılmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemi ile başvuru süresinin uzatılması yönündeki 26/07/2010 tarihli talebin reddine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararında, Serbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliğinin Geçici 4. maddesi uyarınca, mevcut faaliyet ruhsatı ile ara vermeksizin faaliyetine devam etmek isteyen kullanıcıların, faaliyet ruhsatı süresi dolmadan önce müracaat etmeleri gerektiği, davacı şirket temsilcisinin 09/04/2009-11/09/2010 tarihleri arasında hükümlü olarak ceza evinde bulunduğu ve ruhsat süresinin de bu tarihler arasında sona erdiği, kişinin hükümlü olduğu süre boyunca hukuk sujesi olarak fiil ehliyeti bulunmadığından, bu durumun Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca zorlayıcı sebep kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davacı şirket temsilcisinin, faaliyet ruhsat süresinin sona erdiği tarih itibarıyla hükümlü olması nedeniyle, sürenin sona erdiği tarihle başvuru tarihi arasındaki zaman dilimi de dikkate alındığında, başvuru tarihi itibarıyla ruhsatın sona erdiği ve süresi içinde başvuruda bulunulmadığından bahisle tesis edilen işlemde hukuka ve hakkaniyete uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Davalı idarenin temyiz başvurusu üzerine, Danıştay Onuncu Dairesince, temyize konu kararın onanmasına karar verilmiştir.
KARAR DÜZELTME
TALEP EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından; 06/05/2010 tarih ve 2010/1 sayılı genelge ile değişik 2009/3 sayılı genelgenin geçici 1. maddesinde, genelgenin yayımı tarihinden önce faaliyette bulunan kullanıcıların 30/12/2011 tarihine kadar müracaat ederek mevcut faaliyet ruhsatlarındaki sürenin Yönetmeliğin geçici 4. maddesinde belirtilen sürelerle uzatılması talebinde bulunabileceklerinin, talebin kullanıcının son üç yıllık performansına ilişkin bölge müdürlüğü görüşüyle birlikte Genel Müdürlüğe gönderileceğinin, talebi uygun görülenlere süre uzatımı yapılacağının düzenlendiği, davacı firmanın faaliyet ruhsatı süresi bitmeden önce gerek Yönetmeliğin 11. maddesi, gerek 2006/3 ve 2009/3 sayılı genelgeler uyarınca süre uzatımına ilişkin başvurusunun bulunmadığının 15/07/2010 tarihli Mersin Serbest Bölge Müdürlüğü yazısı ile bildirilmesi üzerine firma dosyasının işlemden kaldırıldığı, Türk Ticaret Kanunu'nun dava tarihinde yürürlükte olan hali uyarınca limited şirketlerin en az iki ortağın iştiraki ile kurulduğu, şirketin yönetiminin hükümlü ve kısıtlanmış ortağa bırakılmasının idarece gözetilecek mücbir sebep niteliğinde bulunmadığı, davacı şirketin yeni bir temsilci atayabileceği, bu konuda Mahkemeye başvurabileceği, diğer bir ifade ile hükümlü olan yetkilisinin hükümlülük süresinin sona ermesinin beklenmesinin makul olup olmadığı hususlarının mahkemece irdelenmediği, süre uzatım müracaatının elden ya da taahhütlü olarak posta yoluyla yapılmasına bir engel bulunmadığı, davacı firmanın süre uzatım talebinde bulunmasının talebinin muhakkak kabul edileceği anlamına gelmediği, firmanın 2002 yılından 2010 yılına kadar faaliyette bulunmadığının tespit edildiği, bu nedenle faaliyet ruhsatı süresinin uzatılmasının Kanunun amacına aykırı olduğu, aleyhlerine harca hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin kabulü ile Daire kararı kaldırılarak İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesinin 18/11/2015 tarih ve E:2012/1892, K:2015/5062 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı şirket adına, alım-satım faaliyet konulu, ... tarih ve ... numaralı, on yıl süreli serbest bölge faaliyet ruhsatı düzenlenmiştir.
Mülga Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığının ... tarih ve ... sayılı işlemi ile faaliyet ruhsatının süresinin 14/07/2010 tarihinde dolduğundan bahisle davacı şirkete ait dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davacı şirket ortağı ... vekili Av. ... tarafından 26/07/2010 tarihinde Mülga Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı Serbest Bölgeler Müdürlüğü'ne yapılan başvuruda; müvekkilinin davacı şirketin ortağı ve yetkili müdürü olduğu, idare ile davacı şirket arasında süren davalar nedeniyle faaliyet ruhsatının süre uzatımının yapılmadığı belirtilerek faaliyet ruhsatının devamı için başvuru süresinin uzatılması talep edilmiştir.
Mülga Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından gönderilen ... tarih ve ... sayılı yazı ile, Mersin Serbest Bölge Müdürlüğünün ... tarih ve ... sayılı yazısı uyarınca, Mersin Serbest Bölgesi'nde kiracı statüsünde faaliyet gösteren davacı şirkete ait ... numaralı faaliyet ruhsatının on yıllık süresinin 14/07/2010 tarihi itibarıyla sona erdiği, davacı şirketin faaliyet ruhsatı süresi dolmadan önce Serbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliğinin 11. maddesi ve 2009/3 sayılı Genelge uyarınca süre uzatımına ilişkin herhangi bir müracaatı bulunmadığı tespit edildiğinden firma dosyasının ... tarih ve ... sayılı yazı ile işlemden kaldırıldığı Av. ...'e bildirilmiştir.
Davacı şirket tarafından ... tarih ve ... sayılı işlem ile ... tarih ve ... sayılı işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1533. maddesi ile yürürlükten kaldırılan ancak dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 18. maddesinde, "Ticaret şirketleriyle, gayesine varmak için ticari bir işletme işleten dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince hususi hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi amme hükmi şahısları tarafından kurulan teşekkül ve müesseseler dahi tacir sayılırlar. ..."; 20. maddesinde, "... Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi lazımdır. ..."; 503. maddesinde, "İki veya daha fazla hakiki veya hükmi şahıs tarafından bir ticaret unvanı altında kurulup, ortaklarının mesuliyeti koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile mahdut ve esas sermayesi muayyen olan şirkete limitet şirket denir. ..."; 504. maddesinde, "Ortakların sayısı ikiden az ve elliden çok olamaz. ..."; 540. maddesinde, "Aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ortaklar hep birlikte müdür sıfatiyle şirket işlerini idareye ve şirketi temsile mezun ve mecburdurlar.
Şirket mukavelesi veya umumi heyet kararı ile şirketin idare ve temsili ortaklardan bir veya birkaçına bırakılabilir. ..."; 541. maddesinde, "Şirket mukavelesi veya umumi heyet karariyle şirketin idare ve temsili, ortak olmıyan kimselere de bırakılabilir. Bu gibi kimselerin salahiyet ve mesuliyetleri hakkında ortak olan müdürlere ait hükümler tatbik olunur."; 543. maddesinde, "Ortaklara ait idare ve temsil salahiyetlerinin kaldırılması hakkında, kollektif şirkete dair 161 ve 162 nci maddeleri hükümleri tatbik olunur.
Ortak olmıyan müdür umumi heyet karariyle her zaman azlolunabilir. Azlolunan müdürün mukaveleden doğan hakları mahfuzdur."; 161. maddesinde, "İdare işleri mukavele ile bir ortağa verilmiş ise, onun idare, hak ve vazifesi diğer ortaklar tarafından tahdit olunamıyacağı gibi kendisi azil dahi olunamaz. Ancak, muhik sebepler mevcutsa, ortaklardan birinin talebi üzerine mahkeme kararı ile idare hak ve vazifesi tahdit veya nez'olunabilir. Vazifenin yerine getirilmesinde basiretsizlik, ağır ihmal veya idarede iktidarsızlık gibi haller, muhik sebep sayılır."; 162. maddesinde ise, "İdare işleri, şirket mukavelesi yapıldıktan sonra ittihaz edilen bir kararla bir ortağa verilmişse o ortak, ortakların ekseriyeti ile azledilebilir. Ekseriyet hasıl olmadığı takdirde, idare işlerine bakan ortağın şirket mukavelesi hükümlerini ihlal ettiği iddiasıyla her bir ortak azil için mahkemeye müracaat edebilir." hükümlerine yer verilmiştir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma" başlıklı 53. maddesinde, "(1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak; ... d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan, ... Yoksun bırakılır.
(2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz... " hükmü yer almaktadır.
3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu'na 25/11/2008 tarih ve 27065 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5810 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile eklenen Geçici 5. maddesinde, "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce serbest bölgelerde faaliyet ruhsatı almış olan kullanıcılara kiralanan arazi, arsa ve binalardan Hazinenin mülkiyetinde bulunanların ruhsat ve kira süresi, Dış Ticaret Müsteşarlığınca 49 yıla kadar uzatılabilir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir." hükmü bulunmaktadır.
Serbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliğinin "Faaliyet Ruhsatının Verilmesi" başlıklı, 22/04/2010 tarih ve 27560 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 5. maddesiyle değişik 11. maddesinde, "Bölgede faaliyette bulunmak isteyen gerçek veya tüzel kişiler, “Faaliyet Ruhsatı” almak için “Faaliyet Ruhsatı Müracaat Formu”nu Bölge Müdürlüğüne doğrudan teslim edebilecekleri gibi taahhütlü olarak posta yoluyla da gönderebilir. “Faaliyet Ruhsatı Müracaat Formu”nun doldurulup yukarıda belirtilen şekilde verilmesi ve Faaliyet Ruhsatı müracaat ücretinin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nezdindeki Serbest Bölgeler Özel Hesabına yatırılmasıyla müracaat yapılmış olur. ...
Müracaat değerlendirme kriterleri, süre ve ücretlere dair hususlar da dahil olmak üzere, “Faaliyet Ruhsatı” ve diğer izin belgelerine ilişkin usul ve esaslar Genel Müdürlükçe çıkarılacak tebliğ/genelgelerle düzenlenir."; "Süre Uzatımı" başlıklı 54. maddesinde, "Yönetmelikle tayin edilmiş sürelere ilişkin hükümlerin uygulanmasında, zorlayıcı sebepler veya beklenmeyen haller dikkate alınarak, Genel Müdürlükçe tesbit edilecek esas ve usüllere göre süre değişimi yapılabilir."; 22/04/2010 tarih ve 27560 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 29. maddesiyle eklenen Geçici 4. maddesinin dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan halinde ise, "12/11/2008 tarihli ve 5810 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle Kanuna eklenen geçici maddenin yürürlüğe girdiği 25/11/2008 tarihinden önce serbest bölgelerde halen geçerli Faaliyet Ruhsatı bulunan yatırımcı Kullanıcılara kiralanan arazi, arsa, ve binalardan Hazinenin mülkiyetinde bulunanların ruhsat ve kira süresi, Müsteşarlığa müracaat edilmesi halinde, Faaliyet Ruhsatı ve kira süresinin başlangıç tarihi esas alınmak suretiyle 49 yıla kadar uzatılabilir.
Yatırımcı Kullanıcıların Faaliyet Ruhsatı süresi, üretim faaliyeti için 45 yıl, diğer faaliyet konuları için ise 30 yıldır. Kiracı Kullanıcıların Faaliyet Ruhsatı süresi üretim faaliyeti için 20 yıl, diğer faaliyet konuları için 15 yıldır.
Arazisi Hazineye ait serbest bölgelerde üretim konusu dışında Faaliyet Ruhsatına sahip yatırımcı Kullanıcıların üretim konulu yeni Faaliyet Ruhsatı alarak veya konu değişikliği yaparak aynı binada üretim faaliyetinde bulunmaları halinde, bu Faaliyet Ruhsatının süresi 45 yıldır. Üretim konulu Faaliyet Ruhsatının başlangıç tarihi ilk Faaliyet Ruhsatının başlangıç tarihi olup, bina üretim ruhsatına bağlanır.
Faaliyet Ruhsatı süresi bitmek üzere olan ve ara vermeksizin faaliyetine devam etmek isteyen Kullanıcılar, Faaliyet Ruhsatı süresi dolmadan önce, Yönetmeliğin 11 inci maddesinde belirtilen esaslar çerçevesinde müracaat eder. Müracaatın uygun bulunması halinde, Faaliyet Ruhsatının sona erdiği tarihten itibaren başlamak üzere aynı numarayla yeni bir Faaliyet Ruhsatı düzenlenir. Bu kullanıcıların Faaliyet Ruhsatı süreleri, yukarıda belirtilen sürelere bağlı olarak, Faaliyet Ruhsatı başlangıç tarihleri esas alınmak suretiyle hesaplanır. ...
Faaliyet Ruhsatı müracaat ücreti, Faaliyet Ruhsatının yeniden düzenlenmesinde uygulanacak kriterler ve ücretler ile bu madde çerçevesinde Faaliyet Ruhsat sürelerinin uzatılmasına ilişkin usul ve esaslar Genel Müdürlükçe belirlenir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
2010/1 sayılı Genelge ile değişik Faaliyet Ruhsatı Süreleri ve Müracaat Ücretlerine ilişkin 2009/3 sayılı Genelgenin 4. maddesinde de, "Faaliyet Ruhsatı süresi bitmek üzere olan ve ara vermeksizin faaliyetine devam etmek isteyen kullanıcılar, Faaliyet Ruhsatı süresi dolmadan önce, Yönetmeliğin 11'inci maddesinde belirtilen esaslar çerçevesinde müracaat eder. Müracaatın uygun bulunması halinde, Faaliyet Ruhsatının sona erdiği tarihten itibaren başlamak üzere aynı numarayla yeni bir Faaliyet Ruhsatı düzenlenir." düzenlemesi yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyizen incelenen İdare Mahkemesi kararında; dava konusu işlem, davacı şirket adına düzenlenen ... no'lu faaliyet ruhsatı süresinin 14/07/2010 tarihinde dolması üzerine, 23/07/2010 tarihli dilekçe ile söz konusu ruhsatın yenilenmesine yönelik başvurunun reddedilmesine ilişkin işlem olarak nitelendirilmiştir.
Ancak; dava dilekçesinde, ... tarih ve ... numaralı serbest bölge faaliyet ruhsatının süresinin 14/07/2010 tarihinde dolduğundan bahisle firma dosyasının işlemden kaldırılmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlem ile davacı şirket ortağı ... vekili Av. ... tarafından 26/07/2010 tarihinde faaliyet ruhsatının devamı için başvuru süresinin uzatılması talebiyle yapılan başvuru üzerine firma dosyasının ... tarih ve ... sayılı yazı ile işlemden kaldırıldığının bildirilmesine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemlerin iptali istenilmiştir.
Davacı şirketin faaliyet ruhsatının yenilenmesi yönünde bir başvurusu ve bu başvuru üzerine yenileme talebinin reddedilmesine ilişkin tesis edilmiş bir işlemin bulunmaması, davacı şirket tarafından iptali istenen işlemlerin de faaliyet ruhsatının yenilenmemesine ilişkin olmaması nedeniyle İdare Mahkemesince dava konusu işlemin hatalı olarak nitelendirildiği açık olup temyizen incelenen kararda bu yönüyle hukuki isabet bulunmamaktadır.
Davacı şirket tarafından iptali istenen, firma dosyasının işlemden kaldırılmasına ve faaliyet ruhsatının devamı için başvuru süresinin uzatılması talebiyle yapılan başvuru üzerine firma dosyasının ... tarih ve ... sayılı yazı ile işlemden kaldırıldığının bildirilerek talebin reddedilmesine ilişkin işlemler yönünden uyuşmazlık incelendiğinde ise;
22/05/2008 tarih ve 7067 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nin incelenmesinden; davacı şirket ortaklarının ... ve ... isimli şahıslar olduğu, ...'in şirket müdürlüğüne seçildiği ve davacı şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğu görülmektedir.
Davacı şirket ortağı ve yetkilisi ... , ... Ağır Ceza Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararı ile dokuz yıl altı ay hapis cezasına mahkum edilmiş, aynı kararda anılan şahıs hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesinin 1, 2 ve 3. fıkralarının uygulanmasına karar verilmiş, bu karar ... Ceza Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararı ile düzeltilerek onanmış, davacı şirket ortağı ve yetkilisi ... anılan mahkumiyet kararının infazı için 09/04/2009 tarihinde ceza infaz kurumuna girmiş ve 11/09/2010 tarihinde koşullu salıverilmiştir.
Türk Ceza Kanunu'nun yukarıda yer verilen 53. maddesi uyarınca, davacı şirket ortağı ve yetkilisi olan ..., ... Ağır Ceza Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı mahkumiyet kararının kanuni sonucu olarak, kararın infazı süresince davacı şirketin müdürlüğünden ve şirketi temsil yetkisinden yoksun kalmıştır. Dolayısıyla, ...'in cezasının infazının başlaması ile birlikte davacı şirketteki müdürlük görevi sona ermiş ve davacı şirketin tek bir müdürü olması nedeniyle davacı şirketi temsile yetkili kimse kalmamıştır.
İdare Mahkemesince, davacı şirket temsilcisinin, faaliyet ruhsatı süresinin sona erdiği tarihi de kapsar şekilde 09/04/2009-11/09/2010 tarihleri arasında hükümlü olarak ceza evinde bulunması, kişinin hükümlü olduğu süre boyunca hukuk sujesi olarak fiil ehliyeti bulunmadığından Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca zorlayıcı sebep kapsamında değerlendirilerek, davacı şirket temsilcisinin faaliyet ruhsat süresinin sona erdiği tarih itibarıyla hükümlü olması nedeniyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Ancak; iptali istenen işlemlere konu faaliyet ruhsatı ... isimli şahsa değil Türk Ticaret Kanunu uyarınca tüzel kişiliği haiz bir limited şirket niteliğinde olan davacı şirkete aittir. Türk Ticaret Kanunu uyarınca tacir sayılan davacı şirket basiretli bir şekilde hareket etmekle yükümlüdür.
Bu yükümlülük gereğince, davacı şirketin ticari faaliyetlerinde tedbirli, ileri görüşlü, sağduyulu ve yaptığı işin inceliklerini bilecek şekilde hareket etmesi, yapmakta olduğu işle ilgili yeterince bilgi sahibi olması, onunla alakalı güncel gelişmeleri takip etmesi, öngörülerde bulunması, bu öngörüler vasıtasıyla gerekli tedbirleri alması gerekmektedir.
Yukarıda da belirtildiği üzere, davacı şirketin 22/05/2008 tarihi itibarıyla iki ortağı bulunmakta olup, şirketi temsile yetkili ortağı faaliyet ruhsat süresinin bitiminden yaklaşık on beş ay önce hükümlü olarak ceza infaz kurumuna girerek yöneticilik vasfını ve şirketi temsil yetkisini kaybetmiştir.
Şirket temsilcisinin bu vasfını kaybetmesiyle birlikte, davacı şirketin faaliyetlerinin yürütülmesini teminen şirkete bir temsilci atanmasını sağlamak adına dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 161, 162 ve 543. maddeleri uyarınca yasal yollara başvurmak davacı şirketin diğer ortağının hakkı ve yükümlülüğüdür.
Davacı şirketin ve ortaklarının, yükümlülüklerini yerine getirmemeleri, davacı şirketi yönetimsiz bırakmaları ve faaliyet ruhsatı süresinin biteceği tarihi bilmelerine rağmen ruhsat süresi dolmadan önce herhangi bir girişimde bulunmamaları tamamen kendi basiretsizlikleri ve ihmallerinden kaynaklanmakta olup, bu durumun Serbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliğinin 54. maddesi uyarınca zorlayıcı sebep kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından, temyize konu İdare Mahkemesi kararının aksi yöndeki gerekçesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Bu durumda; davacı şirket adına düzenlenen ... tarih ve ... numaralı, on yıl süreli serbest bölge faaliyet ruhsatının süresinin 14/07/2010 tarihinde dolduğu ve davacı şirket tarafından bu süre dolmadan önce Serbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliğinin 11. maddesi ve 2009/3 sayılı Genelge uyarınca süre uzatımı başvurusu yapılmadığı ihtilafsız olduğundan, davacı şirkete ait dosyanın işlemden kaldırılmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemde ve gerek davacı şirketi temsile yetkili olmayan avukat tarafından yapılmış olması gerekse de faaliyet ruhsat süresinin bitiminden sonra yapılmış olması nedeniyle davacı şirket ortağı ... vekili Av. ... tarafından başvuru süresinin uzatılması yönünde yapılan başvurunun davacı şirkete ait dosyanın ... tarih ve... sayılı işlem ile kaldırıldığından bahisle reddedilmesine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemde hukuka aykırılık, davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Bozma kararı üzerine İdare Mahkemesince yeni bir karar verileceğinden, davalı idarenin aleyhlerine harca hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu yönündeki temyiz itirazı hakkında bu aşamada karar verilmesine gerek görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 11/02/2021 tarihinde, oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının onanmasına ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin 18/11/2015 tarih ve E:2012/1892, K:2015/5062 sayılı kararı usul ve hukuka uygun olduğundan, davalı idarenin karar düzeltme isteminin reddi gerektiği oyu ile Daire kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.