8. Hukuk Dairesi 2019/1402 E. , 2019/4803 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı, Katılma Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmaz nedeniyle 50.000 TL katkı payı ve katılma alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini istemiş, 09.01.2014 tarihli dilekçesiyle, talep miktarını katkı payı alacağı yönünden 34.759,00 TL"ye katılma alacağı yönünden 91.583,82 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen ilk kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairenin 10.02.2015 tarihli ve 2014/13759 Esas 2015/3641 Karar sayılı ilamı ile hükmün katkı payı alacağına ilişkin bölümünün onanmasına, davalı vekilinin taşınmaz üzerine yapılan dairelerden kaynaklanan katılma alacağına ilişkin olarak Mahkemece davalının kullanmış olduğu banka kredileri ile ödeme planlarına ilişkin kayıt ve belgeler getirtilerek, kredilerin bağımsız bölümlerin yapımında kullanılıp kullanılmadığı, kredi geri ödemelerinin mal rejiminin sona erdiği tarihte tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmamış ise boşanma dava tarihine kadar yapılan ödemelerin toplam geri ödeme miktarına oranı belirlenmek suretiyle edinilmiş mal niteliğindeki bölümü ile davalının kişisel malı niteliğindeki bölümünün ayrı ayrı tespit edilmesi, gerekirse uzman bilirkişiden yeniden rapor almak suretiyle davacının katılma alacağının açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde belirlenmesi gerekirken bu hususlar gözden kaçırılarak yazılı şekilde karar verilmiş olmasının doğru olmadığına işaret edilerek bozma kararı verilmiş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece, katkı payı alacağı yönünden önceki kararla kesinleştiğinden bu husuta karar verilmesine yer olmadığına, 91.583,82 TL artık değere katılma alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 Sayılı HMK mad.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre temyize konu istek, artık değere katılma alacağına ilişkindir
Taraflar 21.09.1993 tarihinde evlenmiş 15.12.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 02.12.2011 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM mad. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (TMK mad. 225/2.) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK mad. 202). Dava konusu 75 ada 17 parsel 06.10.1999 tarihinde satış yoluyla 1/2 paylı mülkiyet şeklinde davalı ... ve dava dışı ... adına tescil edilmiş, davalı ... 1/2 payını 28.09.2004 tarihinde payını satış yoluyla diğer paydaş ..."a devretmiş, taşınmaz üzerine yapılan bina nedeniyle oluşan 2, 4, 6 ve 8 numaralı bağımsız bölümler 29.06.2009 tarihinde kat mülkiyeti ve satış yoluyla davalı ... adına tescil edilmiştir.
Mahkemece, yazılı şekilde dava konusu bağımsız bölümlerin karar tarihine en yakın değerinden davacı lehine hükmedilen katkı payı-değer artış payı alacağı miktarı ve kredinin ödenmesi gereken bakiye kısmı düşülmek suretiyle davacı lehine artık değere katılma alacağı hesaplanmış ise de, yapılan hesaplama yasaya, Dairenin ilke ve uygulamalarına, toplanan delillere ve dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde, dava konusu 2,4,6,8 nolu bağımsız bölümlerin alım değerinin %15,95’inin, Daire onamasından da geçen ilamda belirtildiği üzere davacı kadının kişisel malı niteliğindeki 1342 parsel sayılı taşınmazın satışından gelen para ile karşılandığı, bunun dışında kalan alım değerinin %84,05’lik kısmının ise bir bölümünün davacının kişisel malı niteliğindeki 75 ada 17 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının 28.04.2009 tarihindeki satışından elde edilen para, bir bölümünün ise 05.07.2004 tarihinde bankadan çekilen 45.000 Euro kredi ile karşılandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, Mahkemece yapılacak iş; davacı lehine %15,95’lik oran karşılığının katkı payı-değer artış payı olarak verildiği ve Daire onamasından da geçtiği gözetilerek, bakiye %84,05’lik oranın ne kadarlık kısmının 75 ada 17 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının satışından, ne kadarlık kısmının bankadan çekilen 45.000 Euro kredi ile karşılandığı açıklığa kavuşturulup bu bölümler oransal olarak tespit edildikten sonra75 ada 17 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının satışından gelen bölümün ve yine 45.000 Euro kredinin boşanma dava tarihi sonrasına isabet eden 41/120 payı karşılığının davalı lehine denkleştirmede kişisel malı olarak dikkate alınması, kredinin evlilik birliği içine isabet eden 79/120 oranın belirlenecek karşılığı ile dava konusu bağımsız bölümlerin karar tarihine en yakın belirlenen 326.210,56 TL’nin birlikte değerlendirilip, artık değer ve neticesinde davacının katılma alacağının bu bölüm gözetilerek belirlenmesi, talep ve kazanılmış haklar da gözetilerek hüküm kurulması olmalıdır. Mahkemece açıklandığı şekilde hesaplamayı içermeyen rapora itibar edilerek hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davalı vekilinin katılma alacağına yönelen temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla ve HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 09.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.