13. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/25186 Karar No: 2013/15655 Karar Tarihi: 10.6.2013
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2012/25186 Esas 2013/15655 Karar Sayılı İlamı
(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2012/25186 E. , 2013/15655 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki Tüketiciyi Koruma Kanunundan kaynaklı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR Davacı, davalıdan 1.10.2005 tarihli sözleşme ile bir daire satın aldığını, daireyi tapudan da 24.3.2006 tarihinde devraldığını, broşürlerde ve internet sitesinde taahhüt edilen bir kısım imalatların yapılmadığını, daire içerisinde de eksik ve ayıplı imalatlar bulunduğunu fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla eksik teslim tarihinden itibaren hesaplanacak faizi ile birlikte davacı ..." nin uğradığı zararlar için şimdilik 500,00 TL olmak üzere maddi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, süresinde yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığından açık ayıplar yönünden bildirilen taleplerin reddine, gayrimenkuldeki gizli ayıplar nedeniyle oluşan ve bilirkişi raporuyla belirlenen değer kaybı olan 1.125,00 TL den davacı talebi gibi 500 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla talebin reddine karar verilmiş, verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Mahkemece asıl ve birleşen davada ayrım yapılmadan hüküm kurulmuştur. HUMK.nun 388/son maddesi gereğince hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan 2012/24186-2013/15655 hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Yine aynı Kanunun 389 maddesinde de, hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunluluğu tekrarlanmıştır. Öte yandan davaların birleştirilmesi durumunda da, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, birleştirilen dava dosyasının tarafları, iddia, savunma özeti, delilleri kararda belirtilip, değerlendirilip, asıl ve birleşen her bir dava için kararda ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Somut olayda asıl ve birleştirilen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmamıştır. Bu hali ile verilen karar HUMK.nun 388.maddesine uygun değildir. Mahkemece asıl ve birleşen davalar bakımından az yukarda açıklandığı şekilde ayrı ayrı, HUMK.’nun 388. maddesine uygun olarak hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bent gereğince davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 10.6.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.