Esas No: 2015/5731
Karar No: 2021/440
Karar Tarihi: 11.02.2021
Danıştay 13. Daire 2015/5731 Esas 2021/440 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2015/5731
Karar No:2021/440
TEMYİZ EDENLER : 1. (DAVALI) … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
2. (DAVACI) …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının ortağı olduğu ...İnşaat Taahhüt Akaryakıt Ürünleri Hafriyat Nakliye Odun Kömür Kum Ocağı Maden İşletmesi Hurda Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. (şirket) adına 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca verilen idarî para cezasının anılan şirketten tahsil edilemediğinden bahisle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesi ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 35. maddesi uyarınca, ortak sıfatıyla davacıdan tahsiline yönelik olarak davacının kişisel hesaplarına 57.156,00-TL haciz konulmasına ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ...İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; davacının ortağı olduğu şirkete 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca 31/10/2005 tarih ve 572/161 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararı ile 57.156,00-TL idarî para cezası verildiği, anılan para cezasının şirketten tahsil edilememesi üzerine dava konusu işlemle ortak sorumluluğu nedeniyle davacının kişisel banka hesaplarına haciz konulduğu, davacının 14/11/2014 tarihinde haciz işlemini öğrendiği, davacının şirketin %51 oranında hissedarı olduğu, gerek ödeme emrinin, gerekse dava konusu haciz işleminin davacının şirketteki %51 hisse oranı üzerinden değil, idarî para cezasının tamamı göz önünde bulundurularak tesis edildiği, haczin konusu alacağın doğduğu, vadesi içinde ödenmediği ve borçlu şirketin haciz işlemlerine başlandığı dönemde şirketin %51 hissedarı olduğu tartışmasız olan davacının, şirketin borçlarından kişisel sorumluluğunun "ortak sorumluluğu" kapsamında şirketteki hissesi ile sınırlı olduğu; bu durumda, davacının bu dönemde ortağı olduğu şirketin 57.156,00-TL tutarındaki idarî para cezasından doğan borcunun tamamından sorumlu tutulmasına olanak bulunmadığından ve davacının ortak sorumluluğu nedeniyle limited şirketin borcundan 6183 sayılı Kanun'un 35. maddesi uyarınca şirketteki hissesi oranında sorumlu tutulabileceğinden, haciz işleminin 57.156,00-TL idarî para cezasının %51'ine karşılık kısmında hukuka aykırılık, bu oranı aşan kısmında ise, hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, dava konusu haciz işleminin 57.156,00-TL alacağın %51 oranındaki kısmına yönelik davanın reddine, %51 oranını aşan kısmının ise iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, şirketteki hissesini 2008 yılında tüm hukuki sonuçları ile devredip ayrıldığı, noter devir sözleşmesinde şirketin maliyeye ve sosyal güvenlik kuruluşuna olan bilinen bugüne kadarki yaklaşık altmış beş bin TL ve bugün itibarıyla bilinmemekle birlikte bundan sonra ortaya çıkacak tüm borç ve alacaklarının devralanlara ait olacağının kararlaştırıldığı, ödeme emrinin kendisine tebliğ edilmediği;
Davalı idare tarafından, davacının ortağı olduğu şirketin malvarlığından tahsili olanağı kalmadığı anlaşılan şirket borçlarından ortak olarak sorumluluğu bulunduğu, yöneticiler ile ortaklar arasında borçtan sorumluluk açısından fark olmadığı, alacağın zamanaşımına uğramadığı, davacı adına düzenlenen ödeme emrinin davacıya tebliğ edildiği, bu nedenle davacı adına yapılan haciz işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca karşılıklı olarak temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının ortağı olduğu şirketin lisans almaksızın bayilik faaliyeti yürüttüğünden bahisle 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca 31/10/2005 tarih ve 572/161 sayılı Kurul kararı ile 57.156,00-TL idarî para cezası verilmiştir.
Söz konusu para cezasının tüzel kişi şirketten tahsil edilememesi üzerine ortak sorumluluğu nedeniyle davacının kişisel banka hesaplarına haciz konulmuştur.
Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT VE HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu işlemin dayanağı olan 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun ihlâlin tespiti tarihinde yürürlükte olan "İdarî para cezaları" başlıklı 19. maddesinde, eylemlere göre idarî para cezası miktarları düzenlenmiş, ikinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendinde, lisans almaksızın hak konusu yapılan tesislerin yapımına ve/veya işletimine başlanması ile bunlar üzerinde tasarruf hakkı doğuracak işlemlerin yapılması hâlinde ikiyüzmilyar (ikiyüzbin) Türk Lirası idarî para cezası uygulanacağı, dördüncü fıkrasında ise bayiler için bu cezanın beşte birinin uygulanacağı belirtilmiştir. Maddede ayrıca, "... Cezalar tahsil edilinceye kadar, mahkeme kararı ile ilgililerin varlıklarına tedbir konulabilir.
Kurulun ceza vermesinde zamanaşımı süresi, ihlâlin ve/veya olayın meydana geliş tarihinden itibaren beş yıldır...
Ay içinde tahsil edilen idarî para cezaları müteakip ayın yirminci iş günü sonuna kadar irat kaydedilmek üzere Hazineye devrolunur.
İdarî para cezalarının tahakkuk tarihini izleyen otuz gün içerisinde ödenmemesi hâlinde, cezanın ilgili vergi dairesi aracılığı ile tahsili sağlanır. Tahsilatta 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.
İdarî para cezalarının miktarları her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi uyarınca belirlenen yeniden değerlendirme oranında artırılmak suretiyle uygulanır..." kurallarına yer verilmek suretiyle tahsil, zamanaşımı, artırım konularında özel düzenlemeler yapılmıştır. Nitekim maddede yer alan artırım hükmüne dayanılarak, 19. maddenin ikinci fıkrasının (b) bendindeki ceza miktarı 2004 yılında 257.000-TL'ye, 2005 yılında 285.784-TL'ye, 2006 yılında 313.790-TL'ye, 2007 yılında 338.265-TL'ye ve 2008 yılında da 362.620-TL'ye yükseltilmiştir.
Ancak, 08/02/2008 tarih ve 26781 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun'un 522. maddesi ile 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesi yeniden düzenlenmiş ve maddenin ikinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendindeki ceza miktarı ikiyüzellibin Türk Lirası olarak belirlenmiştir.
5728 sayılı Kanun'un gerek genel, gerekse madde gerekçelerinde bu değişikliklerin nedeni "İdarî yaptırım kararlarının tebliği, kesinleşmesi, takip ve tahsili ile zamanaşımı konuları Kabahatler Kanunu'nun genel hükümler kısmında ayrıntılı olarak düzenlendiğinden, buna ilişkin düzenlemelere madde metninde yer verilmemiştir." şeklinde açıklanmıştır.
Bu itibarla, 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca ilgililere verilen idarî para cezalarının takip ve tahsilinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
5326 sayılı Kanun'un 2. maddesinde, "Kabahat" deyiminin, kanunun, karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği belirtilmiş; "Genel kanun niteliği" başlıklı 3. maddesinde, bu Kanun'un, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde, diğer genel hükümlerinin, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı kurala bağlanmıştır. Öte yandan, aynı Kanun'un "Zaman bakımından uygulama" başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrasında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı belirtilmiş, maddeyle atıf yapılan 5237 sayılı Kanun'un "Zaman bakımından uygulama" başlıklı 7. maddesinin ikinci fıkrasında "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." kuralına yer verilmiştir.
Belirtilen kanun hükümleri uyarınca ceza verilmesinin dayanağı kuralın yürürlükten kaldırılması veya lehe düzenleme yapılması yoluyla ortaya çıkan yeni hukuki durumun dikkate alınması gerekmektedir.
5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinde, ihlâlin tespit edildiği tarihteki ceza miktarı 285.784,00-TL olmasına karşın, 08/02/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun'la yeniden yapılan düzenleme sonucu 250.000,00-TL olarak belirlenmiştir.
İdarî para cezasının hukuki anlamda kesinleşmesinden veya tahsil edilmesinden önce ceza miktarına yönelik mevzuatta bir değişiklik olması durumunda, idarî para cezasının iptali gerekmemekle birlikte tahsil aşamasının lehe düzenlemeye uygun olarak yapılması gerekmektedir.
Bu durumda, ihlâlin tespit edildiği tarih itibarıyla 285.784,00-TL'nin 1/5'i oranında 57.156,00-TL idarî para cezası verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte, idarî para cezasının tahsili aşamasında ceza miktarının 250.000,00-TL olarak belirlendiği ve bu miktarın 1/5'i oranındaki 50.000,00-TL'nin davacının %51'lik hissesine düşen kısmının tahsili için ödeme emri düzenlenebileceği ve haciz işlemi gerçekleştirilebileceği anlaşıldığından, bu husus göz önünde bulundurulmaksızın 57.156,00-TL tutarındaki idarî para cezasının tahsili amacıyla tesis edilen dava konusu haciz işleminde hukuka uygunluk, bu husus göz önünde bulundurulmaksızın verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine;
2. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca ...İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 11/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.