
Esas No: 2011/3111
Karar No: 2011/3424
Karar Tarihi: 13.06.2011
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/3111 Esas 2011/3424 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
... ve müşterekleri ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Afşin Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 09.03.2010 gün ve 596/175 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar, kadastro sırasında dava konusu 158 ada 19 ve 21 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, bu yerlerin evveliyatının ölü babaları ...’a ait olduğunu, onun ölümünden sonra zilyetliğin kendilerine geçtiğini açıklayarak dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının kendi adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı Hazine, kadastro tespitinin doğru olduğunu davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu 158 ada 131 parselin 26600,29 m2’lik kısmının hisseli olarak davacılar Haydar oğlu ... ve ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hüküm süresi içerisinde Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller tüm dosya kapsamından; eldeki dava 18.11.2008 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesine açılmıştır. Görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine dosya Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Mahallinde Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanığı özetle; dava konusu 158 ada 19 ve aynı ada 21 numaralı parsellerin 45-50 yıl kadar önce davacıların zilyetliği altında iken ölümü ile davacılar tarafından kullanılmaya devam edildiği açıklanmıştır. Keşifte görevlendirilen teknik bilirkişi nizalı yerin aynı ada 131 parsel içerisinde kaldığını rapor etmiş ve ölçekli kroki vermiştir. Davacılar vekili 11.1.2010 havale tarihli ıslah dilekçesiyle davayı 158 ada 131 parsele özgülemiş ve bu parselin 26600.29 m2’lik kısmının tescilini talep etmiştir. Davacı vekili 16.2.2010 tarihli oturumda aynı ıslah beyanını tekrarlamış bu yerin rızai taksim sonucunda vekil edenlerine kaldığını bu konuda dava dışı kardeşler Gülsüm, Melek ve Fatma Karakuş’u bir sonraki oturumda hazır edeceğini açıklamıştır. 9.3.2010 günlü oturumda keşifte dinlenen yerel bilirkişi ile davacıların kız kardeşlerinden Fatma Karakuş dinlenmiş olup bu şahıslar dava konusu yapılan 158 ada 131 parselde belirlenen yerin önceden davacıların murisine ait iken ölümü ile mirasçılar arasında yapılan rızai taksim sonucunda davacılara kaldığını imzalı beyanlarıyla açıklamışlardır. Dosyadaki çap kaydı ve noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen 158 ada 131 parsele ait kadastro tutanağı incelenmiştir. Ham toprak niteliğiyle 704.007,45 m2 olarak 2.7.1999 tarihinde Hazine adına tespit edildiği ve itirazsız olarak 29.1.2000 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Açıklanan bu olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi dahilindedir. Ancak davacılar dava dilekçelerinde ve vekilleri aracılığıyla verilen ıslah dilekçesiyle 16.2.2010 tarihli oturumdaki imzalı beyanlarında tescil talep ettikleri halde iptal istememişlerdir. Mahkemece, tesciline karar verilen bölüm yönünden 158 ada 131 parsele ilişkin bu kısma hasren iptal kararı vermemiştir. Kural olarak tescil; daha geniş kapsamlı olup iptali de içermektedir. Ancak davacılar iptal isteğinde bulunmamışlardır. Mahkemece de iptal kararı verilmemiştir. İlke olarak iptal kararı verilmeden tescile karar verilemez. Ne var ki, keşifte yapılan ölçüm sonucunda bu husus net bir biçimde belirlendiğinden değinilen yön bozma sebebi yapılmamış olup; bu durum HUMK.nun 438/7. maddesi göz önünde bulundurularak hüküm fıkrasına;"158 ada 131 parsel sayılı taşınmaz" ibaresinden sonra gelmek üzere "teknik bilirkişi Murat Güner tarafından tanzim edilen 8.6.2009 tarihli rapor ve eki 1/5000 ölçekli kroki üzerinde kırmızı kalemle taralı A harfi ile belirtilen 26600.29 m2’lik kısma ilişkin parselin tapu kaydının iptaline" tümcesi eklenerek kararın düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA ve 2588 sayılı Kanunla eklenen 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi uyarınca Hazineden harç alınmasına mahal olmadığına 13.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.