Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2019/15857
Karar No: 2021/1733
Karar Tarihi: 11.02.2021

Danıştay 6. Daire 2019/15857 Esas 2021/1733 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/15857
Karar No : 2021/1733

KARAR DÜZELTME İSTEMİNDE
BULUNAN (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

DİĞER DAVALI : … Belediye Başkanlığı - …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN ÖZETİ : Danıştay Altıncı Dairesince verilen 25/03/2019 tarih ve E:2014/8558, K:2019/1645 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
6545 sayılı Türk Ceza Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 27. maddesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununa eklenen Geçici 8. maddenin 1. fıkrası uyarınca uygulanmasına devam edilen anılan Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre kararın düzeltilmesi istemi yerinde görüldüğünden, Dairemizin 25/03/2019 tarih ve E:2014/8558, K:2019/1645 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi.
Dava, Ankara ili, Gölbaşı ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda yapılan parselasyona davacı tarafından askı süresi içinde yapılan itirazın kabul edilmesine ilişkin Gölbaşı Belediye Encümeninin …tarih ve … sayılı kararı ile bu kararın onaylanmasına ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; davacı tarafından parselasyona yapılan itirazın kabulüne karar verilmesine rağmen fiili durumda bir değişiklik olmadığı, başka bir ifadeyle davacının itirazının kabulüne ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmediği anlaşıldığından, uyuşmazlığın itirazın reddi olarak değerlendirildiği ve incelemenin bu şekliyle yapıldığı, buna göre Mahkemenin 26.11.2013 tarih ve 13.02.2014 tarihli ara kararları ile davalı … Belediye Başkanlığından, davacının itirazı kabul edildiği halde, kendisine başka bir yerden tahsis yapılmamasının teknik ve hukuki nedenlerinin sorulduğu, ara karara cevaben davalı belediyece, itirazın gereğinin sehven yerine getirilmediğinin bildirildiği, bu durumda imar mevzuatı uyarınca parselasyonda mümkünse aynı veya yakın yerden müstakil tahsis yapılması, mümkün olmaması halinde teknik ve hukuki sebeplerinin ortaya konulması gerektiğinden, davacı tarafından parselasyona yapılan itirazın kabulüne karar verildiği halde, fiilen bu kararın uygulanmaması sonucunu doğuracak şekilde yapılan dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı …Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının müstakil maliki olduğu toplam 372 m2 büyüklüğündeki eski 47 ada, 4 parsel sayılı taşınmazın dayanak 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "TAKS:0.25, E:1.00, ayrık nizam 4 kat yapılaşma koşullarında konut alanı" kullanımında kaldığı, söz konusu taşınmazı kapsayan alanda parselasyon yapılmasının ilk olarak Gölbaşı Belediye Encümeninin 17.05.2007 tarih ve 38/225 sayılı kararı ile kabul edildiği, bu kararın Ankara Büyükşehir Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylandığı ve 16.08.2007-16.09.2007 tarih aralığında askıya çıkarılmak suretiyle ilan edildiği, bu parselasyonda, davacının eski taşınmazı ile aynı yerde "konut alanı" işlevli … ada, …parsel sayılı taşınmazın oluşturulmasına karşılık davacıya, daha uzak yerde 1.000 m2 büyüklüğünde oluşturulan "konut alanı" işlevli … ada, …parsel sayılı taşınmazda hazine ile birlikte hisseli şekilde tahsis yapıldığı, bunun üzerine davacı tarafından askı süresi içinde parselasyona itiraz edilerek, üzerinde konutunun bulunduğu eski taşınmazı ile aynı yerde oluşturulan imar parselinin kendisine tahsis edilmesinin ve bu parselde özel şahıslarla değil, belediye veya hazine ile birlikte hisselendirilmesinin talep edildiği, davacının itirazının Gölbaşı Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edildiği, bu kararın Ankara Büyükşehir Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylandığı ve bu hususun Gölbaşı Belediye Başkanlığının … tarih ve … sayılı yazısı ile davacıya bildirildiği, söz konusu bildirime rağmen davacının itirazının kabulüne ilişkin belediye encümeni kararının gereğinin yerine getirilmediğinin, davacı tarafından 26.03.2014 tarihinde Gölbaşı Belediye Başkanlığından şifahen öğrenilmesi üzerine, parselasyona askıda yapılan itirazın kabul edilmesine ilişkin belediye encümeni kararlarının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı görülmektedir.
Bu çerçevede, uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için öncelikle davanın hukuki nitelendirmesinin yapılması gerekmektedir.
İdari işlemlerin sona erdirilme usulleri yönünden konu ele alındığında; idari işlemin, niteliği gereği yapılmakla etkisinin tükenmesi, süreli olması veya yargı kararı ile iptaline karar verilmesi gibi idarenin iradesi dışındaki nedenlerle sona erdirilmesi mümkün olduğu gibi, kanunda verilen yetkiye dayanarak işlem tesis eden idarenin, ilgililerin başvuruları üzerine veya resen, işlemi geri alma, kaldırma, düzeltme ve değiştirme yetkisi de bulunduğundan, bu yönde yeni bir işlem tesis etmek suretiyle ilk işlemi kendi iradesiyle sona erdirmesi de mümkündür.
Doktrinde, "geri alma"; hukuka aykırı olduğu tespit edilen bir işleminin tüm hukuki sonuçları ile birlikte geçmişe etkili olarak tümüyle ortadan kaldırılması, "kaldırma"; hukuka uygun veya aykırı şekilde tesis edilmiş olan bir işlemin geleceğe etkili olarak tüm hukuki sonuçları ile birlikte ortadan kaldırılması, "değiştirme"; hukuka uygun veya aykırı şekilde tesis edilmiş olan bir işlemin geleceğe etkili olarak tümüyle veya kısmen ortadan kaldırılması ve aynı zamanda yerine yeni bir işlem tesis edilmesi, "düzeltme"; işlemin içeriğine ve sonucuna dokunmaksızın, işlemin hatalı olduğu tespit edilen kısımlarının yerine doğrularının geçmişe ve/veya geleceğe etkili şekilde konulması olarak tanımlanmıştır. (Günday, Metin, İdare Hukuku, Ankara 1999, syf.139; Aktaran: Dursun, Selman, İdari İşlemlerin Geri Alınması, Kaldırılması, Değiştirilmesi ve Düzeltilmesi, Prof. Dr. A. Şeref Gözübüyük'e Armağan, Turhan Kitabevi, Ankara 2005, syf.99-109).
Uyuşmazlıkta, ilk parselasyonun Gölbaşı Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilerek, Ankara Büyükşehir Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylandığı, bu parselasyona askı süresi içinde davacı tarafından yapılan itirazın Gölbaşı Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edildiği, bu kararın Ankara Büyükşehir Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylandığı görüldüğünden, bu haliyle davacının başvurusu üzerine davalı idare tarafından tesis edilen yeni bir işlemle, ilk parselasyonun uyuşmazlık konusu taşınmaza ilişkin kısmının, tüm hukuki sonuçları ile birlikte ortadan kalktığının kabulü gerekmektedir.
"İdari işlemin icrailiği" ve "idarenin re'sen icra yetkisi" kavramları yönünden konu ele alındığında, icrai işlemin; yeni hukuki sonuçların ortaya çıkarılması yönünde iradenin açıklandığı, ilgililerin hukuki durumunda değişiklik meydana getiren ve hukuksal anlamda bağlayıcı olan işlem şeklinde, idarenin re'sen icra yetkisinin ise; icrai bir işlem sonucunda ilgililerin hukuki durumda ortaya çıkan değişikliğin veya yeniliğin uygulamada kendiliğinden tezahür etmediği hallerde, davalı idarece, işlemin gereğine uygun bir takım faaliyetlere girişilerek, yeni hukuki durumun uygulamaya sokulması şeklinde tanımlanması mümkündür. İcrai işlemi tesis eden idarenin, bu işlemin uygulamaya girebilmesi için gerekli olan işlemleri yapma hususunda bağlı yetki içerisinde olduğu, bu yetkinin gereği gibi yerine getirilmemesi halinde ortaya çıkan ihtilafın ise temel işleme yönelen bir davanın değil, ayrı bir davanın konusunu oluşturduğu açıktır.
Bu doğrultuda uyuşmazlıkta, davacının itirazının kabul edilmesi suretiyle yeniden onaylanan parselasyonun, davacının hukuki durumunda değişiklik meydana getiren, bağlayıcı nitelikte icrai bir işlem olmasına karşılık, parselasyon işleminin niteliği gereği, ortaya çıkan hukuki sonuçların kendiliğinden uygulamaya girmesi mümkün olmadığından, davalı idarece, kök parsele dönüş cetvellerinin hazırlanması, yeni dağıtım cetvellerinin oluşturulması, tapu kaydında gerekli düzeltmelerin yaptırılması gibi yeni hukuki durumun uygulamaya geçirilmesine yönelik bir takım sıralı işlemler yapılması gerekmekte, bu aşamada işlemlerin mevzuata ve kamu hizmetinin gereklerine uygun şekilde yapılıp yapılmadığına ilişkin hukuki denetiminin ise parselasyonun onaylanmasına ilişkin temel işlemden bağımsız olarak ele alınması gerekmektedir.
Dava dilekçesinin temel unsurları olan "dava konusu", "dava sebepleri" ve "talep sonucu" yönünden konu ele alındığında; usul kuralları gereğince, dava dilekçesinin zorunlu unsurlarından olan davanın konusunun, davacı tarafından mahkemece hükme bağlanması talep edilen şeyin bir özeti niteliğinde olduğu ve talep sonucuna göre belirlendiği, davanın sebeplerinin, somut uyuşmazlığın dayandığı ve hukukun netice bağladığı maddi fiil ve/veya hukuki işlemlerden oluşan vakıaların açıklandığı (Kuru, Baki: Hukuk Usulünde Dava Sebebi, Adalet Dergisi, Sa.4, Ankara 1967, syf.242), diğer bir ifade ile davanın temelinin ve olaya uygulanacak hukuk kurallarının belirlenmesinde kurucu unsuru oluşturan bölüm olduğu, talep sonucunun ise, dava sebepleri arasında açıklanan maddi vakıalar bütününe dayalı olarak yargı yerince hükmedilmesi istenilen şeyin açıkça belirtildiği bölüm olduğu kabul edilmektedir.
Uyuşmazlıkta, alanda yapılan parselasyon sonucunda, davacının mümkün mertebe eski ... ada, ... parsel sayılı taşınmazı ile aynı yerde oluşturulan konut parselinde hisselendirilmesi gerekirken, herhangi bir hukuki ve teknik gerekçeye dayanmaksızın uzak yerde oluşturulan imar parselinde hisselendirilmesinin dağıtım ilkelerine ve imar mevzuatına aykırı olduğu şeklinde ileri sürülen iddiaların ilk parselasyonun konusunu oluşturduğu, ancak bu parselasyonun, yukarıda açıklandığı şekilde, davacının taşınmazı yönünden yürürlükte olmadığı, diğer taraftan ilk parselasyona davacı tarafından yapılan itirazın kabul edilmesine rağmen aradan geçen uzun süre içerisinde bu kararın gereğinin yerine getirilmediği, tahsis yeri açısından davalı idarelerin de kabulünde olan aykırılığın fiilen sürdürüldüğü şeklinde ileri sürülen iddiaların ise, parselasyonun yeniden onaylanması ile ortaya çıkan hukuki durumun idarenin re'sen icra yetkisi kapsamında uygulamaya geçirilmesi gerekliliğinin konusunu oluşturduğu, buna karşılık davacının itirazının kabul edilmesine ilişkin belediye encümeni kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı görülmekte olup, bu haliyle dava sebepleri arasında açıklanan maddi vakıalar ile davacının talep sonucu arasında bütünlük bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Kaldı ki, davacı tarafından, itirazının kabulüne ilişkin belediye encümeni kararının gereğinin yerine getirilmediğinin ilçe belediyesinden şifahen öğrenildiği belirtilerek, doğrudan dava açıldığı anlaşılmakta olup, bu durumun düzeltilmesine yönelik bir işlem tesis edilmesi talebiyle davalı idarelere başvurduğuna ilişkin dosya içerisinde herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır.
Dava konusu parselasyonun yeniden onaylanmasına ilişkin dava konusu işlemin, İdare Mahkemesi kararında "itirazın reddi" işlemi şeklinde incelenmesi yönünden konu ele alındığında; 2577 sayılı Kanunun "Üst makamlara başvurma" başlıklı 11. maddesinde, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, idarece altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı açıkça hüküm altına alınmıştır.
Bu durumda itirazın reddi işlemi, idarenin bu yönde açıkça tesis edeceği bir işlemle gerçekleşebileceği gibi, ilgilinin başvurusuna idarece 60 gün içinde cevap verilmemesi suretiyle zımni ret şeklinde gerçekleşmesi de mümkündür.
Buna karşılık uyuşmazlıkta, parselasyonda askı süresi içinde davacı tarafından yapılan itiraz Gölbaşı Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararı ile açıkça kabul edilmiş, bu karar Ankara Büyükşehir Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanmıştır.
Bu itibarla, temyiz istemine konu edilen İdare Mahkemesi kararında her ne kadar, davacı tarafından parselasyona yapılan itirazın kabulüne karar verilmesine rağmen bu kararın gereği yerine getirilmediğinden, uyuşmazlığın konsunun "itirazın reddi" olarak değerlendirildiği belirtilmiş ise de, yukarıda yer verilen tespit ve açıklamalar doğrultusunda; davacının başvurusu üzerine davalı idarece yeni bir işlem tesis edilmiş olması, bu işlemin davacının hukuki durumunda değişiklik meydana getiren icrai bir işlem olması ve bu işlemle birlikte ilk parselasyonun davacının taşınmazına ilişkin kısmının idarenin iradesi ile sona erdirilmiş olması karşısında, bu işlemin, ilgililer ve üçüncü kişiler üzerindeki etkilerini doğurması, diğer bir ifade ile maddi durumun hukuki duruma uygun hale getirilmesi için davalı idarenin bağlı yetki içinde yapmak yükümlülüğünde olduğu uygulamaya yönelik işlemleri hiç veya gereği gibi yapmadığından bahisle hukuk aleminde varlık kazanmış bir işlemin yok sayılarak, davanın konusunun itirazın reddi şeklinde kabul edilmesine imkan bulunmamaktadır.
Diğer taraftan usul hukukunun yargılamaya hakim ilkelerinden olan taleple bağlılık ilkesi gereğince mahkemenin, tarafların talepleriyle bağlı olduğu, talepten fazlasına veya talepten başka bir şeye karar veremeyeceği göz önünde bulundurulduğunda, iş bu davanın hukuki nitelendirmesinin; "parselasyona davacı tarafından yapılan itirazın kabul edilmesine ilişkin belediye encümeni kararlarının iptali istemi" olduğu anlaşılmaktadır. Bu aşamada konunun, iptal davasının niteliği ve hukuki sonuçları ile hukuki yarar kavramı kapsamında ele alınarak, davacının bakılan davayı açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Usul hukuku gereğince hukuki yarar; davacının mahkemeden hukuksal korunma istemekte bir çıkarının olması ve dava sonucunda verilecek olan kararın ortaya çıkan ihlali bertaraf edecek nitelikte olması, diğer bir ifade ile, davacının hakkını elde edebilmesinin veya menfaatini temin edebilmesinin, bu dava sonucunda verilecek karara bağlı olmasıdır. Ayrıca kişinin hakkına ulaşmak için bir mahkeme kararına ihtiyacı yoksa hukuki yarardan söz edilmesi de mümkün değildir. (Pekcanıtez, Hakan/Atalay, Oğuz/Özekes, Muhammet, Medeni Usul Hukuku, Ankara 2011, s.297).
2577 sayılı Kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde iptal davaları; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
Bu tanım ve Danıştay'ın istikrar kazanmış kararları uyarınca iptal davası, menfaati ihlal edilenler tarafından açılabilen bir idari dava türü olup, yargı mercince, dava konusu işlemde hukuka aykırılık tespit edilmesi halinde verilen iptal kararları geçmişe etkili şekilde sonuç doğuran, diğer bir ifade ile idari işlemi tesis edildiği andan itibaren tüm hukuki sonuçlarıyla ortadan kaldıran ve kesin hüküm oluşturan nitelikte yargı kararlardır.
Bu çerçevede, ilk parselasyona davacı tarafından yapılan itirazın kabul edilmesine ilişkin dava konusu belediye encümeni kararlarının, davacının menfaatine uygun hukuki sonuçlar doğuran icrai bir işlem olduğu, bu işlemin iptaline karar verilerek, doğurduğu tüm hukuki sonuçların geçmişe etkili olacak şekilde ortadan kaldırılmasının, davacının gerçek iradesi olan, eski taşınmazı ile mümkün mertebe aynı yerden imar parseli tahsis edilmesi yolunda idareyi işlem tesis etmeye sevk etme amacına hizmet etmeyeceği, aksine davacının lehine olan işlemin ortadan kaldırılmasının, davacının hukuki durumunu daha da kötüleştireceği anlaşıldığından, ilk parselasyona yapılan itirazın kabul edilmesine ilişkin Gölbaşı Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararı ile bu kararın onaylanmasına ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararının iptalini istemekte davacının hukuki yararı bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Öte yandan, uyuşmazlık konusu eski … ada, … parsel sayılı taşınmazın, dayanak 1/1000 ölçekli uygulama imar planında öngörülen sosyal ve teknik altyapı alanları ile kamu hizmet alanlarına isabet eden kısmının bulunmadığı, tamamının konut alanında kalmasına ve parselasyon sonucunda taşınmazın bastığı yerde konut işlevli imar parseli oluşturulmasına karşılık ilk parselasyonda davacıya başka yerden tahsis yapıldığı, bunun üzerine davacı tarafından parselasyona yapılan itirazın kabulüne karar verilmek suretiyle, aynı yerden tahsis yapılmamasının gerekçesinin hukuki ve teknik sebeplerden kaynaklanmadığının davalı idarelerce de kabul edildiği anlaşılmakta olup, idari istikrar ilkesi uyarınca kişilerin idare karşında kendilerini güvende hissetmesini sağlamak ve hukuka uygun işlem tesis etmek mecburiyetinde olan idarenin, davacının itirazını kabul etmek suretiyle tesis ettiği yeni işlemin gereklerini, bu yolda bir yargı kararına ihtiyaç olmadan yerine getirmek zorunda olduğu açıktır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın BOZULMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 11/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi