Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık ve müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Belirlenen gün para cezası, adli para cezasına çevrilirken, uygulama maddesi olarak 5237 sayılı TCK"nın 52/2 maddesi yazılmamış ise de bu eksikliğin mahallinde tamamlanması mümkün görülmüştür. Sanığın, maaşını çektikten sonra evine giden şikayetçinin yanına gelerek, banka görevlisi olduğunu ve kendisine para verilirken bir yanlışlık yapıldığını, bu yanlışlığı düzeltmesi için parayı kendisine vermesi gerektiğini söyleyip, şikayetçinin elindeki 440 TL parayı alarak uzaklaşmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık beyanı, şikayetçi ve tanık ifadeleri, teşhis ile tüm dosya kapsamına göre, sanığın mahkumiyetine yönelik kabulde isabetsizlik görülmemiştir. Her ne kadar 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uygulanmamış ise de, sanığın belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasının, kasten işlenen suçtan dolayı hapis cezası ile cezalandırılmasının kanuni sonucu olması nedeniyle, bu hususun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık ve müdafiinin eksik inceleme ile karar verildiğine ve beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 13/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.