16. Hukuk Dairesi 2014/20287 E. , 2015/16763 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 128 ada 5 ,7,8 ve 9 parsel sayılı sırasıyla 363.45, 228.39, 1362.48 ve 52.46 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile sırasıyla ... ... oğlu ..., ... ve müşterekleri ve Türkiye Diyanet Vakfı adına tespit edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmış, adına tespit gören taşınmazın yüzölçümünün azaldığı iddiasında bulunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine; 128 ada 5, 7 ve 9 numaralı parsellerin tespit gibi tesciline, 128 ada 8 numaralı parsele ait kadastro tutanağı aslının olağan usuller ile kesinleştirmek üzere Kastamonu Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine, fen bilirkişileri ... ve ..."nın 17.03.2014 tarihli raporunda kırmızı renk ile taralı olarak gösterilen 24.60 metrekarelik yola taşan kısım ile ilgili Karayolları Genel Müdürlüğü hasım olarak gösterilerek açılan davanın dosyadan ayrılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacı tarafın dayandığı tescil krokili tapunun 128 ada 8 numaralı parsel içinde kaldığı, bir kısmının da güneydeki yola taştığının anlaşıldığı, yine keşifte davalı 128 ada 5-7-9 parseller ile davacı ve müştereklerinin sahibi olduğu 128 ada 8 parselin sınırlarının hiç değişmediği, sınır ihtilaflarının olmadığının belirtildiği, bu nedenle davacının davalı 128 ada 5-7-9 parseller üzerinde zilyetliğinin de bulunmadığı gerekçeleri ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki, dosya arasında bulunan renksiz fen bilirkişisi raporu keşfi denetlemeye elverişli olmayıp dava konusu edilen taşınmaz bölümü kesin olarak anlaşılamamaktadır. Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle HMK"nın 31. maddesi ile hakime verilen davayı aydınlatma görevi kapsamında davacıya, taşınmazın bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi ve taraf tanıkları ve fen bilirkişisi aracılığıyla yapılacak keşifte dava konusu ettiği yerin neresi olduğu sorularak açıkca göstermesi istenilmeli, yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden intikal ettiği ve ne şekilde kullanıldığı, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin başlangıcı, süresi, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, 1992/52 Esas sayılı dava dosyası içerisinde bulunan tescil ilamı ile krokisi keşif mahallinde usulünce uygulanmalı, davacı tapusunun kapsamı ve
yüzölçümündeki eksikliğin nereden kayanaklandığı kesin olarak belirlenmeli, fen bilirkişisine keşfi denetlemeye elverişli rapor düzenlettirilmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 31.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.