8. Hukuk Dairesi 2010/6439 E. , 2011/3459 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 23.06.2010 gün ve 437/223 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi ... temsilcisi ile davacı taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, kadastro çalışmaları sırasında dava konusu 112 ada 2 parsel sayılı taşınmazın mezarlık niteliğiyle davalı köy tüzel kişiliği adına tespit ve tescil edildiğini, bu taşınmaza komşu olan 112 ada 12 ve 16 nolu parsellerin bir bütün halinde kendisine ait olduğunu, ancak, 112 ada 16 parselin dava dışı Şükrü Ötük isimli şahıs adına tespit edilmesi nedeniyle Kadastro Mahkemesinin 2006/109 Esasında kayıtlı itiraz davasının derdest bulunduğunu, köy tüzel kişiliği adına kayıtlı taşınmazın bir bölümünün kadim yol olduğunu, bu kısmın ifraz edilerek yol olarak terkin edilmesini, bir kısmının ise kendisinin zilyetliği altında bulunduğundan bu kısmında ifraz edilerek adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı köy tüzel kişiliği dava konusu yerin kadim köy mezarlığı olduğunu, davacının davasının reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, buna göre 19.5.2010 havale tarihli bilirkişi raporu ve eki krokisinde yeşil renkle taralı B harfiyle gösterilen 199,54 m2’lik yerin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16. maddesi uyarınca paftasına yol olarak işlenmesine, aynı rapor ve eki krokide A harfiyle gösterilen kırmızı renkle taralı 197.03 m2’lik yerle ilgili davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içerisinde davacı ve davalı tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Dava konusu 112 ada 2 parsele ilişkin kadastro tutanağı getirilmiştir. Mezarlık niteliğiyle, 2690 m2 olarak, belgesizden, 10.8.2006 tarihinde, Çaylı köyü tüzel kişiliği adına tespit görmüş ve itirazsız olarak 6.11.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği 112 ada 12 ve 16 nolu parsellerle ilgili olarak kadastro tutanağı yada çap kayıtları dosya arasında bulunmamaktadır. Esasen bu iki taşınmaza yönelik olarak o yer Kadastro Mahkemesinde tespite itiraz davasının bulunduğu dosyaların 18.5.2010 tarihli keşifte getirilerek mahalli bilirkişi beyanlarıyla uygulamasının yapıldığı ve tekrar mahkemesine iade edildikleri anlaşılmaktadır. Dinlenen davacı tanıkları ..., ... ve ... özetle dava konusu yapılan yerin öteden beri köylüler tarafından tarlalara gitmek üzere patika yol olarak kullanıldığını, esasen köylünün at, eşek gibi hayvanlarıyla bu yoldan gidip geldiklerini, daha sonra köyde traktör kullanılmaya başlanınca bu kez köylünün tarlalarına bu yoldan traktörle gidip gelmeye başladıklarını ve şu andaki eylemli halini aldığını, bundan 10-15 yıl kadar önce Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünce nizalı parsele komşu olan 1 nolu parselin yanında yeni yol açılınca dava konusu yolun kullanılmaz olduğunu, bu yolun sadece evine gitmek üzere davacının kullandığını, bu yerdeki mezarlığın eski bir mezarlık olup, kullanılmaz olduğunu açıklamışlardır. Davalı tanıkları ..., ..., ..., ... ve ... ise özetle; dava konusu yerin önceden köylü tarafından kullanılan patika bir yol olduğunu 20-30 yıl önce köyde traktör kullanılmaya başlanınca bu yolun şu andaki halini aldığını, 1993 yılında nizalı yere komşu 1 nolu parselin yanında görülen yeni yolun Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünce açıldığını, dava konusu yapılan yerin bu tarihten itibaren davacının kullanmaya başladığını, köylünün kullanmaz olduğunu, davacının aynı mezarlık içerisinde talep ettiği yerin ise köy mezarlığına ait olup, bu yerin eski ve kullanılmayan bir mezarlık olduğunu, dava konusu 112 ada 2 nolu parsele komşu olan 2 adet taşınmazın davacıya ait bulunduğunu ve o taşınmazlar içerisinde davacının evinin yer aldığını, o evi de 15-20 yıl kadar önce yaptığını, davacının mezarlıktan talep ettiği ve birkaç yıl öncesinde ağaç diktiği yerde davacının ve atalarının bir hakkı olmadığını, bu yerin köye ait kadim mezarlık olduğunu belirtmişlerdir. Aynı keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ....,... ve ...ise davacının hak talep ettiği yerlerin köy mezarlığı içerisinde yer aldığını, mezarlığın eski, kullanılmayan kadim bir mezarlık olduğunu, davacının hak talep ettiği yeri 15-20 yıl kadar önce kullanmaya başladığını, nizalı taşınmaza komşu olan taşınmazda davacının evinin bulunduğunu ve o evini 20 yıl kadar önce yaptığını dosyada bulunan davacı ve babası arasında düzenlenmiş bağış senetlerinin bu yere ait olmadığını, kadastro mahkemesinin 2006/109 ve 191 esaslarında kayıtlı dava dosyalarının iş bu davaya konu olan yerlere ait olmayıp, komşu taşınmazlarla ilgili olduğunu açıklamışlardır. Davalı köy muhtarlığı davacının dinlettiği tanıkların ve yerel bilirkişilerin bu köyden olmadığını açıklayarak itiraz etmiştir. Aynı keşifte görevlendirilen teknik bilirkişi ile ziraatçi bilirkişi kroki ve raporlarını dosyaya sunmuşlardır. Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi dahilindedir. Uyuşmazlık, kadastro sırasında mezarlık niteliğiyle köy tüzel kişiliği adına tespit ve tescil edilen 112 ada 2 nolu parselin bir kısmının kadim yol olup olmadığı ve bir kısmının da davacı ve atalarının zilyetlik ve eklemeli zilyetliklerinin davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere ve kural olarak; mezarlıklar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla mülk edinilemez. Ancak, aktif olmayan eski mezarlıkların koşullar oluştuğunda zilyetlikle kazanılması mümkündür. Somut olayda dava konusu yerin eski bir mezarlık olduğu ve aktif bir mezarlık olmadığı tartışmasızdır. Ne var ki, dinlenen davalı tanıkları ile yerel bilirkişilerin anlatımları ve davacı tanıklarının tevil yollu beyanları dikkate alındığında; karara esas alınan 19.5.2010 tarihli teknik bilirkişi raporu ekindeki krokide A harfiyle işaretli kırmızı renkle taralı yer bakımından TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesindeki koşullar davacı yararına gerçekleşmemiştir. Bu nedenle, yerel mahkemenin bu kısma yönelik olarak davanın reddine karar vermesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Kararın bu bölümünün özellikle (mezarlık kısmına) ilişkin davacının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bu kısmının ONANMASINA,
Buna karşılık aynı bilirkişi raporunda B harfiyle işaretli ve yeşil renkle boyanmış 199,54 m2’lik kısmın öncesinden tüm köylülerin yararlandığı sadece at ve eşekle tarlalarına gitmek üzere kullandıkları bir patika yol iken 1993 yılında dava konusu taşınmaza komşu olan 1 nolu parselin sınırlarından geçen yeni yol açıldığından 1993 yılından itibaren dava tarihine kadar bu kısmın eylemli olarak köylüler tarafından kullanılmadığı ancak, davacının henüz mülkiyeti ihtilaflı olan ve kendisine ait olduğunu iddia ettiği üzerinde ev ve müştemilatı bulunan 112 ada 12 ve 16 nolu parsellere geçmek için kullanılan çıkmaz bir yol niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu yapılan ve dinlenen yerel bilirkişi ile taraf tanıklarının anlatımlarına göre, öteden beri tüm köylülerce tarlalarına at – eşek gibi binek hayvanlarıyla gelip gitmek için kullanılan patika yolun yeni yol açılması sebebiyle kullanılmaz hale gelmesi; bu yerin umumi yol olduğu vasfını ortadan kaldırmayacağı kuşkusuzdur. Öte yandan, davacı aynı köy halkından olup, o köyde ikamet ettiğine göre, bu yerden yararlanma hakkının bulunduğu tartışmasızdır. Yanı davayı açmakta hukuki yararı vardır.
Hal böyle olunca; mahkemece yapılacak iş, mahallinde yeniden keşif yapılarak mahalli bilirkişi ve taraf tanıkları mümkün olduğunca mahallinde dinlenerek; bu kişilerden öteden beri patika yol olarak kullanılan yerin zeminde gösterilmesinin sağlanması ve mahalli örf ve adete göre, at – eşek gibi binek hayvanlarıyla gidilen patika yolun genişliğinin belirlenmesi, bu durumun tapu fen memuru yetki ve yeteneğine haiz uzman bilirkişiye düzenlettirilecek ölçekli kroki ve rapora yansıttırılması ve hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davalının temyiz itirazları açıklanan bu nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün bu bölümünün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,25 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına ve 17,15 TL peşin harçın da istek halinde Çaylı Köyü Tüzel Kişiliğine iadesine 14.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.