Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde, 6306 sayılı Kanun çerçevesinde taşınmazın yıkılarak yeni bir bina yapılması hakkında karar almak üzere 18/12/2015 tarihinde kat malikleri kurulunun toplandığını, 4 nolu bağımsız bölüm maliki adına vekili ......önetici ve aynı zamanda müteahhit 9 ve 6 nolu bağımsız bölümlerin malik........ ile vekili ve diğer kat maliklerinin tamamının katıldığını, 3 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin yeni projede her birinin tahmini 10,12 m2 büyüyeceği ve yeni daire m2"lerin 113 m2 olacağının belirtildiği, mevcut mimari projeden de görüleceği üzere 3 nolu bağımsız bölümün yaklaşık 46 m2, 4 nolu bağımsız bölümün 65 m2 büyütüleceği toplantı tutanağında belirtilen 3 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin tahmini 10, 12 m2 büyütüleceği ibaresinin gerçeği yansıtmadığını, aynı katta bulunan 13,72 m2 büyüklüğündeki kapıcı dairesi ve apartmanın ortak kullanım alanı olan bina girişi ve koridorunun bu katta bulunduğu taşınmaz değerlendirme müşavirliği raporunda 3 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin 72"şer m2 olduğu belirtilerek değerlendirme yapıldığı projeden görüleceği üzere 3 nolu bağımsız bölüm yaklaşık 67 m2, 4 nolu bağımsız bölümün yaklaşık 48 m2 olduğu, aynı katta bulunan 13,72 m2 büyüklüğündeki ortak yer olan kapıcı dairesi bina girişi ve koridorun bu katta bulunduğu ve bu hususlar dikkate alınmadan yapılan değerlendirmenin gerçeği yansıtmadığını, toplantıda daha uygun müteahhit teklifleri olmasına rağmen pahalı olan 9 ve 6 nolu dairelerin sahibi..... ait şirketin teklifinin diğer kat maliklerince kabul edildiği, B.......malikler lehine herhangi bir kat artışı sağlamadığı mevcut 3 katlı 10 adetli taşınmaz aynı hisse payları ve aynı sayıda yenilendiği yeni projede orantısız olarak büyütülen bağımsız bölüm maliklerinin ödeyeceği şerefiye miktarları değer artışları ve mevcut hisse payları ile orantılı olmadığını, ayrıca mimari projeyi görmek en doğal hakları iken müteahhit tarafından gösterilmediğini, müvekkilinin 5 nolu bağımsız bölüm aleyhine diğer bölümler lehine haksız bir düzenleme olduğunu, bu nedenlerle toplantıda alınan kararların iptal edilmesini, işletme projesini iptal edilmesi istenilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde 13/05/2016 tarihinde davanın reddine karar verilmiş, hükmün temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2017/2992 E.- 2018/2721 K. sayılı ve 09/04/2018 tarihli ilamı ile, “dava konusu taşınmaz üzerinde yapının halen mevcut olduğu, kat mülkiyetinin kurulu bulunduğu dikkate alındığında binanın yıkılarak yeniden yapılması yönündeki kararın Kat Mülkiyeti Kanununun 45. maddesi gereğince tüm kat maliklerinin oybirliği ile verecekleri kararla mümkün olduğundan bu koşulu sağlamayan 18/12/2015 günlü kat malikleri kurulu kararının iptali yerine yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden” hükmün bozulmasına karar verilmiştir
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulü ile 18/12/2015 tarihli kat malikleri kurulu kararının iptaline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kat malikleri kurulu toplantısının iptali istemine ilişkindir.
Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve gereği yerine getirilerek, iptali istenilen kat malikleri kurulu toplantısının usul ve kanuna uygun olmadığının tespiti ile davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 29/06/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.