8. Hukuk Dairesi 2016/21203 E. , 2019/4799 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı-karşı davalı ... vekili, evlilik birliği içinde davalı kadın adına edinilen 25399 ada 1 parselde bulunan 10 numaralı bağımsız bölüm nedeniyle 15.000,00 TL katkı payı alacağının, birleşen davada söz konusu taşınmaz nedeniyle 235.000,00 TL katkı payı alacağının davalı kadından tahsilini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı ... Nerdet Tirit vekili, erkeğin açtığı davanın reddini savunmuş, karşı dava dilekçesinde evlilik birliği içinde karşı davalı erkek adına edinilen 137 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kadının ziynetleri ve kadın adına kadının ağabeyi tarafından gönderilen para ile alındığını ileri sürerek, kadının katkısı sebebiyle 20.000,00 TL katkı payı alacağının karşı davalı erkekten tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığından bahisle davanın reddine dair verilen ilk karar Daire’nin 14.06.2010 tarihli ve 2010/1193 Esas, 2010/3241 Karar sayılı ilamı ile davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açıldığı, işin esası hakkında karar verilmesi gerektiğine işaret edilerek bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda erkeğin açtığı dava ve birleşen davanın kısmen kabul kısmen reddine, 22.945,00 TL katkı payı alacağının kadından alınıp erkeğe verilmesine, kadının açtığı karşı davada 20.000,00 TL ziynetten kaynaklanan katkı payı alacağının erkekten alınıp kadına verilmesine karar verilmiş, hüküm her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Eşler, 23.09.1977 tarihinde evlenmiş, 28.09.2001 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 16.10.2001 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar mal ayrılığı rejimi geçerlidir (TKM mad.170) Tasfiyeye konu 25399 ada 1 parselde bulunan 3 kat 10 numaralı bağımsız bölüm ve 137 ada 8 parsel sayılı taşınmaz, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 04.04.1997 ve 13.06.1984 tarihlerinde edinilmiş, 137 ada 8 parsel sayılı taşınmaz 18.12.1996 tarihinde 3. kişiye devredilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179).
1. Davacı-karşı davalı ... vekilinin karşı davaya ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemece karşı davanın kabulüne karar verilmiş ise de bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır.Şöyle ki; tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, 137 ada 8 parsel sayılı taşınmazın erkek adına 13.06.1984 tarihinde edinilip 18.12.1996 tarihinde 3. kişiye satıldığı ve erkek tarafından açılan dava-birleşen davanın konusu olan 10 nolu bağımsız bölümün edinilmesinde satış bedelinin kısmen kullanıldığı, Mahkemenin bu yöndeki belirlemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, satış parasından kalan bedelin de boşanma dava tarihi dikkate alındığında aradan geçen süre itibarıyla mevcut olmadığı, aksinin de ispat edilemediği anlaşıldığına, ziynetlerin bedelinin tahsiline ilişkin bir talep de olmadığına göre, kadın tarafından açılan karşı davanın reddi gerekirken mükerrer tahsile de sebebiyet verecek şekilde 8 parsel üzerinden yazılı şekilde kabul kararı verilmesi doğru değildir.
2. Tasfiyeye konu 25399 ada 1 parselde bulunan 3. kat 10 numaralı bağımsız bölüme ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
a. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
b. 25399 ada 1 parselde bulunan 3 kat 10 numaralı bağımsız bölümün edinme tarihi itibarıyla değerinin 4.750,00 TL olduğu, bu bedelin 3.929,13 TL’sinin kadının kardeşlerinden borç alıp miras payından ödediği bedelle başka bir deyişle kadının kişisel malı ile kalan 820,87 TL’nin 137 ada 8 parsel sayılı taşınmazın satışından elde edilen para ile karşılandığı yönündeki değerlendirmede bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; yapılan hesaplamada 137 ada 8 parsel sayılı taşınmazdan gelen paranın tamamının erkeğin kişisel malı olarak değerlendirilmesi doğru olmamıştır. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, 137 ada 8 parselin edinilmesine kadının ziynetleri ile katkıda bulunduğu, yukarıda da izah edildiği üzere anılan parselin 18.12.1996 tarihinde 3. kişiye satılıp 10 nolu bağımsız bölümün edinilmesinde satış bedelinin kısmen kullanıldığı anlaşıldığından, 137 ada 8 parsel sayılı taşınmazın satışından gelen paranın %30,65’inin davalı kadının ziynetler nedeniyle kişisel malı olarak denkleştirmede dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekirken yazılı şekilde hatalı hesaplamaya dayanılarak karar verilmesi doğru olmamıştır.
c. Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir (HMK mad. 297/2). Bu halde, Mahkemece asıl ve birleşen dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken anılan davalar hakkında birlikte hüküm oluşturulması da isabetsizdir.
SONUÇ: 25399 ada 1 parselde bulunan 3 kat 10 numaralı bağımsız bölüme ilişkin olarak yukarıda 2/b ve c nolu bentlerde; karşı davaya ilişkin olarak davacı-karşı davalı ... vekilinin yukarıda 1 nolu bentte gösterilen nedenlerle yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraf vekillerinin 25399 ada 1 parselde bulunan 3 kat 10 numaralı bağımsız bölüme ilişkin diğer temyiz itirazlarının yukarıda 2/a nolu bentte gösterilen nedenle reddine, bozma nedenlerine göre vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelen temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 09.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.