Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/6749 Esas 2011/3457 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/6749
Karar No: 2011/3457
Karar Tarihi: 14.06.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/6749 Esas 2011/3457 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, 102 ada 66 ve 78 parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Kadastro sonucuna göre, taşınmazlar yaklaşık 20 yıldır davacının zilyetliğinde olduğu belirtilirken, davalılar davacının emanetçi sıfatı ile bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davacının kazanmayı sağlayan zilyetliğinin malik sıfatı ile olması gerektiği vurgulanarak, davacının bu durumu ispat edip edemediği konusunda taşınmazların bulunduğu yerde yeniden keşif yapılması talep edilmiştir. Davada, TMK'nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca, davacının kazanmayı sağlayan zilyetliğinin malik sıfatı ile olması gerektiği belirtilir. Senedin hangi taşınmazlara ilişkin olduğu hususu üzerinde durulmayan kararda, 07.06.1983 tarihli anlaşma senedi kapsamındaki taşınmazlar ile dava konusu taşınmazların aynı olup olmadığı hususunun belirlenmesi için yeniden keşif yapılmasına hükmedilmiştir.
TMK'nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddelerine göre davacının kazanmayı sağlayan zilyetliğinin malik sıfatı ile olması gerekmektedir.
8. Hukuk Dairesi         2010/6749 E.  ,  2011/3457 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

    ... ile ... ve ..., dahili davalılar ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Kurşunlu Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 28.06.2010 gün ve 7/70 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    KARAR

    Davacı, kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak 102 ada 66 ve 78 parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Bir kısım davalılar vekili, dava konusu taşınmazlarda davacının emanetçi sıfatı ile bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davanın kabul edilmesi üzerine; hüküm, bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava konusu taşınmazlar kadastro sonucu senetsizden 20 yılı aşkın süredir ...’ın zilyetliğinde olduğu açıklanarak davalıların murisi Hakkı Pınarbaş adına tespit ve tescil edilmiştir.
    Dava, TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesine dayanılarak açılan iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Anılan kanun maddelerinde davacının kazanmayı sağlayan zilyetliğinin malik sıfatı ile olması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Davacı taşınmazları kendi nam ve hesabına zilyet ettiğini ileri sürmüş ise de davalı taraf davacının zilyetliğinin malik sıfatı ile olmadığını “emanetçi” sıfatı ile olduğunu ibraz ettikleri 07.06.1983 tarihli anlaşma senedi başlıklı belgede de bu durumun belirlendiğini savunmuştur.
    Mahkemece senedin hangi taşınmazlara ilişkin olduğu hususu üzerinde durulmamıştır.07.06.1983 tarihli anlaşma senedi kapsamındaki taşınmazlar ile dava konusu 102 ada 66 ve 78 parsel sayılı taşınmazların aynı taşınmazlar olup olmadığı hususunun belirlenmesi için mahalli bilirkişi, senet tanıkları, teknik bilirkişi aracılığıyla taşınmazların bulunduğu yerde yeniden keşif yapılması, senetteki yerlerin dava konusu taşınmazlar olup olmadığının belirlenmesi, toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve 148,50 peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 14.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.