8. Hukuk Dairesi 2011/4 E. , 2011/3492 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi
S.S ... Perakende Balık Satış Kooperatifi ile ... aralarındaki elatmanın önlenmesi davasının reddine dair Kartal 3. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 17.08.2010 gün ve 1526/1119 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı S.S Küçükyalı Perakende Balık Satıcıları Kooperatifi vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde mevkii ve hudutlarını yazdığı deniz dolgusu niteliğindeki taşınmazı 22.10.1999 başlangıç tarihli kira sözleşmesiyle Hazineden kiraladığını, İstanbul Büyükşehir Belediyesince haksız ve yasalara uygun olmayan bir biçimde yıkılmasına karar verildiğini, balıkçı tezgahı şeklindeki kullanımına yıkılmak suretiyle müdahale edilmek istenildiğini, Kartal 2. Sulh Hukuk Mahkemesinden aldıkları ihtiyati tedbir kararıyla yıkım ve tahliye işleminin durdurulduğunu açıklayıp davalı ... Belediyesiyle aralarındaki muarazanın giderilmesini istemiştir.
Davalı vekili, açılan davanın haksız olduğunu, 24.12.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5272 sayılı Belediye Kanununun 79/2.maddesine göre; denizden doldurulan yerlerin Kıyı Kanunu ve ilgili mevzuata uygun olarak kullanılmak şartıyla Maliye Bakanlığı tarafından Belediyelere, büyük şehirlerde ise Büyükşehir Belediyelerinin tasarrufuna bırakılacağı hükmüne ve Maliye Bakanlığının bu konudaki genelgesine dayanarak taşınmaz üzerindeki tasarruf yetkisinin kendisinde olduğunu, davacının taşınmazı terk etmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın ... İlçesi, ...Mahallesi, ...Meydanında bulunan 6/1 pafta 36 ada 1, 2 ve 3 parsellerin önüne isabet eden 180,6 m2 yüzölçümünde deniz dolgu vasıflı taşınmaz olduğu ve doldurma yolu ile elde edilen bu yeri, davacı tarafın 22.10.1999 tarihinde Hazineden kiralayarak dava tarihine kadar balıkçı tezgahı şeklinde kullanımını sürdürmüş olduğu yolunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davacı taraf; kira mukavelesinin yapıldığı 2002 yılında yürürlükte bulunan mevzuata uygun olarak taşınmazı Hazineden özel hukuk hükümlerine göre kiraladığını ileri sürmekte ve kira mukavelesinden kaynaklanan zilyetliğinin korunmasını, kira mukavelesinin tarafı olmayan Büyükşehir Belediyesine karşı istemekte olduğuna; davalı ... tarafından da bu gibi yerlerde tasarruf yetkisinin Belediyelerde olduğu ileri sürülerek davaya karşı konulduğuna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, denizden doldurma yolu ile elde edilen taşınmazların hukuki durumlarının ne olduğu ve bu gibi yerler üzerindeki tasarruf hakkının kime ait bulunduğu hususuna ilişkindir. Dairenin 1.10.2009 gün 2009/3656 Esas ve 2009/4420 Karar sayılı bozma ilamında taraflar arasındaki uyuşmazlıkta dikkate alınması gereken hukuku prosedür açıklandıktan sonra “ ….. mahkemece yapılacak iş; dava konusu ... İlçesi, ...Mahallesi, ...Meydanında bulunan 6/1 pafta, 36 ada 1, 2 ve 3 parsellerin önüne isabet eden 180,6 m2 yüzölçümünde deniz dolgu vasıflı taşınmazın Kıyı Kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak kullanılmak şartıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi tasarrufuna bırakılıp bırakılmadığının, bırakılmışsa hangi tarihte bırakıldığının, buna dair varsa belgeler ve uygun görme yazılarının İstanbul Defterdarlığına sorularak araştırılması, bu konuda Büyükşehir Belediyesinin tasarrufuna bırakma ile ilgili herhangi bir işlem yapılmadığının anlaşılması halinde, denizden doldurulan bu yerin kendiliğinden Büyükşehir Belediyesinin tasarrufuna geçmeyeceği düşünülerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır.” Denilmek suretiyle bozma sevk edilmiştir.
Bozmadan sonra dosya adasına giren İstanbul Valiliği, Defterdarlık Anadolu Yakası Milli Emlak Daire Başkanlığına ait 5.4.2010 gün 035317 sayılı cevabi yazıda; 5393 sayılı Belediye Kanununun 79/2 maddesi gereğince doldurma suretiyle kazanılan alanların, Kıyı Kanunu ve ilgili mevzuata uygun olarak kullanılmak şartıyla Maliye Bakanlığı tarafından belediyelerin, büyükşehirlerde büyükşehir belediyelerinin tasarrufuna bırakılır, hükmü gereğince İstanbul Büyükşehir Belediyesi tasarrufuna bırakıldığı açıklandıktan sonra; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından ( Emlak ve İstimlak Daire Başkanlığı Emlak Müdürlüğü) alınan örneği ekli 5.2.2007 tarih 16041 yazıların; 5393 sayılı Kanunun 79. maddesinin 2. fıkrası uyarınca dolgu sahalarının tasarrufunun Belediyelerine ait olduğu bu tür alanlar ile ilgili herhangi bir kiralama işleminin yapılmamasını, ancak ecrimisil işlemlerinin idaremizce yürütülmesinin uygun mütaala edildiği bildirilmiştir. İdaremizce de buna dayanılarak kira sözleşmesinin sona erdiği 23.10.2004 tarihinden tespitin yapıldığı 14.11.2008 tarihine kadar ecrimisil işlemleri yapılmış olup, düzenlenen taksitle ödenecek ecrimisile ilişkin ödeme planı düzenlenmiş ve tahsilatı davam etmektedir, denilmektedir. Söz konusu cevapta; dava konusu taşınmazın tasarrufunun İstanbul Büyükşehir Belediyesine devredildiğine ilişkin herhangi özel bir işlem yapıldığı bildirmemiş; aksine ecrimisil alınmak suretiyle yer üzerindeki tasarrufun halen Hazineye ait bulunduğu açıklanmıştır. Bu durumda, dava konusu yerin Büyükşehir Belediyesinin tasarrufuna bırakıldığından söz edilemeyeceğine ve denizden doldurulan böyle bir yer kendiliğinden Büyükşehir Belediyesinin tasarrufuna geçmeyeceğine göre; yazı cevabına yanlış anlam verilmesi sonucunda davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı, hatalı değerlendirmeye dayalı olarak verilen yerel mahkeme hükmünün HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 16.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.