Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2019/131
Karar No: 2021/214

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/131 Esas 2021/214 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2019/131 E.  ,  2021/214 K.
"İçtihat Metni"


Yargıtay Dairesi : 7. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi

Sanık ... hakkında kaçakçılık suçundan 5607 sayılı Kanun"un 3/18 ile TCK"nın 53 ve 54. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanığın beraatine ve nakil aracının iadesine ilişkin Iğdır 1.Asliye Ceza Mahkemesince verilen 27.10.2015 tarihli ve 568-675 sayılı hükmün katılan ... İdaresi adına Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 13.12.2018 tarih ve 18339-14237 sayı ile;
"Gümrük İdaresi vekili, CMUK"nın 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra hükmü temyiz ettiğinden, temyiz inceleme talebinin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi gereğince reddine..." karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 17.01.2019 tarih ve 18535 sayı ile;
"...Mahkûmiyet hükmüne ilişkin gerekçeli karar, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11/1. maddesine aykırı olarak davaya katılma isteminde bulunan Gümrük İdaresi Vekili yerine asile (katılan ...-Aralık/Iğdır) adresine çıkarılmış ve idarede görevli memur Birsen Oktay’a 30.11.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Söz konusu bu tebliğ işlemi, kanuna aykırı olması nedeniyle geçerli bulunmamaktadır. Davaya katılma talebinde bulunan Gümrük İdaresi Vekilinin 15.12.2015 tarihinde yaptığı temyiz talebi, anılan Kanun"un 32. maddesi uyarınca 1412 sayılı CMUK"un 310/1. maddesine göre yasal süresi içerisinde bulunmaktadır. Açıklanan nedenle katılan ... İdaresi Vekilinin yasal süresi içerisinde olan temyiz istemi üzerine temyiz incelemesi yapılarak bir karar verilmesi gerekirken temyiz isteminin yasal süreden sonra yapıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu kanaatine varılmıştır. Bu itibarla temyiz isteminin reddine dair kararın kaldırılması gerektiği" görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 7. Ceza Dairesince 14.02.2019 tarih ve 51-8023 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; suçtan zarar gören Gümrük İdaresine yapılan gerekçeli karar ekli tebligatın usulüne uygun olup olmadığının ve buna bağlı olarak Gümrük İdaresi vekilinin temyiz talebinin süresinde yapılıp yapılmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Önleme arama kararına istinaden 10.12.2014 tarihinde kolluk görevlilerince yapılan yol uygulamasında durdurulan sanığın kullandığı araçta yapılan aramada; şoför koltuğunun arkasında bulunan yatağın altındaki boşluğa gizlenmiş iki adet siyah poşet içinde 32 karton Kent marka kaçak sigaranın ele geçtiği,
Suç tarihi itibarıyla suçtan zarar gören ve davaya katılma hakkı olan Dilucu Gümrük Müdürlüğünün 03.06.2015 tarihli tensip zaptıyla duruşmadan haberdar edilmesine karar verildiği ve suçtan zarar gören ... adına, Aralık/Iğdır adresine çıkartılan iddianame ekli tebligatın 29.06.2015 tarihinde görevli memur ... imzasına tebliğ edildiği,
Suçtan zarar gören ... adına Av. ... tarafından 07.07.2015 havale tarihli dilekçe ile katılma talebinde bulunulduğu, bu hususta Yerel Mahkemece herhangi bir karar verilmediği,
27.10.2015 tarihli gerekçeli karar başlığında Dilucu Gümrük Müdürlüğünün katılan olarak gösterildiği ve anılan kurum adına Aralık/Iğdır adresine çıkartılan gerekçeli karar ekli tebligatın 30.11.2015 tarihinde görevli memur ... imzasına tebliğ edildiği,
15.12.2015 havale tarihli dilekçe ile ... adına Av. ...’in sanık hakkında Yerel Mahkemece verilen beraat kararının bozulması istemiyle temyiz talebinde bulunulduğu ve Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 13.12.2018 tarihli ve 18339-14237 sayılı kararıyla temyiz isteminin CMUK’un 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süreden sonra yapıldığı gerekçesiyle reddine karar verildiği;
Anlaşılmaktadır.
Tebligat usulü gerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nda gerekse 25.01.2012 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’te ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler çoğunlukla gerçek kişilere yapılacak tebligatların usulünü düzenlemesi yanında tüzel kişilere yapılacak tebligatın usul ve içeriğini de hüküm altına almaktadır.
Tüzel kişilere yapılacak tebligatın usulü 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 11, 12 ve 13. maddelerinde ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 18, 19, ve 20. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler özel ve kamu tüzel kişilerine yapılacak tebligatlar bakımından uygulama alanı bulmaktadır.
Vekil ile takip edilen işlemlerde tebligatın usulünü düzenleyen 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun ""Vekile ve kanuni mümessile tebligat"" başlıklı 11.maddesi,
“Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır. Ancak, Ceza Muhakemeleri Usulu Kanununun, kararların sanıklara tebliğ edilmelerine ilişkin hükümleri saklıdır. (Ek ikinci fıkra: 11/1/2011-6099/4 md.) Avukat tarafından takip edilen işlerde, avukatın bürosunda yapılacak tebligatlar, resmî çalışma gün ve saatleri içinde yapılır. Kanuni mümessilleri bulunanlara veya bulunması gerekenlere yapılacak tebligat kanunlara göre bizzat kendilerine yapılması icabetmedikçe bu mümessillere yapılır.’’
""Hükmi şahıslara ve ticarethanelere tebligat"" başığını taşıyan 12. maddesi,
""Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır. Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir.""
""Hükmi şahısların memur ve müstahdemlerine tebligat"" başlıklı aynı Kanun"un 13. maddesi ise
""Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mütat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamıyacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.""
Şeklinde düzenlemeler içermektedir.
Tebligat Kanunu’nun 12 ve 13. maddelerindeki açık düzenlemeler karşısında, tebligat yapılacak tüzel kişiler; ticaret şirketleri, dernekler, kamu idareleri, kamu kurumları gibi özel veya kamu tüzel kişileri olabilir. Devletten ayrı bir tüzel kişiliği mevcut olmayan Bakanlıklar, organı oldukları devlet adına faaliyette bulunmakla birlikte dava, icra takibi ve diğer işlerde yapılacak tebligatın muhatabı olurlar. Tüzel kişilerin tebliğ almaya yetkili memur veya müstahdemlerine tebligat yapılabilmesi için tüzel kişilerin salahiyetli kişilerinin herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmamaları veya tebliğ edilecek evrakı bizzat alamayacak bir hâlde olmaları gerekmektedir. Tebliğ memuru tarafından bizzat araştırılıp tebligat tutanağına yazılması gereken bu husus tebliğin geçerli olabilmesi için zorunludur. Aksi takdirde yapılan tebligat işlemi usulsüz olur.
Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in 18 ilâ 20. maddelerinde ise tüzel kişilere yapılacak tebligatın usulü düzenlenmiştir.
Anılan Yönetmelik"in 18. maddesi;
""(1) Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekile bürosunda yapılacak tebligat, resmî çalışma gün ve saatleri içinde yapılır.
(2) Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır. Ancak, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun, kararların sanıklara tebliğ edilmesine ilişkin hükümleri saklıdır."",
19. maddesi;
""(1) Kanuni temsilcisi bulunanlara yapılacak tebligat temsilciye yapılır.
(2) Kanuni temsilcisi bulunanlara kanun hükümleri gereğince bizzat kendilerine tebligat yapılması icap ederse temsilciye tebligat yapılmaz.
(3) Kanuni temsilcisi olmayıp da bulunması gerekenlere usulüne göre kanuni temsilci tayini yoluna gidilir."",
20. maddesi ise;
""(1) Tüzel kişilere tebliğ yetkili temsilcilerine, bunlar birden çok ise yalnız birine yapılır.
(2) Bakanlıkların ve bunların teşkilatının, Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idareler, (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlar, (IV) sayılı cetvelde yer alan sosyal güvenlik kurumları ile il özel idarelerinin, belediyelerin, köylerin ve özel kanunlarına dayanılarak kurulmuş bulunan teşekküllerle, şirketlerin, derneklerin ve vakıfların yetkili temsilcileri, bağlı bulundukları kanunlara ve statülerine göre tayin edilir.
(3) Gerçek ve tüzel kişilere ait ticari işletmelerin işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, ticari işletmenin o işlemde yetkili ticari temsilcisine yapılan tebliğ geçerlidir."",
Biçiminde düzenlemeler içermektedir.
Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümleri birlikte değerlendirildiğinde kamu tüzel kişilerinin taraf olduğu ya da olacağı dosyalarda dava ve takipler Hazine adına değil ilgili kamu idaresine karşı açıldığı için tebligatlar da bu kamu idaresine gönderilmelidir. Kamu idaresi adına yapılacak bu tebligat, Tebligat Kanunu"nun 12 ve 13. hükümlerine tâbidir. Bunun yanı sıra bir kamu idaresine karşı açılan dava ve girişilen icra takibine Hazine vekilleri katıldıktan sonra artık tebligatların o kamu idaresine değil, vekiline yapılması gerekir. Bu durumda adli tebligatın muhatabı, kamu idaresini temsil eden kişiler veya muhakemat müdürü, Hazine vekili gibi yetkililerdir. Dolayısıyla da dava ve takipler kamu idaresi adına bu kimseler tarafından yürütülür.
Öte yandan Tebligat Kanunu"nun ""Usulüne aykırı tebliğin hükmü"" başlıklı 32. maddesi; ""Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur."" hükmünü içermekte olup anılan düzenleme uyarınca usulüne uygun olarak yapılmaması hâlinde dahi muhatabın bir şekilde haberdar olması durumunda tebligat geçerli sayılacak ve süreler öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlayacaktır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Önleme araması kararına istinaden 10.12.2014 tarihinde kolluk görevlilerince yapılan yol uygulamasında durdurulan sanığın kullandığı araçta yapılan aramada; şoför koltuğunun arkasında bulunan yatağın altındaki boşluğa gizlenmiş iki adet siyah poşet içinde 32 karton kaçak sigaranın ele geçirildiği olayla ilgili olarak yapılan yargılama kapsamında, Yerel Mahkemece suç tarihi itibarıyla suçtan zarar gören ve davaya katılma hakkı olan Dilucu Gümrük Müdürlüğünün 03.06.2015 tarihli tensip zaptıyla duruşmadan haberdar edilmesine karar verildiği ve anılan kurum adına Aralık/Iğdır adresine çıkartılan iddianame ekli tebligatın 29.06.2015 tarihinde görevli memur Umut Öztürk’e tebliğ edildiği, açılan kamu davasına suç tarihinde katılma hakkı olan ... adına Av. ... tarafından verilen 07.07.2015 havale tarihli dilekçe ile katılma talebinde bulunulduğu, bu hususta Yerel Mahkemece olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği, ... adına çıkartılan 27.10.2015 tarihli gerekçeli karar ekli tebligatın da, 30.11.2015 tarihinde görevli memur Birsen Oktay imzasına tebliğ edildiği ve ... adına Av. ... tarafından ibraz edilen 15.12.2015 havale tarihli dilekçeyle Yerel Mahkemece sanık hakkında kurulan hükmün temyiz edildiği dosya kapsamında;
Gerek Tebligat Kanunu"nun 11 ve devamı maddeleri gerekse Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in 18 ve devamı maddeleri gereğince kamu idaresine karşı açılan dava ve girişilen icra takibine Hazine vekili katıldıktan sonra artık tebligatların ilgili kamu idaresine değil vekiline yapılması gerektiği hâlde uyuşmazlığa konu olayda Dilucu Gümrük Müdürlüğüne yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmış ise de Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi hükmü de dikkate alındığında Hazine vekilinin yasal süresinden sonra öğrenme üzerine gerçekleştirdiği 15.12.2015 havale tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Dairenin "Temyiz isteminin reddine" ilişkin kararının kaldırılmasına, dosyanın temyiz incelemesi yapılması amacıyla Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE
2- Yargıtay 7. Ceza Dairesinin “Temyiz isteminin reddine” ilişkin 13.12.2018 tarihli ve 18339-14237 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın temyiz incelemesi yapılması amacıyla Özel Daireye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 25.05.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi