23. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/1824 Karar No: 2019/464 Karar Tarihi: 14.02.2019
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/1824 Esas 2019/464 Karar Sayılı İlamı
23. Hukuk Dairesi 2016/1824 E. , 2019/464 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen sıra cetveline itiraz davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 09.12.2015 günlü ve 2015/2910 Esas, 2015/7973 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi, gereği görüşüldü. - KARAR - Davacı vekili, ... 12. ... Müdürlüğünün 2007/3646 Esas sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde ilk iki sırada yer alan davalı alacaklıların söz konusu takiplerini mal kaçırmak ve dolayısıyla alacaklılara zarar verme kastıyla yapıldığını, davalılar ile borçlu arasında borç doğurucu gerçek bir ticari ilişki olduğunu teyit eden hiçbir belge bulunmadığını bu nedenle gerçek bir alacak borç ilişkisi mevcut olmadığını ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilerek sıra cetvelinde davalılara ayrılan payların müvekkilinin alacaklı olduğu dosyaya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerektiğini, aynı taraflar arasında ve aynı ... dosyalarına konu alacak borçlardan dolayı daha önce yapılan satış işlemleri nedeniyle, sıra cetvelleri düzenlendiğini ve sıra cetvellerinin iptali davalarının derdest olduğunu, müvekkillerinin takip konusu kambiyo senetlerini ciro yoluyla aldıklarını, davalıların borçludan kambiyo senedine dayalı olarak alacağı olduğunu, davacının 01.08.2008 tarihli sıra cetvelinde müvekkillerinin alacağına daha önce itiraz etmediğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 09.12.2015 tarihli ve 2015/2910 Esas 2015/7973 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Her sıra cetveli alacaklılara yeni bir itiraz ve şikayet hakkı verir. Başka bir taşınır ya da taşınmaz ile ilgili düzenlenen sıra cetveline muvazaa itirazının ileri sürülmemiş olması, daha sonra düzenlenen sıra cetvellerinde ileri sürülmeyeceği anlamına gelmemektedir. Somut olayda davacı sıra cetvelinde birinci sırada yer alması gerektiğini ayrıca davalıların alacaklarının muvazaalı olduğunu ileri sürmüştür. Bu nedenle davacının iddiası, alacağın hem esasına hem de sırasına yöneliktir. Hem sıraya ve hem de alacağın esas ve miktarına yönelik itirazların birlikte ileri sürülmesi halinde kural olarak, önce sıraya yönelik uyuşmazlığın çözülmesi, bu itirazın yerinde olmadığının anlaşılması halinde ise davalı alacağının varlığının ve miktarının incelenmesi gerekir. Bu durumda mahkemece, davacı vekilinin hem sıraya yönelik şikayetlerinin hem de esasa yönelik itirazlarının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin onama ilamının kaldırılarak mahkeme kararının açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 09.12.2015 tarihli ve 2015/2910 E. 2015/7973 K. sayılı onama ilamı ortadan kaldırılarak hükmün BOZULMASINA, temyiz ve tashihi karar peşin harçların istek halinde karar düzeltme talep edene iadesine, 14.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.