Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/2665
Karar No: 2021/254
Karar Tarihi: 11.02.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/2665 Esas 2021/254 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2665
Karar No : 2021/254

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Birliği
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 21/11/2019 tarih ve E:2019/7014, K:2019/8579 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 10/01/2015 tarih ve 29232 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği'nin 13. maddesinin 2. ve 9. fıkralarının, 14. maddesinin 3. fıkrasının, 19. maddesinin 2. fıkrasının ve 32. maddesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 21/11/2019 tarih ve E:2019/7014, K:2019/8579 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin süre aşımı ve ehliyete ilişkin itirazlarının yerinde görülmeyerek işin esasına geçildiği,
Yönetmeliğin 13. maddesinin 2. ve 9. fıkralarının incelenmesi:
Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliğinin "Fiyat bilgisi içeren reklamlar" başlıklı 13. maddesinde,
...
(2) Reklamlarda tüketicilerin bilgisine sunulan fiyat, mal veya hizmetin tüm vergiler dâhil toplam satış fiyatı olmalıdır.
...
(9) Fiyatın geçerliliği ile ilgili bir süre veya stok sınırı var ise, bu süre ve stok miktarı reklamlarda açıkça belirtilir." kurallarının düzenlendiği,
Maddenin 2. fıkrasında; fiyat bilgisi içeren bir reklam veriliyorsa, reklamda tüketicinin bilgisine sunulan fiyatın, tüm vergiler dahil toplam satış fiyat olması gerektiğinin belirtildiği,
Reklamın, tüketicinin satın alma kararını etkileyen önemli araçlardan birisi olduğu, dava konusu düzenleme ile tüketicinin hukuki işlem gerçekleştirmeden önce bilinçli bir şekilde karar verebilmesi sağlanarak haksız reklam ve ticari uygulamalardan korunmasının amaçlandığı, böylece tüketicinin irade özerkliğinin temin edilmesi amacıyla kendini yanlış yönlendirebilecek her türlü reklam ve haksız ticari uygulama yasaklanarak reklam verenlere dürüst rekabet ilkelerine uyma, tüketiciyi yanıltmama yükümlülüğü getirildiği,
Tüketicinin satın alacağı ürüne ödeyeceği fiyatın, vergiler dahil ödeyeceği toplam bedel olmasında tüketici yararı bulunduğu gibi reklam veren aleyhine bir durumun da söz konusu olmadığı,
Nitekim, 6502 sayılı Kanun'un 54. maddesinin birinci fıkrasında; "Perakende satışa arz edilen malların veya ambalajlarının yahut kaplarının üzerine kolaylıkla görülebilir ve okunabilir şekilde tüketicinin ödeyeceği tüm vergiler dâhil satış fiyatı ve birim fiyatını gösteren, üretim yeri ve ayırıcı özelliklerini içeren etiket konulması; etiket konulması mümkün olmayan hâllerde aynı bilgileri kapsayan listelerin görülebilecek şekilde uygun yerlere asılması zorunludur. Hizmetlerin tarife ve fiyatlarını gösteren listeler de bu madde hükmüne göre düzenlenerek asılır." hükmüne yer verildiği,
Davacı tarafından; paket turlarda fiyata dahil edilemeyecek vergiler olduğu ileri sürülmekte ise de, Yönetmeliğin 13. maddesinin 3. fıkrasında, “Tüketicinin yaş, cinsiyet, sağlık durumu gibi özellikleri veya ilgili mevzuatı nedeniyle bir vergi, resim, harç veya ücretin hesaplanamaması durumunda bu unsurların fiyata dahil olmadığı reklamlarda açıkça belirtilir ve toplam fiyatın hesaplanma yöntemine yer verilir.” hükmüne yer verilerek 2. fıkradaki genel kuralın istisnası düzenlendiğinden maddenin 2. fıkrasında hukuka aykırılık bulunmadığı,
Maddenin 9. fıkrasında;
Dava konusu düzenlemenin, yukarıda yer verilen ilkeler çerçevesinde tüketicinin doğru bilgilendirilmesi amacını taşıdığı,
Davacı tarafından, düzenlemenin turizm uygulamasına aykırı olduğu, özellikle otel ve paket tur satışlarında seyahat acentası gazeteye ilan verene kadar diğer iletişim kanalarından da satışa devam ettiği için ilanın gazetede yayınlandığı tarihte kontenjanların dolmuş olabileceği iddia etmekte ise de; bu iddianın dinlenilebilir olmadığı, zira, dürüst rekabet ilkelerine uyan bir reklam verenin, reklam verdiği tarih itibarıyla elinde bulunan stok miktarını bilmesi ve reklamda vaat edilen fiyat stoklarla sınırlı ise reklamın verildiği tarih itibarıyla stok miktarı konusunda tüketicinin doğru bilgilendirebilmesi gerektiği, Yönetmeliğin 13. maddesinin 9. fıkrasında hukuka aykırılık bulunmadığı,

Yönetmeliğin 14. maddesinin 3. fıkrasının incelenmesi:
Yönetmeliğin "İndirimli satış reklamları" başlıklı 14. maddesinde;
"... (3) Yapılan indirimin miktarı veya oranı hesaplanırken, indirimli fiyattan bir önceki fiyat esas alınır." kuralının yer aldığı,
6502 sayılı Kanun’un “Fiyat etiketi” başlıklı 54. maddesinin 3. fıkrasında, “İndirimli satışa konu edilen mal veya hizmetlerin indirimli satış fiyatı, indirimden önceki fiyatı, tarife ve fiyat listeleri ile etiketlerinde gösterilir. İndirimli satışa konu edilen mal veya hizmetlerin indirimden önceki fiyattan daha düşük fiyatla satışa sunulduğunun ispatı satıcı veya sağlayıcıya aittir.” kuralına yer verilerek gerçek bir indirimden bahsedilebilmesi için ürünün bir önceki satış fiyatından daha düşük bir fiyata satışa sunulmuş olması gerektiğinin vurgulandığı,
Dava konusu düzenlemede anılan Kanun hükmüne aykırılık bulunmadığı gibi, düzenleme ile tüketicinin indirimli satışlarda indirim konusunda doğru bilgilendirilmesinin, mal veya hizmetin çok eski fiyatları ya da piyasaya ilk girdiği fiyat üzerinden yapılan sözde indirimlerden korunmasının amaçlandığı, Yönetmeliğin 14. maddesinin 3. fıkrasında hukuka aykırılık bulunmadığı,

Yönetmeliğin 19. maddesinin 2. fıkrasının incelenmesi:
Yönetmeliğin "Alt yazı, durağan yazı ve dipnotlardaki yazının boyutu" başlıklı 19. maddesinin ikinci fıkrasında, "Yazılı basında, broşür ve benzeri yazılı mecralarda yayınlanan reklamlardaki dipnotlarda kullanılan yazının boyutu, en az arial 8 punto büyüklüğüne eşdeğer büyüklükte olmalıdır." kuralının yer aldığı,
Davalı idare tarafından, “arial 8 punto büyüklüğüne eşdeğer büyüklük” şeklindeki ölçünün, Yönetmeliğin hazırlanması aşamasında konu ile ilgili resmi ve özel kurum ve kuruluşların ve teknik birimlerin görüşü alınarak, ortalama bir tüketicinin rahatça okuyup algılayabileceği minimum yazı karakteri büyüklüğü baz alınarak tespit edildiğinin belirtildiği,
Yazılı basında, broşür ve benzeri yazılı mecralarda yayınlanan reklamlarda yer alan dipnotlar için öngörülen yazı boyutunun ortalama tüketicinin rahatlıkla okuyabileceği minimum büyüklükte olduğunun anlaşıldığı, Yönetmeliğin 19. maddesinin 2. fıkrasında hukuka aykırılık bulunmadığı,

Yönetmeliğin 32. maddesinin incelenmesi:
Yönetmeliğin "Yükümlülük" başlıklı 32. maddesinde, "Kanunun 61 inci ve 62 nci maddeleri ile bu Yönetmeliğe uygun olmayan reklamın veya ticari uygulamanın daha sonra düzeltilmesi veya telafi edilmesi reklam verenin veya ticari uygulamada bulunanın tespit edilen aykırılığa ilişkin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz." kuralına yer verildiği,
Mevzuata aykırı reklam ve haksız ticari uygulamaların sonuçlarından tüketicilerin korunmasının amaçlandığı anlaşılan düzenlemede orantılılık ilkesine aykırılık görülmediği, Yönetmeliğin 32. maddesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle,
Davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Yönetmeliğin 14. maddesinin 3. fıkrasına ilişkin olarak; turizm sektöründe uygulanan erken rezervasyon sisteminde talep miktarının öngörülebilir olmaması nedeniyle reklam ve tanıtımlarda fiyat miktarının belirtilmesinin mümküm olmadığı, erken rezervasyonun tüketicilerin tatil seçimlerini, tatil tarihinden mükmün olduğunca erken yaparak sezon fiyatlarından daha uygun fiyata tatil yapması anlamına geldiği, bu uygulamada fiyatların işletmelerin doluluk oranlarına yani tüketici taleplerine göre belirlediği, talep miktarının da öngörülebilir olmaması nedeniyle net bir indirim oranının belirlenmesinin mümkün olamadığı, daha erken rezervasyon yaptıran müşterilerin kendilerinden sonra gelenlere göre daha uygun tatil satın aldığı, sezon dönemine yaklaşıldıkça işletmelerin doluluk oranlarındaki artış nedeniyle fiyatların yükseldiği ve bu nedenle de her tüketicilerin aynı oranda indirimden faydalanamadığı, bu sebeple, turizm sektöründe "indirimli fiyattan bir önceki fiyat" diye bir tespitinin mümkün olmadığı, Yönetmeliğin dava konusu diğer kısımlarına ilişkin olarak; turizm sektöründe esas olanın hizmetin tüketiciye sunulacağı zaman olduğu, hizmetin sunum tarihinde tüketici talebinin ne kadar olacağının önceden öngörülemeyeceği, bu nedenle dava konusu kuralların turizm sektöründe uygulanma imkanı bulunmadığı, davanın reddi yolunda verilen temyize konu Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 21/11/2019 tarih ve E:2019/7014, K:2019/8579 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 11/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi