(Kapatılan)15. Ceza Dairesi 2017/31499 E. , 2021/4935 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Resmi belgede sahtecilik suçundan sanıklar hakkında; CMK’nın 223/2-c maddesi uyarınca ayrı ayrı beraat, Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıklar hakkında; TCK"nın 37/1, 158/1-e, 35, 62, 52/2, 53 ve 51. maddeleri uyarınca ayrı ayrı erteli mahkumiyet
Resmi belgede sahtecilik suçundan, sanıkların beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından ve nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler ise, sanık ... müdafii ile sanık ... müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
... Kayak Eğitim Merkezinde teleski çıkışlarında kullanılmak üzere seri numarası verilen 4.250 adet teleski kartının suç tarihinde muhasebe sorumlusu sanık ..."a teslim edildiği, kartların muhafaza edildiği kasanın sorumluluğunun sanık ..."a ait olduğu, sanık ..."ın diğer sanık ... ile fikir birliği içinde bir matbaada 100 adet onluk sahte teleski kartı bastırarak 14.01.2012 tarihinde teleski kart sorumlusu tanık ..."a satmasını söylediği, tanık satmayı kabul etmeyince, kasayı devralıp sahte kartları satmaya başladığı, bu şekilde 50-60 adet sattıktan sonra parayı kasada bırakıp ayrıldığı, akşam sanık ..."ın kasaya gelerek sayım yaptığı (z) raporu ve parayı alarak ayrıldığı, bu şekilde sanıkların üzerlerine atılı resmi belgede sahtecilik ile kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçlarını işledikleri iddia olunan somut olayda;
1- Resmi belgede sahtecilik suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümlere yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklar savunması, katılan beyanı, tanıklar beyanı ve tüm dosya kapsamına göre; suça konu sahte biniş kartlarının orjinaline nazaran bilet seri numaralarının konulduğu yer ve yazı tekniği ile basıldığı materyal açısından farklılık arz ettiği, bu sahteliğin ilgililerce özel bir incelemeye tabi tutulmaksızın anlaşılabileceğinin mahkeme tarafından bizzat müşahade edildiği, sahte biniş kartlarının aldatıcılık niteliğini taşımadığı ve dolayısı ile suçun unsurları itibari ile oluşmadığı gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin; atılı suçun unsurlarının oluştuğuna, sanıkların cezalandırılmalarına karar verilmesi gerektiğine ilişkin ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2- Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklar savunması, katılan beyanı, tanıklar beyanı ve tüm dosya kapsamına göre; sanıkların iştirak halinde kamu kurumu olan ... Kayak Eğitim Merkezinin zararına olarak kendilerine menfaat sağlamak için sahte biniş kartları bastırıp, kart satış kulübesinde satışa sundukları, bu şekilde kendilerine tevdi olunan veya vazife dolayısı ile muhafaza, murakabe veya mesuliyeti altında bulunan paraları edinme amacına yönelik olmayıp, bizzat sahte kart bastırarak menfaat temin etmeyi amaçladıkları, dolayısı ile olayda suç konusunun hileli davranışlarla kayak eğitim merkezinin zararına olarak, kendilerine menfaat sağlamak olduğu ve sanıkların üzerlerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun sübut bulduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş, Anayasa Mahkemesinin TCK"nın 53. maddesine ilişkin olup, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, sanıkların sahte biniş kartları bastırıp, Ankara Elmadağ Hv.K.K"lığı Kaçma Kurtulma Kayak Eğitim Merkezinin kart satış kulübesinde satışa sunarak, kurumun muhtemel kazancına engel olmak şeklinde gerçekleşen eylemlerinden dolayı, üzerlerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşması nedeniyle tebliğnamenin bozma isteyen görüşüne iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık ... müdafii ile sanık ... müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak,
a- Hapis cezası ertelenen sanığın, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezasının "kısmen veya tamamen" infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin ihtarı yerine, "ertelenen cezanın tamamen infaz edileceği" ihtarı yapılmak suretiyle TCK"nın 51/7. maddesine aykırı davranılması,
b- 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerine ilişkin hak yoksunluğunun uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii ile sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükmün 2. fıkrasının son paragrafının hükümden çıkarılmasına, yerine "TCK"nın 51/7. maddesi gereğince denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın tamamen ya da kısmen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin, TCK’nın 51/8 maddesi uyarınca denetim süresinin iyi halli geçirilmesi halinde cezanın infaz edilmiş sayılacağının ihtarına" ibaresi yazılmak suretiyle ve TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin hüküm fıkrasından, “kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkı ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverilmeye “ ibaresinin çıkartılarak yerine, “hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53/3. madde ve fıkrası uyarınca, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerine ilişkin hak yoksunluğunun uygulanmamasına” ibaresi eklenmek suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.