Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2017/3957
Karar No: 2021/912
Karar Tarihi: 11.02.2021

Danıştay 4. Daire 2017/3957 Esas 2021/912 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2017/3957
Karar No : 2021/912

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Petrol İnşaat taşımacılık Mimarlık Mühendislik Temizlik Hayvancılık Sanayi Ticaret Limited Şirketi

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, defter ve belgelerini ibraz etmediğinden bahisle, hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu dikkate alınmak suretiyle takdir komisyonu kararları ile belirlenen matrahlar üzerinden re'sen tarh edilen 2010/1 ila 12 dönemi vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 2010 ve 2011 yılı hesapları sahte belge kullanımı yönünden sınırlı olarak incelenen davacı şirketin yetkilisi adına düzenlenen defter ve belge isteme yazısının ikametgah adresinde şirket yetkilisinin eşine tebliğ edildiği ve tebligata rağmen herhangi bir sebep ileri sürülmeksizin defter ve belgeler ibraz edilmediğinden bahisle de 2010 yılına ilişkin tüm indirimlerinin reddedilmesi suretiyle belirlenen matrahlar üzerinden tarhiyat yapıldığı; şirket adına yapılacak tebliğin, kanuni temsilcilerin ikamet adreslerinde yapılması durumunda bizzat ilgilisine yapılmasının gerektiği, zira, böyle bir tebliğin o adreste bulunanı değil, şirketi ilgilendirir nitelikte olduğundan, kanuni temsilcinin ikamet adreslerinde şirketle ilgisi olmayan eşine yapılan tebliğin usulsüz olması nedeniyle, defter ve belgeler ibraz edilmediğinden bahisle yapılan dava konusu cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; vergi idaresince, davacı şirketin ilgili dönem defter ve belgelerinin istenilmesine ilişkin 13/11/2015 tarihli yazının şirket adresinde usulüne uygun şekilde tebliğinin gerçekleştirilmediği, re'sen tarhiyata esas alınan ibraz etmeme fiilinin ise, şirket kanuni temsilcisinin ikamet adresinde 16/11/2015 tarihinde eşine yapılan tebliğ işlemine dayandırıldığı, bu durumda, dava konusu tarhiyata dayanak alınan takdire sevk işleminin 13/11/2015 tarihinde yapıldığı ve vergi müfettişinin defter belge istem yazısının aynı tarihli olduğu dikkate alındığında, sevk tarihi itibariyle defter belge istemine ilişkin yazının usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği halde, süresi içinde ibraz yükümlülüğünün yerine getirilmemiş olduğundan, dolayısıyla re'sen takdiri gerektiren yasal şartların oluştuğundan söz edilemeyeceği, ilgili takdir komisyonu kararlarına göre vergilendirme yönünden komisyonun fonksiyonu, davacının beyan ettiği dönem matrahlarını aynen kabul etmekten ibaret olup, indirime dair ise, sadece kararın altına düşülen not ile doğrudan söz konusu vergi tekniği raporuna atıfla, rapor içeriğinde belirlenen fark katma değer vergisinin Vergi Dairesince tarhı gerektiğinin ifade edilmekle yetinildiği, bu itibarla, takdire sevk sırasında re'sen takdir sebeplerinin varlığına dair somut bir delilin ortaya konulmadığı ve ilgili kararın da, indirimlerin reddine ilişkin tasarruf konusundaki iradeyi yalnızca vergi inceleme raporuna bağladığı dikkate alındığında, dava konusu cezalı tarhiyatın doğrudan anılan rapora göre yapıldığı sonucuna varıldığı, dolayısıyla, olayda takdire sevk ile zamanaşımının durduğu kabul edilmeyeceğinden, Vergi Usul Kanunu'nun 114. maddesi hükmüne göre 31/12/2015 tarihinde dolan zamanaşımı süresinden sonra 05/05/2016 tarihinde tebliğ edilen cezalı vergilendirme işleminin hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmış, istinaf başvurusunun belirtilen gerekçelerle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı şirket adına yapılan tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 113. maddesinde, zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmış ve bu durumun mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade edeceği, 114. maddesinde ise, "Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam eder" hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan re'sen tarhiyatlarda zamanaşımı hususunun olup olmadığının tespiti için takdir komisyonuna sevk tarihi, takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi, ihbarnamenin tebliğ tarihi ve takdir komisyonunda geçen süreye (takdir komisyonuna sevk tarihi ile takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi arasındaki süre) bakılarak karar verilmelidir.
Bilindiği üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesinde sayılan re'sen vergi tarhını gerektiren sebeplerin varlığı halinde vergi inceleme elemanlarınca ilgili dönem matrahını re'sen tarh edilebileceği gibi takdir komisyonuna sevk edilerek de sözkonusu işlem yapılabilmektedir. Kanunun 74. maddesinde ise, takdir komisyonlarının görevlerini yaparken takdir sebeplerinin bulunup bulunmadığını inceleyemeyeceği, hatalı gördüğü işlemlerde ilgili vergi dairesini yazı ile ikaz etmeye mecbur olduğu hükme bağlanmıştır. Bu itibarla, takdir komisyonu takdir nedenleri ile ilgili herhangi bir belirleme yapma veya değiştirme hakkına sahip değildir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, takdir komisyonu kararına göre yapılan tarhiyatlarla ilgili uyuşmazlıklarda, zamanaşımı ile ilgili hususların çözümünde öncelikle takdir komisyonuna sevk edilmekle zamanaşımının durduğunun kabulü gereklidir. Takdir sebeplerinin varlığı ile ilgili hususlar da ayrıca değerlendirme konusunu oluşturur. Bu nedenle, takdire sevk nedeninin olmadığının tespiti halinde, zamanaşımına geçmeden sadece bu gerekçe ile idari işlem iptal edilmelidir. Dolayısıyla, takdire sevk tarihine bakılarak sadece zamanaşımını kesmek amacıyla takdire sevk edildiği sonucuna varılarak ya da takdir sebeplerinin bulunmaması halinde takdire sevk işlemlerinin zamanaşımını durdurmayacağının kabulünde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Zira, takdir sebeplerinin varlığı halinde; zamanaşımı süresi dolmadan her zaman takdire sevk işlemi yapılabilir. Mevcut vergi incelemeleri tamamlanmadan da takdire sevk işleminin bu çerçevede yapılabileceği ve tamamlanan inceleme sonucunda elde edilen bilgi ve donelerin takdir komisyonunca da değerlendirilebileceği tabiidir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Re'sen Vergi Tarhı" başlıklı 30. maddesinde, re'sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış ve maddenin 6. bendinde, tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunmasının re'sen tarh nedeni olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Kanunun "Takdir Kararı" başlıklı 31. maddesinde, takdir komisyonunca belli edilen matrah veya matrah kısmının takdir kararına bağlanılacağı belirtilmiş; "Komisyonların Görevleri" başlıklı 74. maddesinin (a) fıkrasının 1. bendinde, yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak; 2. bendinde de vergi kanunlarında yazılı fiyat, ücret veya sair matrah ve kıymetleri takdir etmek komisyonun görevleri olarak belirlenmiş, 75. maddesinde ise, 72. maddenin birinci fıkrasına göre kurulan takdir komisyonunun, 74. maddeki görevleri dolayısıyla bu Kanunda yazılı inceleme yetkisine haiz oldukları hükme bağlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinde de, katma değer vergisi indirim mekanizması düzenlenmiş, 29. maddenin (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri belirtilmiş; aynı Kanunun 34. maddesinin 1. bendinde, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği kurala bağlanmıştır.
3065 sayılı Kanunun 29. maddesine göre mükellefler kendilerine yapılan teslim ve hizmetler nedeniyle düzenlenen fatura ve benzeri vesikalardaki katma değer vergisini indirim konusu yapabilirler. Ancak, 213 sayılı Kanunun 3. maddesinin (B) bendinde ifade edildiği üzere vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Bu kuralın gereği olarak mükelleflerin Katma Değer Vergisi Kanununun 29. maddesi hükmünden yararlanabilmelerinin ön şartı, fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması, indirim konusu yapılacak verginin fatura veya benzeri belgeler ile gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmesi ve söz konusu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş olmasıdır. Mükelleflerin yapmış oldukları katma değer vergisi indirimlerinin hukuka uygun olup olmadığını incelemek amacıyla defter ve belgelerin incelemeye ibrazının vergi dairesi tarafından istenilmesine rağmen ibraz edilmemesi durumunda ya da bir kısım gider belgelerinin sahte olduğunun iddia edilmesi karşısında ise, vergi dairesince, 3065 sayılı Kanunun 29. ve 34. maddelerinde düzenlenen indirim şartlarının yerine getirilip getirilmediği araştırılarak, indirim konusu vergilerin reddi ve re'sen vergi tarhiyatı yapılabileceği açıktır.
Yukarıda belirtilen yasa kurallarına göre takdir komisyonu, bütün vergi türleri için matrah takdirine yetkili olup, bu yönde bir düzenleme olmadığı halde katma değer vergisi açısından matrahı belirleme yetkisi olmadığının kabulü verginin kanuniliği ilkesine aykırıdır. Vergi türleri bakımından matrahın nasıl belirleneceği, kendi özel kanunlarında düzenlenen "istisna", "muafiyet", "kanunen kabul edilmeyen gider", "oran", "indirim mekanizması" gibi çeşitli vergisel kurumlar ile belirlenmiştir. Takdir komisyonları, matrahı belirlenecek verginin özel kanununda sayılan bu düzenlemeleri esas alarak matrah takdir edecektir. Burada önemli olan husus, matrah takdiri için takdir komisyonuna sevkin yapıldığı sırada re'sen takdir nedeninin belli ve bunun takdir komisyonunca da biliniyor olması gerektiğidir. Yoksa 74. maddede de belirtildiği üzere takdir komisyonlarının takdir sebebi bulunup bulunmadığını inceleme yetkisi bulunmamaktadır. Bu şartların yerine getirilmesi durumunda ise takdir komisyonları her türlü inceleme yetkisini haiz olup, kendileri inceleme yapabilecekleri gibi inceleme yetkisini haiz diğer şahıs ya da kurumlar tarafından yapılmış incelemeleri dikkate alarak matrah takdir etmelerinde de yasal bir engel bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, Başkent Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı'nın 12/11/2015 tarihli yazıları ile davacı şirketin sahte belge kullanımı yönünden incelenmesinin istenildiği ve davacı şirkete ve kanuni temsilcisine 13/11/2014 tarihli defter ve belge isteme yazısı düzenlediği ve aynı gün davacı şirketin takdir komisyonuna sevk edildiği, şirket adresine çıkartılan yazının tebliğ edilemediği, yetkisinin ikamet adresine çıkarılan yazının ise tebliğ edildiği ve tebligata rağmen herhangi bir sebep ileri sürülmeksizin defter ve belgeler ibraz edilmediğiden … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu dikkate alınarak 16/03/2016 tarihli takdir komisyonu kararları ile belirlenen matrahlar üzerinden davaya konu cezalı tarhiyatın yapılarak ihbarnamelerin 05/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, 2010 dönemine ilişkin olarak 31/12/2015 tarihinde dolan tarh zamanaşımı süresinin dolmasından önce takdire sevk işlemi, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 114. maddesi uyarınca işlemeye devam eden tarh zamanışımı süresini durduracağından uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 11/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi