12. Ceza Dairesi 2018/1469 E. , 2021/7624 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tarihi eser niteliğindeki kılıcı satmaya çalıştığına dair ihbar üzerine sanığın ikametinde arama yapıldığı, sanığın kendi rızası ile bir adet palayı kolluk ekiplerine teslim ettiği, sanık hakkında 2863 sayılı Kanunun 67/3. maddesi gereğince cezalandırılması istemi ile eldeki kamu davasının açıldığı, sanığın savunmasında; dava konusu kılıcın kendisini bildiğinden beri evlerinde olduğunu, dedesinden kaldığını, antika olup tarihi eser olmadığını, kılıcı satmak için Facebook sitesinden kılıcın görüntülerini yayınladığını ve ... isimli bir şahıs ile yüz yüze görüşerek kılıcı gösterdiğini, ancak satmadığını beyan ettiği anlaşılan dosya kapsamında;
2863 sayılı Kanunun 23/a maddesinde korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıkları arasında sayılan etnoğrafik nitelikteki kültür varlıklarının tümüyle ticarete konu edilemeyeceği, aynı Kanunun 25/1 maddesi uyarınca tasnif ve tescile tabi tutulan korunması gerekli etnoğrafik nitelikteki kültür varlıklarından müzelere alınması gerekli görülmeyenler ile bu nitelikte olup da sahiplerince müzelere satılmak istenmeyen taşınır kültür varlıklarının “tescile tabi taşınır kültür ve tabiat varlığı belgesi” düzenlenerek sahiplerine iade edileceği, bu şekilde sahiplerine iade olunan etnoğrafik nitelikteki kültür varlıklarının ticarete konu edilmelerinin mümkün olduğu, ancak bunun için de 2863 sayılı Kanunun 27/2. maddesi uyarınca Kültür ve Turizm Bakanlığı"ndan izin alınması gerektiği, belge ile sahiplerine iade olunan etnoğrafik nitelikteki kültür varlıklarının ticaretinin izinsiz olarak yapılması halinde 2863 sayılı Kanunun 67/3. maddesinde düzenlenen suçun oluşacağı, başka bir deyişle suça konu eserin etnoğrafik nitelikte kültür varlığı olmasının, bu varlığın ticaretinin serbestçe yapılabileceği anlamına gelmediği, korunması gerekli taşınır bir kültür varlığının ticarete konu edilebilmesi için öncelikle bunun elde bulundurulma şeklinin kanuna uygun olması gerektiği, bu çerçevede somut olay değerlendirildiğinde, sanığın suç tarihinde, “tescile tabi taşınır kültür ve tabiat varlığı belgesi” sahibi olmadığı, bu eseri elde bulundurma şeklinin kanuna uygunluk göstermediği, dolayısıyla sanığın, suça konu korunması gerekli taşınır kültür varlığının ticaretini yapma hakkını haiz bulunmadığı, bu niteliğiyle sanığın “satışa arz etme” eyleminin 2863 sayılı Kanunun 67/2 maddesindeki suçu oluşturduğu anlaşılmakla;
Dava konusu eser üzerinde üniversitelerin arkeoloji ve sanat tarihi kürsülerine mensup öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak, mevcut durumu itibariyle bilim, kültür, din veya güzel sanatlarla ilgileri, tasnif ve tescile tabi, bildirim zorunluluğu olan eserlerden olup olmadıkları, 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli taşınır kültür varlığı niteliğinde olup olmadıkları tespit edilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, hatalı nitelendirme ile ve davanın tarafı konumundaki Müze Müdürlüğü uzmanlarında düzenlenen rapor hükme esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 04/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.