Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/6306
Karar No: 2011/3427
Karar Tarihi: 13.6.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/6306 Esas 2011/3427 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/6306 E.  ,  2011/3427 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

    ... ile Hazine ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Kangal Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 15.07.2010 gün ve 107/106 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı, dava konusu 112 ada 35 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, bu işlemin yanlış olduğunu, söz konusu yerin 70-80 yıldan beri kendisi ve miras bırakanlarının zilyetliği altında bulunduğunu açıklayarak Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile babası ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı Hazine temsilcisi; kadastro tespitinin doğru olduğunu davanın reddini savunmuştur.
    Davaya dahil edilen köy tüzel kişiliği temsilcisi davayı kabul ettiğini açıklamıştır.
    Davacı şahıs kendisini mahkeme kararıyla ölü babası ...’ın miras şirketine temsilci olarak tayin ettirmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın fenni bilirkişi Mehmet Göztepe tarafından düzenlenen 14.7.2010 tarihli ek rapor ve ekli krokisinde yeşil renkle taralı A harfiyle gösterilen 11303,80 m2 ile C harfiyle işaretlenen 8313.48 m2’lik yerlerin ayrı bir parsel numarası verilerek davacı Ali oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içerisinde Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Toplanan kanıtlar tüm dosya kapsamından; dava konusu 112 ada 35 parsele ait kadastro tutanağı getirilmiştir. Mera niteliğiyle 1089.979,89 m2 olarak 12.1.2009 tarihinde Hazine adına tespitinin yapıldığı ve itirazsız olarak 24.3.2009 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Dava dilekçesi ekindeki onaylı nüfus aile kayıt tablosuna göre davacının miras bırakanı Sırma’dan olma ...oğlu ...’ın 28.7.1979 tarihinde öldüğü; mirasçısı olarak dul eşi Hatice ile davacı dahi toplam 10 adet mirasçısının bulunduğu anlaşılmıştır. Dosyada mevcut Kangal Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/382 Esas, 2010/83 Karar sayılı miras şirketine temsilci atanmasına ilişkin kesinleşen hasımlı karardan davacının kendisini eldeki dava dosyası için ölü ...’ın miras şirketine temsilci atandığı belirlenmiştir. Mahallinde keşif yapılmıştır. Dinlenen tutanak bilirkişileri ile yerel bilirkişiler ve davacı tanığı ittifakla bu taşınmazın davacıya dedesinden babasına miras yoluyla kaldığını, babası ...’ın öldüğünü mirasın paylaşılmadığını, eklemeli zilyetliğin 80 yıldan beri davacı ve ailesinde olduğunu söylemişlerdir. Keşifte görevlendirilen teknik bilirkişi kroki ve raporunu dosyaya sunmuştur. Davacının dava konusu ettiği yerlerin A, B ve C harfleriyle özgülendiği, ancak B harfiyle saptanan yerin üçüncü kişi adına kayıtlı 112 ada 4 nolu parsel olduğu ve bu parsel maliki aleyhine dava açılmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi dahilindedir. Uyuşmazlık, öncelikle niteliğiyle tespit ve tescili yapılan taşınmazla ilgili olarak yöntemine uygun bir biçimde kadim ve tahsisli mera araştırmasının yapılmaması ve davacının miras şirketine mümessil olarak atanmasına karşın davacı adına tescil kararı verilmesinde toplanmaktadır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, davacı taşınmazın üst muris dedesinden kendi miras bırakanı babasına kaldığını, babasının ölü olduğunu ve ölü babası adına tescil kararı verilmesini istemiştir. Bilahare, babasının miras şirketine, kendisini kesinleşen hasımlı mahkeme kararıyla mümessil ataması yaptırmıştır. Bu durumda, davanın tereke adına açıldığının ve tüm mirasçılar adına iptal ve tescil isteğinde bulunduğunun kabulü gerekir. Bu bakımdan Tereke adına açılan bir davada yalnızca davacı adına iptal ve tescile karar verilmesi doğru değildir. Bundan ayrı, taşınmazın köy sınırları içerisinde bulunduğu dikkate alınarak komşu köylerden seçilecek yaşlı ve yansız üç yerel bilirkişi aracılığıyla kadim mera araştırmasının yapılması, aynı biçimde meradan yararı bulunmayan komşu köyler halkı arasından yeri bilen yaşlı tanıklarını bildirmeleri için taraflara süre ve imkan tanınması, yerel bilirkişi ve tanıkların HUMK.nun 258 maddesi uyarınca davetiyeyle keşif yerine çağrılmaları, aynı kanunun 259 maddesi gereğince, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, dava konusu yerin kadim ve tahsisli mera kayıtları kapsamında kalıp kalmadığının yada kadim mera sayılan yerlerden olup olmadığının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak saptanması, bu nedenle Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü, İl-İlçe Tarım Müdürlüğü ve ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşlarından bu yere ilişkin tahsisli mera kaydı bulunup bulunmadığının soruşturulması varsa bununla ilgili harita kayıt ve belgelerin onaylı ve okunaklı suretlerinin getirtilmesi ve nizalı yerde yöntemine uygun bir biçimde uygulanması gerekir. Belirtilen biçimde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerindedir kabulü ile hükmün açıklanan sebeplerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.6.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi