(Kapatılan)13. Ceza Dairesi 2012/815 E. , 2013/13100 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık ve hırsızlık malı alma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
A-Sanık ... hakkında kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
TCK"nın 168/1. maddesinin uygulanma koşulları bulunmadığı hâlde sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık ...’in temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
B-Sanık ... hakkında kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Dairemizce de benimsenen ve Yargıtay CGK"nın 26.03.2013 günlü, 2012/6-1232 esas ve 2013/106 karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, çalınan malın 3. kişiye satılması halinde; 5237 sayılı TCK"nın 168. maddesinin uygulanabilmesi için hırsızlık suçunun failinin, sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın, hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlaması yetmez. Failin bizzat pişmanlık göstererek, satın alan iyiniyetli ise; sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlaması yanında aynen geri verme veya tazmin suretiyle satın alanın zararını da gidermesi, kötü niyetliyse; satın alandan elde ettiği para veya sağladığı menfaati, kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi gerekir. Esasen iyiniyetli olan satın alanda bulunan ve hırsızlık suçuna konu olan eşyaya elkonulamaz. Hırsızlık suçuna konu eşyaya elkonulmasına rağmen, failin satın alandan aldığı para veya sağladığı menfaatin satına alana iade edilmemesi halinde, satın alana Devlet eliyle haksızlık yapılmış olur.
Somut olayda, “satın alan TCK"nın 165. maddesinin faili olmakla kötü niyetli olduğundan, hırsızlık suçunun faili, çaldığı malı sattığı yeri söyleyerek suç konusu eşyanın mağdura iadesini sağlamışsa da satın alandan elde ettiği parayı kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi” halinde, etkin pişmanlık hükümleri uygulanabileceği için TCK"nın 168/1. maddesinin uygulanma koşulları bulunmadığı hâlde sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanıkların sebep olduğu 9.00 TL tutarındaki yargılama giderinin sanıklardan payları oranında tahsiline karar verilmesi gerekirken müteselsilen alınmasına karar verilmesi;
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından ‘‘Toplam 9.00 TL tutarındaki yargılama giderinin sanıklardan müteselsilen tahsiline’’ ilişkin bölüm çıkarılarak, yerine “ Sanıkların sebep oldukları 9.00 TL tutarındaki yargılama giderlerinden sanık ...’nin payına düşen 2.25 TL"nin sanık ...’den tahsiline “ tümcesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
C-Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
1-Sanıklar ... ve ...’nin yüklenen suçu işlediğine ilişkin diğer sanık ...’nin sanık ... yönünden sonradan geri aldığı aşamalardaki suç atma niteliğinde kalan anlatımı dışında, hükümlülüklerine yeterli hukuka uygun, kuşkudan uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı kanıt bulunmadığı gözetilmeden, beraatleri yerine yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre;
2- Dairemizce de benimsenen ve Yargıtay CGK"nın 26.03.2013 günlü, 2012/6-1232 esas ve 2013/106 karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, çalınan malın 3. kişiye satılması halinde; 5237 sayılı TCK"nın 168. maddesinin uygulanabilmesi için hırsızlık suçunun failinin, sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın, hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlaması yetmez. Failin bizzat pişmanlık göstererek, satın alan iyiniyetli ise; sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlaması yanında aynen geri verme veya tazmin suretiyle satın alanın zararını da gidermesi, kötü niyetliyse; satın alandan elde ettiği para veya sağladığı menfaati, kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi gerekir. Esasen iyiniyetli olan satın alanda bulunan ve hırsızlık suçuna konu olan eşyaya elkonulamaz. Hırsızlık suçuna konu eşyaya elkonulmasına rağmen, failin satın alandan aldığı para veya sağladığı menfaatin satına alana iade edilmemesi halinde, satın alana Devlet eliyle haksızlık yapılmış olur.
Somut olayda, “satın alan TCK"nın 165. maddesinin faili olmakla kötü niyetli olduğundan, hırsızlık suçunun faili, çaldığı malı sattığı yeri söyleyerek suç konusu eşyanın mağdura iadesini sağlamışsa da satın alandan elde ettiği parayı kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi” halinde, etkin pişmanlık hükümleri uygulanabileceği için TCK"nın 168/1. maddesinin uygulanma koşulları bulunmadığı hâlde sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması,
3- Sanık ...’nın benzer suçtan yargılandığı dava dosyasına ait temyiz diliekçesine ekli sağlık kurulu raporundan 5237 sayılı TCK’nın 32/2. maddesi uyarınca işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olduğunun belirtilmesi karşısında sanığın TCK"nın 32. maddesi kapsamında bir akıl hastalığı bulunup bulunmadığı araştırılmadan hüküm kurulması,
4-Sanıklar için ortak yapılan yargılama giderlerinin, payları oranında alınmasına karar verilmesi gerekirken, müteselsilen tahsiline karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK"nun 326/2. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve ... müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 06.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.