Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/343 Esas 2020/4309 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/343
Karar No: 2020/4309
Karar Tarihi: 02.07.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/343 Esas 2020/4309 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/343 E.  ,  2020/4309 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    DDavacı vekili, müvekkili nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigortalı olan davalıya ait aracın ehliyetsiz sürücü kullanımındayken meydana gelen kazada yaralananlara icra kanalıyla 143.310,60 TL ödendiğini, aracın ehliyetsiz sürücü tarafında kullanılması nedeniyle zararın teminat kapsamı dışında kaldığını ve müvekkilinin rücu hakkının doğduğunu belirterek, 143.310,60 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş,birleşen davada ise Trabzon 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/108 Esas sayılı dosyası ile verilen karar sonucu hükmedilen bakiye karar ilam harcını müvekkili tarafından 8.599,01 TL olarak maliye veznesine yatırıldığını belirterek ödediği bu miktarın da davalıdan ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsilini istemiştir.
    Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre;Davanın kabulü ile 8.599,01 TL alacağın 09/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerektiği gibi, HMK 297/c maddesi gereğince hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir.
    Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasasının 141/3. maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
    Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir.
    Somut olayda, asıl ve birleştirilen dava olup birleşen dava yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, asıl dava yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 02/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.